10. Hukuk Dairesi 2015/1608 E. , 2016/12402 K.
"İçtihat Metni"
... Başkanlığı adına Av.... ile 1-... adına Av...., 2-..., 3-..., 4-.... arasındaki dava hakkında Soma 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinden verilen 09/07/2014 günlü ve 2009/85 Esas, 2014/500 Karar sayılı hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
1-Davalı .... unvanlı işveren şirket hakkında verilen kararın Tebligat Kanunu 35. maddeye göre tebliğ edildiği, fakat tebligat yapılan adresin .... adresi olup olmadığının araştırılmadığı anlaşılmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 35. maddesinde ; "Kendisine veya adresine kanunun gösterdiği usullere göre tebliğ yapılmış olan kimse, adresini değiştirirse, yenisini hemen tebliği yaptırmış olan kaza merciine bildirmeye mecburdur. Bu takdirde bundan sonraki tebliğler bildirilen yeni adrese yapılır.
(Değişik fıkra: 11/1/2011-6099/9 md.) Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır.
(Değişik: 19/3/2003-4829/11 md.) Bundan sonra eski adrese çıkarılan tebliğler muhataba yapılmış sayılır.
(Ek : 6/6/1985 - 3220/12 md.; Değişik fıkra: 11/1/2011-6099/9 md.) Daha önce tebligat yapılmamış olsa bile, tüzel kişiler bakımından resmî kayıtlardaki adresleri esas alınır ve bu madde hükümleri uygulanır...." hükmü öngörülmüştür. Hal böyle olunca, davalı şirketin Ticaret Sicili adresi araştırılarak, gerekçeli kararın tebliğ edildiği adresle aynı ise işlemsiz iadesi, başka bir adres olduğunun anlaşılması halinde, bu adrese yöntemince tebliği tebliği sağlanarak,
2-Davalı ..."e gerekçeli karar, Tebligat Kanunu"nun (TK.) 35. maddesine göre tebliğ edilmiş ise de, 6099 sayılı Kanun ile yapılan değişikliklerden sonra TK. 35. maddeye göre tebliğ yapılabilmesi, tebliğ yapılacak muhatabın mernis adresinin bulunmaması koşuluna bağlanmıştır.
19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren değişiklikle TK.’nun 10. maddesi "Tebligat, tebliğ yapılacak kişinin bilinen en son adresinde yapılır. Şu kadar ki, kendisine tebliğ yapılacak şahsın müracaatı veya kabulü şartıyla her yerde tebliğ
yapılması caizdir. (Ek fıkra:11.1.2011-6099 SK/3.md) Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması halinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır.” TK."nun 21/2. maddesi, (Ek fıkra 11.1.2011-6099 SK /5.md) gösterilen adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup, muhatap o adreste hiç oturmamış veya o adresten sürekli ayrılmış dahi olsa, tebliğ memuru imza karşılığında teslim eder ve tesellüm edenin adresini ihtiva eden ihbarnameyi gösterilen adresteki binanın kapısına yapıştırır. İhbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih, tebliğ tarihi sayılır” TK."nun 35/2. maddesi “ Adresini değiştiren kimse yenisini bildirmediği ve adres kayıt sisteminde yerleşim yeri adresi de tespit edilemediği takdirde, tebliğ olunacak evrakın bir nüshası eski adrese ait binanın kapısına asılır ve asılma tarihi tebliğ tarihi sayılır” hükmünü içermektedir.
Bu çerçevede eldeki davada; davalı ..."in adres kayıt sistemindeki son adresi tespit edilebiliyor ise bu adrese gıyabi hükmün yöntemince tebliği sağlanarak, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra, adres tespiti yapılamaz ise doğrudan gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, bu eksiklik giderilip dosya geldikten sonra temyiz itirazlarının incelenmesine, 13.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.