Taraflar arasında görülen davada; Davacı, dava konusu ,,parsel sayılı taşınmazdan kayden pay satın aldığını, bu payın taşınmazdaki binanın 14 numaralı dairesine isabet ettiğini davalının anılan dairede fuzuli şağil bulunduğunu ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisil istemiştir. Davalı, çekişmeli dairenin taşınmazın paydaşlardan ağabeyi M..K.. ait olup 1994 yılından beri birlikte oturduklarını, ağabeyinin ölümüyle de mirasçı sıfatının doğduğunu, işgalci olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Davanın kabulüne ilişkin mahkeme kararı Dairece" müşterek mülkiyet hükümlerine göre araştırma yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi" gereğine işaret edilerek bozulmuş, mahkemece bozmaya uyularak tamamlanan soruşturma sonunda paydaşlar arasında özel parselasyon planı ve fiili kullanım biçimi bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Karar, davacı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü. -KARAR- Dava, paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir. Hükmüne uyulan bozma ilamında ; taraflar arasındaki uyuşmazlığın, davalının kullanımında bulunan 14 numaralı bağımsız bölümün hangi paydaşın hangi payı karşılığı olduğu noktasında toplandığına ve bu yönün araştırılması gereğine değinilmiştir. Bozma doğrultusunda yapılan soruşturma sonucunda, dava dışı kişilerin ve tarafların paydaş olduğu ...parsel sayılı taşınmazda bulunan ve, davalının oturduğu 14 numaralı bağımsız bölümün dışındaki bölümlerin de diğer paydaşlarca tasarruf edildiği, tüm paydaşları bağlayan hukuken geçerli bir taksim yada fiili kullanım biçiminin oluşmadığı davacının çekişmesiz olarak kullanabileceği bir yer bulunmadığı, başka bir anlatımla davacı yönünden intifadan men olgusunun gerçekleştiği kabul edilmelidir.Esasen, bu husus mahkemeninde kabulündedir. Hal böyle olunca, davacının payı oranında davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir. Davacının temyiz itirazı yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan nedenden ötürü HUMK.’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA,peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.