12. Ceza Dairesi 2019/8893 E. , 2021/432 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suçlar : Hakaret, görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal, şantaj
Karar-Hükümler : 1- Sanığın hakaret suçundan TCK’nın 125/1-2, 62, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyetine dair hükme yönelik temyiz isteminin reddine ilişkin ek karar
2- Sanığın görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan TCK’nın 6352 sayılı Kanunun 81. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki 134/1, 134/1-2, 53/1-a-b-c-d-e maddeleri gereğince mahkumiyetine ilişkin hüküm
3- Sanığın şantaj suçundan TCK’nın 107/1, 53/1-a-b-c-d-e maddeleri gereğince mahkumiyetine ilişkin hüküm
Hakaret suçundan sanığın mahkumiyetine dair hükme yönelik temyiz isteminin reddine ilişkin ek karar, sanık müdafii tarafından, şantaj ve görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 19.02.2015 tarihli tebliğnamesi ile dosyanın gönderildiği Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 21.05.2019 tarihli ve 2015/5832-2019/9434 sayılı görevsizlik kararıyla “...İddianamede açıklanan ve hükümlerde kabul edilen eylemlere, Yargıtay Kanununun 14. maddesine, Yargıtay Büyük Genel Kurulunun kararına, temyizin kapsamına, sanık hakkında, TCK’nın 107/2. maddesi gereğince şantaj, 125/1. maddesi gereğince hakaret ve TCK"nın 134/2. maddesi gereğince özel hayatın gizliliğini ihlal suçlarından kamu davası açılarak hüküm kurulmuş olmasına, en ağır yaptırımı içeren suçun özel hayatın gizliliğini ihlal olmasına göre, işin incelenmesi Yüksek 12. Ceza Dairesinin görevine girdiği...” nedenine dayalı olarak dosyanın Dairemize gönderildiği anlaşılmaktadır.
Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun 25.12.2019 tarihli ve 2019/Bşk-145-2019/182 sayılı kararında; “...Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarıyla sürdürülen uygulamaya göre, çeşitli suçlara ilişkin açılan davalardan en ağırı saptanırken, hapis cezasının üst sınırı daha fazla olan suça ilişkin dava daha ağır olarak kabul edilmeli, üst sınırların eşit olması hâlinde bu kez alt sınırı daha fazla hapsi gerektiren suça ilişkin davanın daha ağır olduğu sonucuna varılmalıdır. Hapis cezası ile birlikte öngörülen adli para cezaları ise, her iki suça ilişkin hapis cezalarının alt ve üst sınırlarının eşit olması hâlinde dikkate alınmalıdır... ceza dairelerinin görevlerinin belirlenmesinde artırım maddelerinin dikkate alınamayacağı...” açıklamaları yer almaktadır.
Özetlenen dosya kapsamına ve Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kurulunun istikrarlı kararlarına, temyiz incelemesine konu edilen eylemlere ilişkin iddianamelerdeki ve mahkeme kararındaki nitelendirmelere, 28.06.2014 tarihli ve 29044 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunun 31. maddesi ile değişik Yargıtay Kanunu"nun 14. maddesindeki; “Ceza dairelerinde: a) Daireler arasındaki iş bölümünün belirlenmesinde mahkeme kararındaki nitelendirme, mahkûmiyet dışındaki kararlarda ise iddianamede veya iddianame yerine geçen belgedeki nitelendirme esas alınır. b) Çeşitli suçlara ait davalarda, suçların en ağırını incelemeye yetkili olan daire görevlidir.” hükmüne, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 21.05.2019 tarihli görevsizlik kararında belirtilenin aksine, sanık hakkında TCK’nın 134/2. madde ve fıkrasındaki görüntü veya seslerin ifşa edilmesi suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan değil, TCK’nın 6352 sayılı Kanunun 81. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki 134/1-2. madde, fıkra ve cümlesinde yer alan görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş olmasına, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adli para cezası yaptırımı öngören TCK’nın 107/1. madde ve fıkrasındaki şantaj suçunun cezasının, tebliğnamede tarihine nazaran bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası yaptırımı öngören TCK’nın 6352 sayılı Kanunun 81. maddesi ile yapılan değişiklikten sonraki TCK"nın 134/1-1. madde, fıkra ve cümlesinde yer alan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun cezasından daha ağır olmasına göre, görevli dairenin belirlenmesinde TCK’nın 134/1-2. madde, fıkra ve cümlesinde yer alan; “Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlâl edilmesi hâlinde, verilecek ceza bir kat artırılır.” biçimindeki artırımın dikkate alınmayacağı hususu da göz önüne alındığında, 22.01.2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmi Gazetede yayımlanıp, 02.02.2015 tarihinde yürürlüğe giren ve tebliğname tarihine göre uygulanması gereken 19.01.2015 tarihli ve 2015/8 sayılı Yargıtay Birinci Başkanlık Kurulu kararı gereğince temyize konu hükümlerin incelenmesi görevi Yargıtay 4. Ceza Dairesine ait bulunduğundan, Dairemizin GÖREVSİZLİĞİNE, görev uyuşmazlığının çözülmesi amacıyla dosyanın Yargıtay Ceza Daireleri Başkanlar Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 20.01.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.