1. Hukuk Dairesi Esas No: 2007/4086 Karar No: 2007/5370 Karar Tarihi: 14.5.2007
Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/4086 Esas 2007/5370 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı Hazine, davalının açtığı tescil davasının reddedildiğini, taşınmazın kadastro harici çekişmeli olduğunu ve ekonomik olarak yararlanma olanaklarının bulunduğunu ileri sürerek tescil ve elatmanın önlenmesi istedi. Katılan davacı V., taşınmazın zilyetliği altında olduğunu, ilerde hazineden satın alacağını belirterek davanın reddini savundu. Davalı M. davanın kabul edildiğini ancak muhdesatın lehine şerh verilmesini istedi. Mahkeme, davanın kısmen kabulüne karar verdi. Buna göre, \"B\" harfiyle gösterilen bölümün tescili gerekmeyen bir yer olduğu için bu bölüm hakkındaki davanın reddine karar verildi. Ancak \"A\" harfiyle gösterilen bölümün Hazine adına tesciline ve bu bölüme vaki elatmanın önlenmesine karar verilmesi doğru ise de, muhdesat yönünden mahkemece kurulan hüküm isabetsizdir. Çünkü, kadastro sonucu oluşan çap kayıtlarında başkasının taşınmazına meyve ağacı dikmenin sicil kaydında muhdesat olarak gösterilmesine yasal olanak tanımamaktadır. Mahkeme kararı, 3402 Sayılı Yasa'nın 18 ve 19. maddelerine, Türk Medeni Kanunu'nun 713/1 ve 1009 (eski 919) maddelerine dayanmaktadır.
Taraflar arasında görülen davada; Davacı Hazine, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki kadastro harici çekişmeli taşınmazla ilgili olarak davalının açtığı tescil davasının reddedildiğini,taşınmazdan ekonomik olarak yararlanma olanaklarının bulunduğunu ileri sürerek, 3402 Sayılı Yasanın 18.maddesi gereğince tescil, elatmanın önlenmesi isteğinde bulunmuştur. Katılan davacı V..da, taşınmazın zilyetliği altında olduğunu, ilerde hazineden satın alacağını bildirerek, davanın reddini savunmuştur. Davalı M.. davayı kabul ettiğini, ancak muhdesatın lehine şerh verilmesini istemiştir. Mahkemece, iddianın sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir. Karar, davacı Hazine ve katılan V.. tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla;Tetkik Hakimi ....in raporu okundu,düşüncesi alındı.Dosya incelendi,gereği görüşülüp düşünüldü: -KARAR- Dava, kadastro tespit harici bırakılan yerin 3402 Sayılı Yasanın 18/1.maddesi gereğince Hazine adına tescili, davalının elatmasının önlenmesi isteklerine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Dosya içeriği ve toplanan delillerden; özellikle keşfen elde edilen bilirkişi raporlarından, önceden davalının Türk Medeni Kanununun 713/1, 3402 Sayılı Yasanın 17, 14.maddeleri uyarınca adına tescil isteğiyle açmış olduğu davanın reddine ilişkin karara konu olan çekişme konusu taşınmazın krokisinde "B" harfiyle gösterilen bölümünün 3402 Sayılı Yasanın 18/1.maddesi hükmünde öngörülen tescili gereken yerlerden olmadığı belirlenmek suretiyle bu bölüm hakkındaki davanın reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacı Hazine ve asli müdahil Vakkas"ın bu yöne ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Reddine. Ancak, krokisinde "A" harfiyle gösterilen bölümün 3402 Sayılı Yasanın 18/1.maddesi hükmü gereğince Hazine adına tesciline ve bu bölüme vaki elatmanın önlenmesine karar verilmesi doğru ise de, bu bölüm üzerindeki semere veren ağaçların davalı adına kütüğün beyanlar hanesinde gösterilmek suretiyle sicile "muhdesat" şerhi verilmesinin isabetli olduğu söylenemez. Hemen belirtilmelidir ki, 3402 Sayılı Yasanın muhdesatla ilgili 19.maddesi hükmü kadastro ve kadastro davalarında gözetilmesi gereken bir düzenleme olup, aynı Yasanın 33.maddesi hükmü gereğince genel nitelikte değildir. Öte yandan, kadastro sonucu oluşan çap kayıtlarında nelerin sicilde şerh verileceği Türk Medeni Kanununun 1009. (eski 919 md.) maddesinde öngörülmüş olmakla beraber başkasının taşınmazına meyve ağacı dikmenin sicil kaydında muhdesat olarak gösterilmesine yasal olanak tanımamıştır. O halde, muhdesat yönünden mahkemece kurulan hükme yönelik davacı Hazine ile asli müdahil V....ın temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün açıklanan bu yöne hasren HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 14.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.