2. Hukuk Dairesi 2014/3835 E. , 2014/14558 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Eskişehir 1. Aile Mahkemesi
TARİHİ :21.11.2013
NUMARASI :Esas no:2012/782 Karar no:2013/885
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, taraflarca; her iki dava yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
Dava ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 119/1-e maddesi uyarınca davacı dava dilekçesinde davanın dayanağı olan bütün vakıaları sıra numarası altında ve açık özetleriyle birlikte, davalıda aynı Kanunun 129/1-d maddesi gereğince savunmasının dayanağı olan bütün vakıaları sıra numarası altında ve açık özetleriyle birlikte cevap dilekçesinde göstermek zorundadırlar. Bunlar, dava ve cevap dilekçelerindeki talep sonucunun dayanağı olan ve bu talep sonucunu haklı göstermeye yarayan vakıalardır. Ön inceleme aşaması tamamlanıncaya kadar usulüne uygun biçimde bildirilen vakıaların doğru olduğu yargılama sırasında ispat edilirse, tarafların talep sonuçları da bu duruma göre kabul veya reddedilecektir.
Kanunda öngörülmüş istisnalar dışında, hakim, iki tarafın birinin söylemediği şeyi veya vakıaları kendiliğinden dikkate alamaz ve onları hatırlatabilecek davranışlarda dahi bulunamaz (HMK md. 25/1). O halde, mahkemece ancak tarafların dilekçelerinde dayandıkları vakıalar hakkında inceleme ve değerlendirme yapılabilmektedir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 184. maddesinde “Boşanmada yargılama usulü” ayrıca düzenlenmiş; anılan maddenin ilk fıkrasında “Boşanmada yargılama, aşağıdaki kurallar saklı kalmak üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununa tabidir” hükmüne yer verilerek, maddede sayılan istisnalar dışında, boşanma davalarının genel yargılama usulüne tabi olduğu belirtilmiştir. Boşanmada genel yargılama usulünün uygulanmasına ayrık olan kurallar ve uygulanması gereken özel usuller, Türk Medeni Kanunu’nun 184. maddesinde sınırlı olarak belirtilmiş olmasına karşın; bu sınırlamalar ve istisnalar içinde, tarafların dayanmadığı vakıaların değerlendirmede esas alınacağına dair özel bir düzenlemeye yer verilmemiştir.
Dava dilekçesinde ve yargılamanın hiçbir aşamasında "kadının kocasını her fırsatta arayarak nerede ve kiminle olduğunu sorgulayan, hemen eve dönmesini talep eden şekilde baskı uyguladığı" vakıasına dayanmadığı halde, mahkemece bu şekildeki tanık beyanı esas alınarak karşı davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulune karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple kocanın karşı davası yönünden BOZULMASINA, bozma sebebine göre, hükmün davacı-karşı davalı kadının boşanma davasına ilişkin bölümünün şimdilik incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının yatıranlara geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oyçokluğuyla karar verildi.26.06.2014(Prş.)
KARŞI OY YAZISI
Taraflarca açılan karşılıklı boşanma davaları Türk Medeni Kanununun 166/1-2 maddesinde belirtilen "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" nedenine dayanmaktadır. Taraflarca ileri sürülen "evlilik birliğinin temelinden sarsılması" iddiası içerisinde her türlü vakıa bulunmaktadır. Bu hukuki nedene dayalı olarak açılan boşanma davalarında, tarafların, geçimsizlik nedenini ileri sürmeleri ve iddialarını kanıtladıkları taktirde, bu iddialara değer verilmesi gerekmektedir. Tarafların ileri süreceği iddialara tahdit konması veya "sen bunu dilekçende vakıa olarak belirtmedin bu nedenle dikkate almıyorum" demek Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27/2-b bendindeki "Açıklama ve ispat hakkını" elinden alıyorum demektir. Açıklanan nedenle, karşı davanın da "onanmasını" düşündüğümden sayın çoğunluğun bozma kararına katılmıyorum.