Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/37977 Esas 2021/6060 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-d,35,52,53,58,63. maddeleri uyarınca mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmolunan ceza miktarına nazaran 5320 sayılı Kanun’un 8/1 maddesine istinaden uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"un 318. maddesi uyarınca reddine karar verilerek yapılan incelemede;
Katılanın yetkili temsilcisi olduğu .... tarafından şirketi adına, ......"da taşınmaz satın alması için sanığın vekil kılındığı, bu bağlamda sanığın şirket adına bir arsa aldığı, arsayı 18.000 TL"ye aldığı halde, haklarında verilen beraat kararları kesinleşen arsa sahipleri ile anlaşarak satış senedinde arsanın değerini 75.000 TL olarak gösterdiği ve bu meblağı katılandan istediği, ancak kendisine ödeme yapılmaması nedeniyle bu sefer katılanın yetkilisi olduğu şirket aleyhine icra takibi başlattığı, bu şekilde üzerine atılı suçu işlediği iddia edilen olayda; her ne kadar sanık hakkında "tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin faaliyetleri sırasında dolandırıcılık" suçundan kamu davası açılmış ise de, katılanın yetkilisi olduğu firma adına sanığa kişisel vekaletname verildiği, sanığın şirket yöneticisi olarak hareket etmediği ancak sözkonusu gayrimenkulun satış bedelini tapuda hileli olarak fazla gösterdiği gibi, bu bedeli icra dairesin de vasıta kılmak suretiyle tahsile kalkıştığı bu şekli ile sanığın eyleminin "kamu kurum ve kuruluşlarının araç olarak kullanılması suretiyle dolandırıcılık" suçu kapsamında kaldığı, sanığa herhangi bir ödeme yapılmadığından sanık tarafından amaçlanan haksız menfaatin elde edilemediği ve sanığın eyleminin teşebbüs aşamasında kaldığı kabulü ile sanık savunmaları, katılan ve tanık beyanları, bilirkişi raporları, adli rapor ve tutanaklar ile dosya kapsamı itibariyle sanık hakkında verilen mahkumiyet hükmü ve uygulamasında bir isabetsizlik görülmemiştir.Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin, eksik inceleme ile karar verildiğine, verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğuna yönelik temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA, 26/05/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.