12. Ceza Dairesi 2015/206 E. , 2015/5036 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : 2863 sayılı Kanun"un 74/1-2. cümle, 5237 sayılı TCK"nın 62, 53/1, 58/6, 54/1 maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanığın, beraatine karar verilmesi gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141 ve 5271 sayılı CMK’nın 34. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının, karşı oy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunlu olduğu, gerekçede, hükmün dayanaklarının, akla, hukuka ve dosya içeriğine uygun olarak açıklanması, Ceza Muhakemesi Kanununun 230. maddesinde ise hükmün gerekçesinde, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, bunun nitelendirmesinin yapılması, Ceza Kanunu"nda öngörülen sıra ve esaslara göre cezanın ve ayrıca cezaya mahkûmiyet yerine veya yanı sıra uygulanacak güvenlik tedbirinin belirlenmesi, cezanın ertelenmesine, hapis cezasının adli para cezasına veya tedbirlerden birine çevrilmesine ya da ek güvenlik tedbirlerinin uygulanmasına veya bu hususa ilişkin istemlerin kabul veya reddine dair dayanakların gösterilmesinin zorunlu olduğunun belirtiltildiği, yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacağı, bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunduğu, hükmün gerekçeyi ihtiva etmemesinin 1412 sayılı Kanun"un 308/7 ve 5271 sayılı CMK’nın 289/1-g bendi uyarınca hukuka kesin aykırılık halini oluşturacağı, incelenen dosya kapsamından; sanığa atılı suçun ne olduğu, sübut delilleri irdelemeksizin, yazılı şekilde gerekçesiz olarak mahkumiyetine ilişkin hüküm kurulması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1- Sanığın, haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen diğer kişilerin eylemine katıldığı kabul olunmakla birlikte, izinsiz kazı yapılan yerin 2863 sayılı Kanunun 6. maddesi kapsamında korunması gerekli taşınmaz kültür varlığı niteliğinde bulunmayan ve sit alanı olarak tescil kaydı mevcut olmayan bir yer olduğunun anlaşılması karşısında, eyleminin 5728 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi 2863 sayılı Kanun"un 74/2. cümle ve değişiklik sonrası ise 2863 sayılı Kanunun 74/1-2. cümlesine temas eden suçu oluşturduğu, bu maddeler değerlendirildiğinde, 5728 sayılı Kanun ile değişiklik öncesi 2863 sayılı Kanunun 74/2. cümlesinde belirtilen eylem için öngörülen cezasının, sanığın lehine olduğu gözetilmeksizin, yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanık hakkında TCK"nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3. fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde TCK’nın 53. maddesinin (1). fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar” diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” devamına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3-Sanığın dosya kapsamında mevcut adli sicil kaydında gözüken, Yalova 1. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 18/11/2003 tarih, 2003/296-2003/1118 sayı ve 15/06/2004 kesinleşme tarihli 3167 sayılı Kanun"a aykırılık suçundan 1.500.000.000 TL adli para cezasına ilişkin ilamın tekerrüre esas alındığı görülmekle birlikte, 5941 sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile yapılan değişiklik sonucu belirtilen eylemin suç olmaktan çıkartıldığının anlaşılması karşısında, bu ilamın tekerrüre esas alınamayacağının gözetilmemesi,
4- Sanık hakkında CMK"nın 231/5 maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması ve TCK"nın 51. maddesinde düzenlenen erteleme kurumunun uygulanmamasına karar verilirken, sanığın daha önce kasıtlı suçtan sabıkasının bulunmasının gerekçe gösterildiği, ancak sanığın sabıka kaydında gözüken 3167 sayılı Kanun"un 13/1 ve 16/1 maddesine aykırılık eylemlerine ilişkin olarak sonradan yürürlüğe giren 5941 sayılı Kanun ile 3167 sayılı Kanun"un 13/1 ve 16/1 maddesinde düzenlenen eylemlerinin suç olmaktan çıkarılması, yine dosyada mevcut yedieminlik görevine suistimal suçundan verilen adli para cezasına ilişkin... Asliye Ceza Mahkemesi"nin 07/09/2000 gün, 1999/24-2000/203 sayılı ilama ilişkin suç tarihi itibariyle silinme koşullarının oluştuğunun anlaşılması karşısında, bu ilamların CMK"nın 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve TCK"nın 51. maddesinde düzenlenen erteleme kurumunun uygulanmasına engel teşkil etmediğinin gözetilmemesi,
5-Hakkında mahkumiyet hükmü kurulan sanığa, sarfına neden olduğu miktarda yargılama gideri yüklenilmesi gerektiği, bu kapsamda, yargılama giderlerinden sayılan katılan kurum lehine hükmedilen vekalet ücretinin, sanık ile birilikte hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen kişilerden eşit olarak tahsiline karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, müteselsilen tahsiline karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 321. maddesi uyarınca isteme uygun olarak, sanığın ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkı saklı tutularak BOZULMASINA, 25/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.