12. Ceza Dairesi 2014/10859 E. , 2015/5039 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Suçtan zarar gören ... Bakanlığı adına düzenlenen dilekçeye istinaden davaya katılma talebinde bulunulduğu ve yapılan talebe atfen şikayetçi kurumun katılan olarak kabulüne karar verildiği gözetilmeksizin, gerekçeli karar başlığında ... Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu"nun katılan olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiştir.
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılan vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;
Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, sanık tarafından, ... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu"nun 30/09/1996 gün, 3106 sayılı kararı ile 1-3. derece arkeolojik ve 1. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen, aynı Kurul"un 17/06/2010 gün, 4177 sayılı kararı ile sit sınırları güncelleştirilen, ...ili, ... ilçesi,... Beldesi, ... mahallesinde bulunan mevcut evinin üzerine ek inşaat yapıp, üzerini çinko ile kapladığından bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, sanığın dosya kapsamında mevcut ifadelerinde, suça konu taşınmazın sit alanında kaldığını bilip, bilmediği hususunda herhangi bir beyanda bulunmadığının anlaşılması karşısında,öncelikle, suça konu taşınmaza ait tapu kaydı beyanlar hanesi gözükecek şekilde dosyaya getirtilip, beyanlar hanesinde, arkeolojik ve doğal sit alanında kaldığı hususunda şerh konulup konulmadığı, var ise tescil şerhinin hangi Kurul kararına istinaden konulduğu, sanığın suça konu taşınmazı belirtilen şerhi görebileceği bir tarihte edinip edinmediği, edinme tarihi şerhten sonra olsa dahi durumdan haberdar olmasını sağlayacak şekilde tapuda işlem yapıp yapmadığı, diğer yandan, bölgenin arkeolojik ve doğal sit alanı olarak tesciline yönelik Kurul kararlarının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediği, bölgenin bu niteliğinin çevrede yaşayan şahıslar tarafından bilinip bilinmediği araştırılıp, nihayetinde, müdahale gerçekleştirilen yerin arkeolojik ve doğal sit alanı içerisinde kaldığının sanık tarafından bilinmesi gerekip gerekmediğinin tereddütsüz biçimde tespiti ile mahallinde inşaat mühendisi ve fen bilirkişi refakati ile keşif yapılıp, Kurul kararlarının suça konu taşınmazın bulunduğu yeri kapsayıp kapsamadığı, suça konu eylemler ve nitelikleri belirlenip;
Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4 maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği, bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde İl Özel İdaresi veya Büyükşehir Belediye Başkanlığı bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin kurulan koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, 11/10/2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 ve 65/4 maddeleri ile sanığın eyleminin niteliği ve suç kastının yoğunluğu da dikkate alınarak sonucuna göre hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, “6498 sayılı Kanuna göre yapılmış bir tebliğ ya da ilandan söz edilemeyeceğinden, yeni düzenlemeye göre de sanığın üzerine atılı suçun unsurları itibariyle gerçekleşmediği” kanaatiyle, eksik araştırma ve hatalı değerlendirmelerle sanığın beraatine ilişkin yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,
Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak, BOZULMASINA, 25/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.