7. Ceza Dairesi 2013/21202 E. , 2014/22286 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4733 sayılı kanuna muhalefet
HÜKÜM : Sanığın hükümlülüğüne, müsadereye
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I- Katılan ... idaresi vekilinin temyizine göre yapılan incelemede;
Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre, sanığa atılı eylemin 15.05.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5752 sayılı kanunun 3.maddesiyle değişik 4733 sayılı kanunun 8/4.maddesinde öngörülen suçu oluşturacağından,doğrudan zarar görmeyen Gümrük İdaresi"nin 4733 sayılı yasaya muhalefet suçundan davaya katılma hakkı ve hükmü temyize yetkisi bulunmadığından, Gümrük İdaresi adına hazine vekilinin temyiz inceleme isteminin 5320 sayılı yasanın 8/1.maddesiyle yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 317.maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanık ... müdafiinin temyizine gelince;
Sair temyiz itirazlarının reddine ancak;
1- TCK"nun 53.maddesinin 3.fıkrası uyarınca, mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında l.fıkranın (c) bendinde yazılı hak yoksunluğunun, sanığın sadece kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet veya kayyımlık yetkileri açısından uygulanmamasına, altsoyu dışında kalanlarla ilgili hak ve yetkilerden ise cezanın infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Gün adli para cezası paraya çevrilirken, uygulama maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK"nın 232/6 maddesine aykırı davranılması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden ve bu hususlar yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasa"nın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nın 322.maddesi uyarınca; hükmün TCK"nın 53/1-c bendinin uygulanmasına ilişkin bölümden" kendi alt soyu üzerindeki velayet vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından ise koşullu salıverilme tarihine kadar yoksun bırakılmasına " ifadesinin çıkarılmasına,hükmün birinci fıkrasında yer alan "2 YIL HAPİS ve" ibaresinden sonra gelmek üzere "TCK"nun 52/2. maddesi gereğince" ibaresinin eklenmesi,diğer kısımlarının aynen bırakılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.12.2014 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Elinde poşet olduğu halde sokakta yürüyen sanık kolluk görevlilerince durdurulup, poşette ne olduğu sorulduğunda, sanığın çay olduğunu söylemesi üzerine, poşet görevlilerce kontrol edildiğinde, suç konusu 40 karton kaçak sigaralar ele geçmiştir.
Sanık bütün aşamalarda sigaraları içmek için aldığını savunmuştur.
Anayasamızın;
2. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir.
12. maddesi "herkes kişiliğine bağlı dokunulmaz, devredilmez, vazgeçilmez, temel hak ve hürriyetlere sahiptir" hükmünü taşımaktadır,
13. maddesi ise, "temel hak ve hürriyetler özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlandırılabilir. Bu sınırlamalar Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz" biçimindedir.
20. maddesinde de, özel hayatın gizliliği güvence altına alınmış ve "Milli güvenlik, kamu düzeni ve suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel ahlakın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden bir veya birkaçına bağlı olarak usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça yine sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça, kimsenin üstü, özel kağıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz..." hükümleri mevcuttur.
Yine Anayasamızın 38. maddesinin 6.fıkrası da "Kanuna aykırı olarak elde edilmiş bulgular delil olarak kabul edilemez." hükmü amirdir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Yasası"nın 206/2-a, 271/2, 230/1 maddeleri fıkraları da hukuka uygun surette elde edilen delillerin kullanılabileceğini, yani kanuna aykırı elde edilenlerin ise hükme esas alınamayacağı şeklinde açık düzenlemeleri içermektedir.
Adli aramaların nasıl yapılacağını düzenleyen 5271 sayılı CMK’nun 116. maddesi arama kararı verebilmesi için makul şüphenin bulunması (06.03.2013 tarihinden 12.12.2014 tarihine kadar somut delillere dayalı kuvvetli şüphe) ve aynı yasanın 119. maddesi aramanın, hakim kararı üzerine veya gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının. Cumhuriyet savcısına ulaşılamadığı takdirde, kolluk amirinin yazılı emri ile kolluk görevlilerince yapılabileceği biçimindedir. Bu koşullara uyulmadan yapılan arama kanuna aykırıdır.
Sanığın taşıdığı poşette usulüne uygun alınmış bir karar olmadan arama yapılmıştır.
Sanık hakkında mahkumiyet kararı verebilmek için yakalanan sigaralardan başka delil yoktur. Arama, CMK’nun 119. maddesine aykırı biçimde, hakim kararı alınmadan Cumhuriyet savcısı ya da kolluk amirinin yazılı emri olmadan, kolluk tarafından yapılmıştır. Kolluğun doğrudan arama yapması hukuka aykırıdır. Bu şekilde ele geçen delillerde hukuka aykırı delil niteliğindedir.
Yukarıda maddeler halinde belirtilen Anayasa ve CMK’nun hükümlerine nazaran; usulsüz aramayla ele geçen delillerin hükme esas alınması, hukuk devleti ilkesini zedeleyeceği, kişilerin Anayasa ile teminat altına alınmış temel hak ve özgürlüklerini korumasız bırakacağı aşikardır.
Sanık üzerine atılı ticari amaçla kaçak sigara bulundurma suçunu kabullenmemiştir. Sanığın savunmasının aksine mahkumiyeti için usulsüz aramayla ele geçen sigaralardan başka delil yoktur. Usule aykırı biçimde yapılan arama sonucu ele geçen sigaralar yok sayılmaktadır. Kolluk tarafından sorulması üzerine sanık poşette çay olduğunu söylemiş, poşetin için kontrol edildiğinde kaçak bandrolsüz sigara olduğu anlaşılmıştır. Düzenlenen olay tutanağı da bu şekildedir. Kapalı poşetin açtırılarak içine bakılması arama niteliğindedir. Kaldı ki kolluk kamu gücünü kullanmakta olup, mevcut güç dengesizliği sebebiyle sanığın "aç poşeti kontrol edeceğiz" şeklinde bir talimata da direnme gücü olamayacağı açıktır. Bu durumda dahi aramanın hukuka uygun olmadığının kabulü gerekir.
Anayasanın 38/6, 5271 sayılı Yasa"nın 206/2-a, 217/2, 230/1.madde ve fıkralarına nazaran hukuka aykırı biçimde elde edilen deliller hükme esas alınamayacağı ve başkaca sanığın mahkumiyeti için yasal delil bulunmadığından sanığın beraati gerektiği görüşüyle sayın çoğunluğun düzeltilerek onama kararına katılmıyorum.