Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/11323
Karar No: 2015/23587
Karar Tarihi: 30.06.2015

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2014/11323 Esas 2015/23587 Karar Sayılı İlamı

9. Hukuk Dairesi         2014/11323 E.  ,  2015/23587 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
    DAVA : Davacı, kıdem tazminatı ile dini-milli bayram ücreti, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti, prim alacağı, 3.500,00 TL+600,00 TL USD borç verilen alacak ve ücret alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Yerel mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili 09.08.2010 harç tarihli dava dilekçesinde özetle ; davacının davalı şirketin .... Şubesinde 26.03.2008 tarihinden itibaren satış ve pazarlama müdürü olarak çalışmaya başladığını, bu çalışmasının davacı tarafından haklı nedenle feshedildiği 16.04.2010 tarihine kadar sürdüğünü, aylık 2.000,00 TL maaş alması gerektiği halde 2008 yılı Nisan ayı haricinde maaşında kesintiye gidildiğini, davalının anlaşmaya aykırı davrandığını, ödenmesi gereken prim alacağının da hiçbir zaman ödenmediğini, 09:00-21:00 saatleri arasında çalışmasına rağmen fazla çalışma ücreti de ödenmediğini, davacının dini ve milli bayramlarda çalıştığını, yıllık izinlerini kullanamadığını, davacının işverene güvenerek şirketin borcuna karşılık müşteriye 13.10.2009 tarihinde 890,00 TL + 600 USD verdiğini, ancak davalı işverenin davacının güvenini kötüye kullandığını, borç olarak aldığı parayı dahi geri vermediğini, davacının da haklı nedenlerle iş akdini feshetmek ileri sürerek, kıdem, dini ve milli bayram çalışması, yıllık izin ücreti, fazla çalışma alacağı, prim alacağı, ücret alacağı, 3500,00 TL + 600 USD borç verilen alacağın davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle ; davacının asgari ücret aldığını, prim alacağının kanıtlanmadığını, ayrıca hangi aylara ilişkin olduğunun belirlenemediğini, davacının kendisinin istifa ettiğini, fazla çalışma alacağının bulunmadığını, davalı şirketin kurumsal bir işyeri olduğunu ve davacının sürekli olarak 08:30 - 20:00 / 21:00 saatleri arasında çalışmasının olanaksız olduğunu, ayrıca davacının davalı şirkete borç vermesinin söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; davacının, davalı şirkette satış ve pazarlama müdürü olarak 26/03/2008 tarihinden 16/04/2010 tarihine kadar çalışarak 16/04/2010 tarihli "26/03/2008 tarihinden bu yana çalışmakta olduğum işyerinden kendi isteğimle ayrılmak istiyorum" şeklindeki istifa dilekçesiyle istifa ettiği,gerek davacı beyanı, gerek tanık anlatımları ve tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde davacının 08/05/2008 tarihinde ...... Bankası maaş dekontuna göre 2000 TL ücret aldığı bu tarihten sonra ücretlerinin gecikmeli, eksik ve düzensiz olarak ödendiği, fazla çalışma ve genel tatil alacaklarının ödenmediğinin anlaşıldığı,bu nedenle davacının 16/04/2010 tarihli istifa dilekçesi gerçek iradesini yansıtmadığı,davacının iş sözleşmesini eylemli olarak ve haklı nedenle feshettiği kanaatine ulaşılarak davacının kıdem tazminatına hak kazandığı,davacının kıdem süresine göre 28 günlük yıllık ücretli izin alacağının ödendiğine ilişkin izin defteri gibi bir belge davalı işverence dosyaya ibraz edilmediğinden davacının yıllık ücretli izin alacağına ilişkin talebinin kabulüne ,İşveren tarafından işyerindeki çalışma saatlerini gösterir ve yasanın aradığı nitelikte herhangi bir belge sunulmadığından davacı tanıklarının haftalık çalışma saatleri ile tatil çalışmaları konusundaki beyanlarının davalı işyerinin niteliğine ve yapılan işin özelliğine uygun olduğunun anlaşıldığı, hesap bilirkişisi raporunun hüküm kurmaya yeterli olduğu,bilirkişi tarafından hesaplanan fazla çalışma ve genel tatil alacaklarından takdiren %30 oranında indirim yapılmasının hakkaniyete uygun bulunarak davacının bu taleplerinin kısmen kabulüne,dosyaya ibraz edilen ücret bordroları, banka hesap kayıtları bir arada değerlendirildiğinde davacının itirazı kayıt koymaksızın ücret alacaklarını bankadan tahsil ettiği, 2008 yılı Haziran ayından iş sözleşmesinin fesih tarihi olan 2010 yılı Nisan ayına kadar ücretlerinin ödenmediği halde çalışması hayatın olağan akışına aykırı görülerek davacının ücret alacağının ödenmediğine ilişkin talebi yerinde bulunmayarak ücret alacağına ilişkin talebinin reddine,davacı prim alacağı talebinde bulunmuş ise de prim alacağının hangi aylara ait olduğu belirtilmediği gibi satış miktarlarının ne kadar olduğuna ilişkin belge sunulmadığı dolayısıyla prim alacağı için veri bulunmadığından ispatlanamayan prim alacağına ilişkin talebin reddine ,davacı davalı şirketin borcuna karşılık 2.610,00 TL çek ödediğini, 890 TL ve 600 $ borç verdiğini, ödediği paraların davalı şirketten tahsilini talep etmişse de, sunulan kayıtlara göre davacı usulünce bu iddialarını ispatlayamadığından davacının borç para karşılığı alacak talebinin reddine karar verilerek hüküm kurulmuştur.
    D) Temyiz:
    Kararı davalı ve davacı temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin tüm,davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
    2- Davacının ücretinin ödenip ödenmediği ihtilaflıdır.
    857 sayılı İş Kanununun 37 nci maddesine göre, işçiye ücretin elden ya da banka kanalıyla ödenmesi durumunda, ücret hesabını gösteren imzalı ve işyerinin özel işaretini taşıyan “ücret hesap pusulası” verilmesi zorunludur.
    Uygulamada çoğunlukla “ücret bordrosu” adı altında belgeler düzenlenmekte ve periyodik ödemelerde işçinin imzası alınmaktadır. Banka aracılığı ile yapılan ödemelerde banka kayıtları da ödemeyi gösteren belge niteliğindedir.
    Ücretin ödendiğinin ispatı işverene aittir. Bu konuda işçinin imzasını taşıyan bir ödeme belgesi yeterli ise de, para borcu olan ücretin ödendiğinin tanıkla ispatı mümkün değildir.
    4857 sayılı Yasanın 32 nci maddesinde, “Çalıştırılan işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının özel olarak açılan banka hesabına yatırılmak suretiyle ödenmesi hususunda; tabi olduğu vergi mükellefiyeti türü, işletme büyüklüğü, çalıştırdığı işçi sayısı, işyerinin bulunduğu il ve benzeri gibi unsurları dikkate alarak işverenleri veya üçüncü kişileri zorunlu tutmaya, banka hesabına yatırılacak ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakının, brüt ya da kanunî kesintiler düşüldükten sonra kalan net miktar üzerinden olup olmayacağını belirlemeye Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ve Hazine Müsteşarlığından sorumlu Devlet Bakanlığı müştereken yetkilidir. Çalıştırdığı işçilerin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkakını özel olarak açılan banka hesapları vasıtasıyla ödeme zorunluluğuna tabi tutulan işverenler veya üçüncü kişiler, işçilerinin ücret, prim, ikramiye ve bu nitelikteki her çeşit istihkaklarını özel olarak açılan banka hesapları dışında ödeyemezler” şeklinde kurala yer verilmiştir. Anılan hükme göre, belli koşulların varlığı halinde ödemeler işçi adına açılacak banka hesabına yatırılmalıdır.
    Somut olayda davacı vekili davacının ücretinin 2000,00 TL olduğunu ve ilk ay ücretinin bankaya 2000 TL olarak yatırıldığını ancak daha sonraki aylarda asgari ücretin ödenip farkın ödenmediğini iddia ederek ücret farklarının tahsilini talep etmiştir.
    Mahkemece dosyaya ibraz edilen ücret bordroları, banka hesap kayıtları bir arada değerlendirildiğinde davacının itirazı kayıt koymaksızın ücret alacaklarını bankadan tahsil ettiği, 2008 yılı Haziran ayından iş sözleşmesinin fesih tarihi olan 2010 yılı Nisan ayına kadar ücretlerinin ödenmediği halde çalışmasının hayatın olağan akışına aykırı görüldüğü gerekçesi ile ücret alacağına ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
    Yukarda açıklanan yasal düzenlemelere göre ücret miktarının ispat külfeti davacıya,ücretin ödendiğinin ispatı ise davalı işverene aittir.Davacı aylık ücret miktarının 2000,00 TL olduğunu gerek tanık beyanları gerekse emsal ücret araştırması ile kanıtlamış olup; ücretin 2000,00 TL olduğu da mahkemenin kabulündedir.Buna göre davacının çalıştığı sürede ilk ay ücreti hariç diğer ücretlerinin asgari ücret kısmının ödendiği, 2000,00 TL aylık ücret miktarının asgari ücret kısmı dışında kalan kısmının ise ödenmediği anlaşıldığından,davacının ücret farkı talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, mahkemece ücret ödemesinde ispat vasıtası kabul edilmeyen "hayatın olağan akışı " kavramından hareketle ücret alacağı talebinin reddine karar verilmesi hatalıdır.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 30.06.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi