Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/3297
Karar No: 2007/5445
Karar Tarihi: 15.5.2007

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/3297 Esas 2007/5445 Karar Sayılı İlamı

1. Hukuk Dairesi         2007/3297 E.  ,  2007/5445 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ERDEMLİ 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 19/10/2006
    NUMARASI : 2005/13-273

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı şirket vekili, müvekkilinin maliki olduğu . ada .ve .. nolu parseller üzerinde çok sayıda bağımsız bölüm mevcut olduğunu, ekonomik kriz nedeniyle bağımsız bölümleri satmakta zorlandıklarını, bu durumu bilen davalı şirket müdürü İ..ın amcası olan C...’in, davalı şirket müdürünü de önceden tanıması sebebiyle hile ile 11.11.2004 tarihli vekaletnameyi aldığını, vekil İlyas’ın vekaleti kötüye kullanarak dava konusu taşınmazlarda bulunan bağımsız bölümleri davalılara sattığını, satışların bedelsiz olduğunu, vekilinde vekillikten azledildiğini ileri sürerek tapuların iptaliyle davacı şirket adına tescili isteğinde bulunmuştur.
    Davalılar, taşınmazları tapu kaydına güvenerek bedeli karşılığı aldıklarını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, vekaletname uyarınca davalılara yapılan satışların geçerli olduğu, vekalet görevinin kötüye kullanılması ve muvazaa iddialarının ispat edilemediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Karar, davacı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 15.5.2007 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat H.H.. Ç.. ile temyiz edilen vekili Avukat M..P.. vs. vekili Av.H.. Z..geldiler temyiz edilen İ.. Ç..a dosyada mevcut adresine çıkartılan davetiyenin tebliğ edilemeden döndüğü, diğer temyiz edilenlere çıkartılan davetiyenin tebliğ edildiği ve gelmedikleri görüldü yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ... .. tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü :                                                                                                                                         -                                                                                           -KARAR-
    Dava hile ile alınan vekaletin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
    Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosya içeriği ve toplanan delillerden temlike konu taşınmazların kayden maliki olan ..... İnşaat Turizm Ltd. şirketi temsilcisi K..in 11.11.2004 tarihinde İ.. Ç..’ı taşınmazların satışı konusunda vekil tayin ettiği ve vekil İ..ın ..ada .. parseldeki .. blok .. nolu bağımsız bölümler ile yine B blok. nolu bağımsız bölümleri Ş.a, .ada . parsel.. blok . nolu bağımsız bölüm’ü M.. M..S..’e,.parsel A blok . nolu bağımsız bölüm ile B blok .nolu bağımsız bölümü M.. P..’a, B blok ..ve ..nolu bağımsız bölümleri de A..S..’e satış suretiyle temlik ettiği görülmektedir.
    Davacı vekaletin hile ile alındığını ve kendilerini zararlandırma kastı ile kötüye kullanılarak taşınmazların satıldığını ileri sürerek iptal ve tescil isteğinde bulunmuş, yargılama aşamasında .. ada . parseldeki .. blok ..ve B blok .. nolu davalı Ş..’a satılan bağımsız bölümlerle ilgili olarak davadan feragat edildiği, neticeten, mahkemece iddiaların kanıtlanamadığı gerekçesiyle davanın tümden red edildiği anlaşılmaktadır.
    Bu belirlemeye göre, davalı Ş..’a devredilen taşınmazlarla ilgili olarak davadan feragat edilmiş olması, ...İnşaat Ticaret Ltd. şirketine yönelik davanın da somut olayla ilişkisinin kanıtlanamaması sebebiyle red edilmiş olması sonucu itibarıyla doğrudur.Bu yönlere değinen davacının temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.
    Davacının davalı M..A..ve M..a M..aleyhine açtıkları davanın reddine yönelik temyizlerine gelince;
    Bilindiği üzere, Borçlar Kanununun temsil ve vekalet bağıtını düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar.
    Borçlar Kanununda sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 390/2 maddesinde "vekil, müvekkiline karşı vekaleti hüsnüniyetle ifa ile mükelleftir..." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi,ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin birinci fıkrası uyarınca sorumlu olur. Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi Medeni Kanunun 3. maddesi anlamında iyi niyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet eden arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
    Nevarki, üçüncü kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötü niyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden (resen) göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötü niyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötü niyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
    Somut olaya gelince; davacı ....İnşaat Turizm Ltd. şirketinin elinde bulunan bağımsız bölümleri satmak amacı ile İl... Ç..’ı vekil tayin ettiği ve vekaletin bu amaçla verildiği dosya kapsamı ile sabittir.O halde vekaletin hile ile alındığını söyleme olanağı yoktur.Ancak, değinildiği üzere davacının gerçek iradesi taşınmazların rayiç değeri üzerinden satışının sağlanmasına yöneliktir.Esasen vekaletname de bu sebeple verilmiştir. Oysa vekil İ..Ç..’ın vekil edenin iradesine uygun şekilde hareket ederek taşınmazları satması gerekirken kendi menfeatine kullanarak davalılardan almış olduğu borcun teminatı olarak davalılara teminat mukabili temlikte bulunduğu ve taşınmazların satış suretiyle intikal ettirildiği dosya kapsamı ile sabittir.Diğer taraftan taşınmazların akitte gösterilen değerleri ile belirlenen gerçek değerleri arasında fahiş fark bulunduğu gibi, taşınmazları edinen davalıların vekaletle taşınmazları edindikleri gözetildiğinde vekile verdikleri para karşılığında teminat olarak taşınmazları edinmelerinde iyiniyetli oldukları söylenemez.
    Anılan bu olgular ve bulgular yukarıda değinilen ilkelerle birlikte değerlendirildiğinde vekilin vekil edeni zararlandırma kastı ile hareket ederek taşınmazların temlikini sağladığı, böylece vekalet görevinin kötüye kullanıldığı kabul edilmelidir.Öte yandan, davalı şirket ile davacı şirket müdürü olan K..arasında yapılan sözleşmenin de hukuken belirlenen bu somut olguyu açıklar nitelikte olmayacağı açıktır.Hal böyle olunca, feragat edilen taşınmazlar dışındaki vekil tarafından davalılara temlik edilen taşınmalar bakımından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere karar verilmesi doğru değildir.Davacının temyiz itirazları yerindedir.Kabulüyle hükmün açıklanan nedenlerle HUMK’nun428.md. gerğince BOZULMASINA, 13.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden vekili için 500.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının temyiz edilenden alınmasına,
    alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 15.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi