10. Hukuk Dairesi 2016/5689 E. , 2016/12356 K.
"İçtihat Metni"
... adına Av. ... ile.... arasındaki dava hakkında .... İş Mahkemesinden verilen 06.06.2014 günlü ve 2014/222 E; 2014/646 K. sayılı hükmün, davacı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
Tebligat Kanununun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebliğin selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanunun 13. maddesine göre de; tebliğ yapılacak bu kişiler her hangi sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde tebliği orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. 25.01.2012 tarihli ve 28184 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanunun Uygulanmasına Dair Yönetmelik Hükümlerine göre, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin, tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde görev itibariyle tebligatın muhatabı olan tüzel kişinin temsilcisinden sonra gelen bir kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu tür işlerle görevlendirilmiş bir kişi olması gerektiği, bu kişilerin de bulunmaması halinde bu hususların tebliğ evrakına yazılarak tebligat, o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme yapılır.
Hukuk Genel Kurulu"nun 14.12.2011 tarih ve 2011/21-882 Esas, 2011/767 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, Tebligat Kanunu"nun 13"üncü maddesinde, kendisine tebligat yapılacak şahısların derecelendirildikleri görülmektedir. Bir kere, hükmi şahıslar namına kendilerine tebligat yapılabilecek salahiyetli mümessiller mutad iş saatlerinde işyerlerinde bulundukları ve o sırada evrakı bizzat alacak durumda oldukları takdirde memur ve müstahdemlere tebligat yapılamaz. Saniyen, memur veya müstahdemlere tebligat yapılabilecek hallerde de, önce kendisine tebligat yapılacak şahsın, şirketin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle muhatap hükmi şahsın mümessilinden sonra gelen veya evrak müdürü gibi esasen bu işlerle tavzif edilmiş bir kimse olması. Böyle bir kimsenin bulunmaması halindedir ki (bu durum tebliğ mazbatasına dercedilmek suretiyle) o yerdeki diğer bir memur veya müstahdeme tebligat yapılabilir. Daha önce kendisine tebligat yapılması gereken kimselerin bulunmadıklarını veya tebligatı bizzat alamayacak durumda olduklarının ispatı bakımından mazbatada yer alacak kayıt bilhassa önemlidir (E. Moroğlu, Makalelerim I, ... 2001, s. 4-5).
Dairemizin önceki geri çevirme kararında davalı Kooperatifin ticaret sicili adresinin değişip değişmediği belirlenerek belirlenen son adresine Tebligat Kanunu’nun 12 ve 13’üncü maddeleri kapsamında usulüne uygun şekilde tebligat yapılması gereğinden bahsedilmesine rağmen, yukarıda belirtilen usul kurallarına aykırı şekilde davalı kooperatifin işyeri adresine fakat kooperatif ikinci başkanı .... adına tebligat düzenlendiği, düzenlenen bu usulsüz tebligatın, işyeri adresinde kooperatif ikinci başkanı ...ın aynı konutta birlikte sakini sıfatıyla gerçek kişilere yapılan tebligat usulü ile Tebligat Kanunu’nun 16’ncı maddesi kapsamında tebligat yapıldığı, diğer taraftan, kooperatifi adresi olduğu belirtilen adreste öncelikle evrakı almaya yetkili temsilcilerin neden evrak alamayacak durumda olduğu ve nereye gittiği hususları araştırılmaksızın tebligat yapıldığı anlaşılmakla, yapılan tebligat usulsüz olup, yeni bir geri çevirme kararının yargılamanın uzamasına sebebiyet vereceği de dikkate alınarak, davalı kooperatif adresine usulüne uygun şekilde ticaret sicil adresine yöntemince gerekçeli kararın tebliğ edilerek, temyiz süresi geçtikten ve gerektiğinde 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun geçici 3. maddesi uyarınca 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanununun 432. maddesindeki prosedür işletildikten sonra gönderilmek üzere dosyanın mahalline GERİ ÇEVRİLMESİNE, temyiz itirazlarının bu noksanlık giderilip dosya geldikten sonra incelenmesine 11.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.