17. Hukuk Dairesi 2014/9074 E. , 2016/6428 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalı ... tarafından zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalı aracın 31.01.2011 tarihinde davacıların desteğinin kullandığı motosiklete çarpıp kazaya neden olduğunu, bu kaza sonucu motosiklet sürücüsü olan davacıların desteğinin öldüğünü belirtip, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile her bir davacı için 4.000,00 TL olmak üzere toplam 8.000,00 TL tazminatın kısmi ödeme tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir. Davacılar vekili; 06.01.2014 tarihinde taleplerini ... için 20.070,98TL, ... için 20.083,16TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kabulü ile ... için 20.083,16 TL, ... için 20.070,98 TL"nin kısmi ödemenin yapıldığı 13.07.2011 tarihinden itibaren hesaplanacak değişen oranlı yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentler kapsamında kalan ve yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
2-Dava, davacıların murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK m. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın
ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK"nun 53. maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir. Davalı destekten yoksun kalmadan ileri gelen somut zararı gidermek zorundadır. Bu nedenle tazminat hesabından önce zarar tutarını belirlemek gerekir. Bunun yanında amaç zarar görenin malvarlığındaki eksilmeyi giderme olduğuna göre, ölüm nedeniyle desteğini yitirenin elde ettiği çıkarlar varsa, bunların da zarar tutarından indirilmesi gerekir. Aksi halde zarar görenin malvarlığında olaydan önceki duruma göre bir artış meydana gelmiş olur. Buradaki amaç zarar görenin malvarlığını zenginleştirmek değil, desteğini yitiren kişiye ölümden önceki yaşam düzeyini sürdürebilme olanağı tanımaktır.
Somut olayda; 3.1.2014 tarihli bilirkişi raporunda "yetiştirme giderleri" yönünden rapor tarihinde geçmiş dönem asgari ücretler belli olmasına rağmen 2011 yılı asgari ücret esas alınarak %10 artış %10 iskonto uygulanmak suretiyle farazi hesaplama yoluna gidilmiştir. Oysa ki, bilinen gerçeklik varken varsayıma gidilemez. Buna göre, rapor tarihi itibari ile bozma nedenine göre usuli kazanılmış haklara bağlı kalmak kaydı ile bilinen dönem yetiştirme giderleri hesaplanarak tazminattan düşülmesi gerekirken, hatalı hesaplanan raporun hükme esas alınması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
3-Gerçek zararın hesabında; malul olanın yaşı, eğitim süreci, geliri, cinsiyeti, kusuru durumu, maluliyet oranı yasal zorunluluklar gibi etkenler dikkate alınarak olağan hayat tecrübelerine göre muhtemel bakiye yaşam süresindeki geliri belirlenmelidir.
Somut olayda; destek, olay tarihinde 16 yaşında olup, askerlik çağına geldiğinde, askerlik vazifesinin de zorunlu olduğu gözetilerek, askere gideceğinin ve bu dönemde gelir elde edemeyeceğinin göz önünde bulundurulması gerekirken, hükme esas alınan bilirkişi raporunda bu yönde herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda mahkemece, aktüerya raporunu düzenleyen önceki bilirkişiden, desteğin, askerlik yapacağı dönemde gelir elde edemeyeceği değerlendirilerek, bu duruma göre gelirinin hesaplanması hususunda ayrıntılı ve Yargıtay denetime elverişli bir ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2 ve 3 numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 26/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.