10. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/8706 Karar No: 2016/12456 Karar Tarihi: 13.10.2016
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/8706 Esas 2016/12456 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2016/8706 E. , 2016/12456 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, sigortalılık başlangıcının 01.09.1992 tarihi olduğunun tespiti istemine ilişkindir. Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmün, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297. maddesinde "Hüküm sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir", hükmü öngörülmüştür. Hükümlerin çelişkiden uzak ve infaza elverişli olması kamu düzeniyle ilgilidir. Tarafların dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur. Somut olayda mahkemece, hükmün gerekçe kısmında; "...davacının davalı işyerinde çalıştığı, dinlenen tanıkların beyanına göre çalışmanın kısa süreli olduğu..." denilmesine karşın, hüküm kısmında davanın reddine karar verilmesi, gerekçe ile hüküm arasında açık çelişki oluşturmaktadır. Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki olgular üzerinde durulmadan çelişkili şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Kabule göre de, davanın reddine karar verilmesine rağmen, davalı Kurum lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi isabetsizdir. O hâlde, davacı ve davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair yönleri incelenmeksizin BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 13.10.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.