Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/9792 Esas 2014/1643 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/9792
Karar No: 2014/1643

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/9792 Esas 2014/1643 Karar Sayılı İlamı

20. Hukuk Dairesi         2013/9792 E.  ,  2014/1643 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
    Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi dahili davalı ... Yönetimi ve davalı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    K A R A R

    Kadastro sırasında, Kızılca Köyü 105 ada 571 parsel sayılı 852,72 m² yüzölçümündeki taşınmaz, bahçe niteliği ile kazandırıcı zamanaşımı zilyedliği nedeniyle davalı gerçek kişi adına tesbit edilmiştir. Hazine, taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu iddiasıyla dava açmıştır.
    Mahkemece, davanın reddine ve taşınmazın tesbit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacı Hazine tarafından temyiz edilmekle bozulmuştur.
    Hükmüne uyulan Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 28.04.2011 gün ve 1748-5163 sayılı bozma kararında özetle; "Taşınmazın sınırında orman parseli bulunduğu halde, orman sayılan yerlerden olup olmadığı yönünden araştırma yapılmadığı, komşu parsel tutanak suretleri ve varsa dayanak belgelerinin getirtilmediği, orman değilse, üzerindeki zilyedliğin ne zaman başladığı, ne şekilde sürdürüldüğü, imar-ihyanın ne zaman başlayıp tamamlandığı, davalının bağımsız 20 yıl süreyle zilyedliğinin bulunup bulunmadığı, taşınmazın davalıya ne şekilde geçtiği, sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı, 3402 sayılı Kanunun 14/son maddesi gereğince davalılar adına aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyedliğe dayalı olarak tesbit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığının araştırılmadığı açıklanmış, bu araştırmalar yapılarak sonucuna göre karar verilmesi" gereğine değinilmiştir.
    Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, zilyedlik şartlarının oluşmadığı belirlenerek, davanın kabulüne, taşınmazın tarla niteliği ile Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı gerçek kişi ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Yörede 1947 yılında kesinleşen orman kadastro çalışması vardır.
    1) Orman Yönetiminin temyiz itirazları bakımından; davanın Hazine ile gerçek kişiler arasında kadastro tesbitine itiraz davası olduğu, Orman Yönetiminin başlangıçta taraf olmadığı halde, mahkemece sınırda orman bulunması nedeniyle davaya dahil edildiği, bunun dışında yönetimin her hangi bir davasının veya açılmış davaya harç yatırmak suretiyle aktif katılımının bulunmadığı, mahkemece davaya dahil edilmiş olmasının taraf sıfatı vermeyeceği ve taraf olmayan hükmü temyiz edemeyeceğine göre Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin reddi gerekmiştir.
    2) Davalının temyiz itirazları bakımından; mahkemece yapılan araştırma, inceleme ve uzman bilirkişi raporlarına göre, taşınmazın 37 yılda toplam üç kez ekildiği, davalı tarafça son 5-6 yıldır zilyet edildiği belirlenerek, Hazinenin davasının kabulüne karar verilmesinde
    isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentde açıklanan nedenlerle; Orman Yönetiminin temyiz dilekçesinin reddine, alınan temyiz harcının istek halinde iadesine, 2 numaralı bentde açıklanan nedenlerle; davalının temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun hükmün ONANMASINA, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile 3402 sayılı Kanuna eklenen 36/A maddesi gereğince davalıdan onama harcı alınmasına yer olmadığına ve alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 11/02/2014 günü oybirliği ile karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.