Abaküs Yazılım
22. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/28085
Karar No: 2020/4126
Karar Tarihi: 04.03.2020

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2017/28085 Esas 2020/4126 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi         2017/28085 E.  ,  2020/4126 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili, müvekkilinin 09.08.2010 tarihinde işe başlayarak 15.07.2014 tarihinde askere gitmek için ayrılana kadar davalının iş yerinde çalıştığını, davalının kıdem ve ihbar tazminatını ödeyeceğini belirterek müvekkiline ibraname imzalattığını ancak ödeme yapmadığını, ibranamenin de Türk Borçlar Kanunu"nun 420. maddesindeki koşullara uygun olmadığı için geçersiz olduğunu ileri sürerek ibraname ile kararlaştırılan bedelin ödenmesini talep etmiştir.
    Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı, davaya cevap vermemiştir.
    Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, davacının hesap hareketleri incelendiğinde 23.06.2014 tarihinde açıklaması olmayan 5.900,00 TL" nin gönderildiğinin tespit edildiği, davacının ibranamede kararlaştırılan bedeli almadığına ilişkin aynı kuvvette belge sunamadığı, davacının tanık dinletme sınırı üzerindeki bedeli almadığına ilişkin yazılı belge sunarak davasını ispatlayamadığı gerekçeleri ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Temyiz:
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Gerekçe:
    1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2-Taraflar arasında dosyada mevcut ibraname konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Türk Hukukunda ibra sözleşmesi 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nda düzenlenmiş olup, kabul edilen Kanun"un 132. maddesinde “Borcu doğuran işlem kanunen veya taraflarca belli bir şekle bağlı tutulmuş olsa bile borç, tarafların şekle bağlı olmaksızın yapacakları ibra sözleşmesiyle tamamen veya kısmen ortadan kaldırılabilir” şeklinde kurala yer verilmiştir.
    İş ilişkisinde borcun ibra yoluyla sona ermesi ise 6098 sayılı Kanun’un 420. maddesinde öngörülmüştür. Sözü edilen hükme göre, işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması şarttır. Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak hükümsüzdür. Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması gerekir.
    6098 sayılı Kanun’un 420. maddesinde, iş sözleşmesinin sona ermesinden itibaren bir ay içinde yapılan ibra sözleşmelerine geçerlilik tanınmayacağı bildirilmiştir. Aynı maddede, alacağın bir kısmının ödenmesi şartına bağlı ibra sözleşmelerinin (ivazlı ibra), ancak ödemenin banka kanalıyla yapılmış olması halinde geçerli olacağı öngörülmüştür.
    İşverence yapılacak olan ödemelerin banka yoluyla yapılması zorunluluğunun getirilmesi, ibranamenin geçerliliği noktasında sonuca etkilidir. Ancak banka dışı yollarla yapılan ödemelerde de borç ibra yerine tamamen veya kısmen ifa yoluyla sona ermiş olur.
    6098 sayılı Kanun’un yürürlüğe girdiği 01.07.2012 tarihinden sonra düzenlenen ibra sözleşmeleri için yasal koşulların varlığı aranmalıdır.
    Somut uyuşmazlıkta, davacı dava dilekçesi ekinde sunulan ibraname bedelinin ödenmediğini ileri sürerek işbu davayı açmıştır. İbraname 15.07.2014 tarihli olup Yeni Borçlar Kanunu döneminde imzalanmıştır. Mahkemece 23.06.2014 tarihinde açıklaması olmayan 5.900,00 TL "nin gönderildiğinin tespit edildiği, davacının ibranamede kararlaştırılan bedeli almadığına ilişkin aynı kuvvette belge sunamadığını belirterek davanın reddine karar verilmiştir. Ancak dosya kapsamında mevcut ‘ibraname’ başlığını taşıyan 15.07.2014 tarihli belge incelendiğinde, belgenin iş sözleşmesinin sona erme tarihinden itibaren en az 1 aylık süre geçmeden düzenlendiği, ibranamede 2.116,80 TL ihbar tazminatı ve 4.464,54 TL kıdem tazminatı ödendiğinin belirtildiği ancak ödemenin banka aracılığıyla yapıldığına dair bir kaydın olmadığı görülmektedir. O halde ibranamenin geçerli olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Kaldı ki, Mahkeme gerekçesinde yer verilen 5.900,00 TL"lik ödemenin neye ilişkin olduğu açıklanmadığı gibi, hem ödenen miktar ile ibraname bedeli uyuşmamakta, hemde ödeme tarihinin de fesih tarihi olan 15.07.2014 öncesine ait olduğu görülmektedir. Bu anlamda ilgili miktarın ibranameye ait bir bedel olduğunun kabul edilmesi yerinde değildir. Davacı vekili 4. celsede " eczaneye alınan ilaç paraları müvekkilimin hesabına yatırılıp onun hesabından çıkışı yapılmıştır, işten çıktıktan sonra da para giriş - çıkışı olmamıştır, giren paralardada ibranameye ilişkin açıklama yoktur," demekle, bu bedelin dava edilen ibraname tutarına ait olmadığını ileri sürmüş, davalı ise bu konuda bir açıklamada bulunmamıştır. Anılan alacağın ödendiğini ispat yükü işveren üzerindedir. Davalı işveren ise banka kanalı yoluyla bir ödeme yapıldığını ispat edemediği gibi, davacı vekilinin celsedeki beyanına karşı da bir savunmada bulunmamıştır. O halde, 15.07.2014 tarihli ibraname bedelinin davacıya ödendiği davalıca ispat edilememiştir. Mahkemece, açıklanan hususlar gözetilmeden davanın reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.03.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi