MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, davalı ile imzalanan temel bankacılık hizmetleri sözleşmesine istinaden davalıya kredi verildiğini, kredi geri ödeme tablosunda belirtilen ödeme planına göre ödeme yapmaması nedeniyle ihtar çekip icra takibi başlattığını ileri sürerek itirazın iptali ve icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili bir diyeceğinin olmadığını beyan etmiştir.
Mahkemece, borç muaccel olmadığından davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, kredili mevduat hesabı gereğince ödenmeyen alacağının tahsili için başlattığı icra takibine vaki itirazın iptali istemi ile eldeki davayı açmıştır. 4822 sayılı kanun ile değişik 4077 sayılı kanunun 10. maddesinde "... Kredi veren, taksitlerden birinin veya birkaçının ödenmemesi halinde kalan borcun tümünün ifasını talep etme hakkını saklı tutmuşsa, bu hak; ancak kredi verenin bütün edimlerini ifa etmiş olması durumunda ve tüketicinin birbirini izleyen en az iki taksidi ödemede temerrüde düşmesi halinde kullanılabilir. Ancak kredi verenin bu hakkını kullanabilmesi için en az bir hafta süre vererek muacceliyet uyarısında bulunması gerekir. Tüketici kredisinin teminatı olarak şahsi teminat verildiği hallerde, kredi veren, asıl borçluya başvurmadan, kefilden borcun ifasını isteyemez." hükmü yer almaktadır. 4077 sayılı kanunun 10.maddesi hükmüne göre birbirini izleyen en az iki taksidin belirlenen 7 günlük süre içinde ödenmesi, aksi halde bakiye tüm taksitlerin muaccel olacağı uyarısını taşıyan ihtarname gönderilmesi gerekir. Taraflar arasındaki kredili mevduat hesabından çekilen paranın nasıl ödeneceği hususu üzerinde durulmamıştır. Kredili mevduat hesabından çekilen paranın taksitli ödeneceğinin belirlenmesi halinde davacı bankanın 05.10.2009 tarihli ihtarı 4077 sayılı kanunun 10.maddesi şartlarına uygun bir muacceliyet ihtarı olarak kabul edilemez ve dolayısıyla tüm kredi borcu için takip yapılamaz. Ancak davacı banka, davalının hesap katinde ve takip tarihinde halen ödemediği ya da eksik ve geç ödediği taksitler nedeniyle gecikme faizi ve diğer ferileriyle birlikte takip yapma hakkına sahiptir. Öyle olunca mahkemece, davalının çektiği kredinin ne şekilde ödeneceği hususunda taraf delilleri toplanıp takip tarihine kadar ödemesi gereken miktar ile geç ödeme nedeniyle gecikme faizi ve ferilerinin miktarı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılarak belirlenecek miktar üzerinden takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan 17.15 TL temyiz harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.3.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.