Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/4895
Karar No: 2007/5769
Karar Tarihi: 21.5.2007

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/4895 Esas 2007/5769 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı ve davalı, çekişme konusu olan paylı taşınmaz üzerinde paydaşlar olarak bulunmaktadırlar. Davacı, davalının taşınmazda hissesinden fazla yer kullanıldığını ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğiyle dava açmıştır. Mahkeme, davalının elatmasının önlenmesine ve ecirimisilin tahsiline karar vermiştir. Ancak, davalı temyiz etmiştir ve Yargıtay, davaya ilişkin kurulan hükmün yanılgılı değerlendirme sonucu olduğunu, paydaşların arasında harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planı yapılmamış olmasına rağmen fiili kullanma biçiminin gerçekleşmediğini ve taksim sözleşmesi yoksa paydaşın payına karşılık çekişmesiz kullanabileceği bir yerin bulunması asıl olduğunu vurgulayarak kararı bozmuştur. Kararda, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamayan paydaşın elatmanın önlenmesi davası açabileceği ancak payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir yer varsa bu davayı açamayacağı belirtilmiştir. Ayrıca, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir. Kanun maddeleri olarak, M.K.nun 706, B.K.nun 213, T.K.nun 26. maddeleri ile M.K.nun 2. maddesinde düzenlen
1. Hukuk Dairesi         2007/4895 E.  ,  2007/5769 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BİSMİL ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 15/11/2006
    NUMARASI : 2005/731-451

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, çekişme konusu .. parsel sayılı taşınmazda davalı ile birlikte paydaş bulunduklarını, davalının taşınmazda hissesinden fazla yer kullanıldığını ileri sürüp; hisseye vaki elatmanın önlenmesi ve ecrimis isteğinde bulunmuştur.
    Davalı; davalının reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davalının taşınmazda kendi hissesine düşen miktarı bilmesi gerektiği, iyiniyetli olmadığı gerekçesiyle, davalının elatmasının önlenmesine, 2.368.80-YTL. ecirimisilin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                                                                                                         -KARAR-
    Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden, çekişme konusu paylı mülkiyet üzere olan .. parsel sayılı taşınmazın .. payının davacı,..payının ise davalı adına kayıtlı olduğu anlaşılmaktadır.
    Davacı, davalının taşınmaz üzerinde hissesinden fazla yer kullandığını ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğiyle eldeki davayı açmıştır.
    Bilindiği üzere, paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir.
    Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Nevarki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " akte vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır. halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Somut olaya gelince; paylı mülkiyet üzere olan taşınmazda, davanın davalı ile birlikte paydaş bulunduğu aralarında harici bir taksim sözleşmesi ve özel parselasyon planı olmadığı, fiili kullanma biçiminin de gerçekleşmediği dosya kapsamı ile sabittir.
    Öte yandan 17.8.2006 tarihli keşfen elde edilen bilirkişi raporunda (A) harfi ile gösterilen bölümün davacı (B) harfiyle gösterilen bölümün ise, davalı tarafından kullanıldığı bildirilmiştir.
    Öyle ise taksim sözleşmesi yapılmayan fiili kullanma biçimi de gerçekleşmeyen taşınmaz üzerinde kural olarak paydaşın payına karşılık çekişmesiz kullanabileceği bir yerin bulunması asıl olup, bu yerin az veya çok olması sonuca etkili değildir.Böyle bir durumda intifadan men olgusunun gerçekleştiği de söylenemez.
    Hal böyle olunca, yukarıda değinilen ilkeler ve belirlenen bu olgular birlikte değerlendirildiğinde davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru değildir.
    Davalının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 21.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi