17. Hukuk Dairesi 2016/6634 E. , 2016/6440 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; 09/02/2012 tarihinde ... sevk ve idaresindeki davalı şirkete sigortalı ... plakalı aracın çarpması sonucu yaralandığını ve sakat kaldığını belirterek fazlaya dair haklarının saklı kalması kaydıyla 3.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 120. maddesinde davacının, yargılama harçları ile her yıl ... çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı, dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorunda olduğu, avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması hâlinde ise, mahkemece, bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verileceği hüküm altına alınmıştır. Yine aynı kanunun 324. maddesinde taraflardan her birinin ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak zorunda olduğu, taraflar birlikte aynı delilin ikamesini talep etmişlerse, gereken gideri yarı yarıya avans olarak ödeyecekleri hüküm altına alınmıştır.
Yargılamayı yapan mahkeme tarafından taraflara herhangi bir işlemi yapması, eksikliği gidermesi, avans ve giderleri yatırması, belgeleri sunması vb. nedenlerle süre verilmesi halinde mahkemece bu konuda yapılacak ihtarda taraflardan yerine getirilmesi istenen yükümlülüğün açıkça belirtilmesi, avans ve giderlere ilişkin harcama kalemlerinin ve miktarlarının net olarak belirlenmesi, sürenin hakim tarafından belirleneceği hallerde makul bir sürenin verilmesi, verilen sürenin kesin olup olmadığının belirtilmesi ve yapılması istenen yükümlülüğün yerine getirilmemesi halinde sonuçlarının ne olduğunun tereddüte yer vermeyecek şekilde ilgili tarafa bildirilmesi gerekmektedir.
Somut olayda, mahkeme tarafından 15.10.2015 tarihli ön inceleme duruşmasında davacı vekiline 400,00 TL kusur bilirkişi ücreti, 500TL hesap bilirkişi ücreti, 800TL İstanbul ücreti, 200,00 TL tebligat ve müzekkere giderinden peşin ödenen 73,00 TL"nin mahsubu ile 1827,00 TL delil avansını mahkeme veznesine yatırması için iki haftalık kesin süre verilmiş, kesin süre içinde avans yatırılmadığı takdirde bilirkişi deliline dayanmaktan vazgeçilmiş sayılacağı ihtar edilmiştir. Mahkemece süresinde avans yatırılmadığı gerekçesiyle davanın ispatlanamadığı kabul edilerek davanın reddine karar verilmiştir.
Öte yandan davacı tarafça maddi durumlarının yeterli olmadığı gerekçesiyle ara karardan dönülmesi talep edilmiş olup davacı tarafın ekonomik durumuna nazaran iki haftalık sürede yatırılması istenilen tutar önemli bir külfet teşkil etmektedir. Kaldı ki davacı tarafça yatırılması istenilen tutarın bir kısmı gider avansı olarak mahkeme veznesine yatırılmıştır. Bu nedenle mahkemece her ne kadar delil avansı yatırılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de; verilen ihtar usulüne uygun değildir. Zira mahkemece verilen ihtarda delil avansının yatırılması için davacı tarafa verilmiş olunan iki haftalık kesin süre yeterli ve makul bir süre değildir.
Ayrıca davanın niteliği gereğince alınması gerekli olan bilirkişi raporlarının aynı anda alınması mümkün olmayıp belli bir sıra dahilinde yapılması gerekmektedir. Hesap bilirkişi raporunun alınıp alınmamasına ancak kusur raporunun ve maluliyet raporunun sonucuna göre mahkemece karar verilebilir. Bu nedenle delil avansının yatırılması için daha uzun bir süre tayin edilmesi hali de davanın uzamasına sebebiyet vermemektedir. Zaten dosya kapsamında davacı tarafça 500 TL delil avansı yatırılmıştır. Dosyanın safahati
itibari ile yatırılan bu ücret kusur raporu almaya yeterlidir olup davanın uzamasına da sebebiyet verilmemiştir. Kesin sürenin verildiği tarih itibariyle dosya kapsamında henüz maluliyet raporu ve hesap bilirkişi raporu alınma zamanı gelmediğinden davacı tarafın hak arama hürriyeti ve savunma hakkı kısıtlanmıştır. Bu nedenle somut olayın şartlarına göre; yatırılan ücretle öncelikle kusur raporu alınmalı, duruma göre daha sonra davacı tarafa eksik delil avansını yatırması için yeniden süre verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, davacılar vekiline 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerince usulüne uygun ihtar yapılarak kanun hükmüne göre işlem yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde hükmü temyiz eden davacıya geri verilmesine, 26/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.