11. Ceza Dairesi 2017/92 E. , 2020/3393 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Defter ve belge gizleme, sahte fatura düzenlemek
HÜKÜM : Mahkumiyet
A) Sanık hakkında defter ve belge gizleme suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Yapılan yargılamaya, toplanıp gerekçeli kararda gösterilerek tartışılan delillere, Mahkemenin oluşa uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, sanığın diğer temyiz nedenleri yerinde görülmemiştir, ancak;
1) CMK"nin 231. maddesinde düzenlenen hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanmasına engel oluşturabilecek somut bir zararın söz konusu olmadığı, silinme koşulları gerçekleşmiş olması nedeniyle engel sabıkası bulunmayan, hakkında takdiri indirim nedenleri uygulanan ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin hükümlerin uygulanmasını kabul eden sanık hakkında, yasal şartları oluşmadığı gerekçesiyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi,
2) Defter ve belgelerin ibrazına ilişkin istem yazısının 05/03/2012 tarihinde tebliğ edilmesinden itibaren 15 günlük sürenin bitimi olan 21/03/2012 tarihinin, yüklenen suçun işlendiği tarih olduğu gözetilmeden, gerekçeli kararda suç tarihinin "2012" olarak eksik yazılması yasaya aykırı,
3) Kabule göre de; 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nun 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,
B) Sanık hakkında sahte fatura düzenlemek suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Vergi Denetim Kurulu Sakarya Küçük ve Orta Ölçekli Mükellefler Grup Başkanlığı’nın 31/03/2012 tarihli vergi suçu raporuna istinaden 25/04/2012 tarihli Rapor Değerlendirme Komisyonu’nun sanık hakkında 2011 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçundan mütalaa verdiği ve mütalaaya uygun olarak Karasu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından sanık hakkında 2011 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan dava açıldığı anlaşılmakla, tebliğnamede bu hususta bozma isteyen görüşe iştirak edilmemiştir. Ancak;
1)Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının 141, 5271 sayılı CMK"nin 34/1, 230 ve 1412 sayılı CMUK"nin 308/7. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının Yargıtay denetimine olanak verecek biçimde açık ve gerekçeli olması ve Yargıtay’ın bu işlevini yerine getirmesi için gerekçe bölümünde iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin belirtilmesi, mevcut delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen delillerin açıkça gösterilmesi ve ulaşılan kanaat, sanığın suç oluşturduğu sabit görülen fiiller ve bunların nitelendirilmesinin belirtilmesi, delillerle sonuç arasında bağ kurulması gerektiği gözetilmeden, gerekçesiz olarak hüküm kurulması,
2) Kabule göre de;
a) Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura düzenlemek eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanık hakkında TCK"nin 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi yasaya aykırı,
b) 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 23.06.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.