Abaküs Yazılım
19. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/4556
Karar No: 2018/1824
Karar Tarihi: 04.04.2018

Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2017/4556 Esas 2018/1824 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Taraflar arasında yapılan menfi tespit davalarında, davacı kardeşler ihaleye girdikleri yerler için birbirleriyle anlaştıklarını ve senet imzalayıp açık senet verdiklerini ancak davalıların sözleşmeye uymadıklarını belirtmiştir. Asıl davada davalı ... hakkında menfi tespit kararı verilmiş, diğer davalılar ... ve ... ise senedin arkasında cirosu bulunduğu gerekçesiyle menfi tespit kararı alınmıştır. Birleşen davada ise davacı taraf senedin iadesini talep etmiştir. Mahkeme, senedin teminat senedi olduğu gerekçesiyle asıl dava yönünden karar vermiştir. Ancak, senedin adi senet olduğunu ve bu iddianın kanuni delille ispat edilmesi gerektiği dikkate alınmadan karar verilmiştir. Bu nedenle karar bozulmuştur. Ayrıca, birleşen davada derdestlik defisi bulunup bulunmadığı ve davalılar ... ve ... hakkında verilen menfi tespit kararının gerekçesi belirtilmemiştir. Kararın gerekçesiz olması da doğru görülmemiştir. Anayasanın 141. maddesi ve HUMK'nın 388. (HMK'nın 297. maddesi) hükümleri gereği mahkeme kararlarının gerekçeli olarak yazılması gerektiği detaylı bir şekilde açıklanmıştır. Kararda ise Anayasa ve HUMK hükümlerine aykırı davranıldığı belirtilmiştir.
19. Hukuk Dairesi         2017/4556 E.  ,  2018/1824 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki birleşen menfi tespit davalarının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl ve birleşen davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalılar vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalılar vek. Av. ... gelmiş, başka gelen olmadığından onların yokluğunda duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatın sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    - K A R A R -
    Davacı vekili, tarafların kardeş olduğunu, zilyetliklerinde olan yer ile ilgili belediyenin yapacağı ihalede birbirlerinin yerleri için ihaleye girmeyeceklerine dair sözleşme imzalayıp açık senet verdiklerini, ihale sonucunda herkesin kullandığı yerin kendisine ihale edildiğini, davalının ise senedi iade etmediğini belirterek, müvekkilinin borçlu olmadığının tespitine, senedin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir, birleşen davada ise asıl davaya konu senedin dava açıldıktan sonra davalı ..."a anılan davalı tarafından da davalı ..."ya ciro edildiğini belirterek, müvekkilinin davalılara borçlu olmadığının tespitine, senedin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, iddia, savunma toplanan delillere göre birleşen dosya davalısı ... tarafından dava konusu senede dayalı olarak başlatılan icra takibinin icra hukuk mahkemesinde açılan dava sonunda iptaline karar verildiği, birleşen davanın konusuz kaldığı, asıl davada senedin teminat senedi olduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulü ile davacının senet nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, senedin davalı yedinde olduğu kanıtlanamadığından senedin iptali isteminin reddine, birleşen dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm asıl ve birleşen dosya davacısı vekili ve asıl dosya davalıları vekili tarafından temyiz edilmiş olup Dairemizin 28.01.2016 tarih, 2015/6464 E. - 2016/1093 K. sayılı ilamı ile "Asıl dava yönünden; Anayasanın 141,III hükmüne göre, “Bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır.” HUMK"nın 388. (HMK"nın 297 md.), maddesinde de mahkeme kararının içeriğinde bulunması gereken öğeler açıklanmıştır. Gerekçe, kararın denetiminin yapılabilmesi ve tarafların kararın doğruluğu veya yanlışlığı konusunda fikir sahibi olmasını sağlayarak kanun yollarına başvurma konusundaki tutumlarının belirlenebilmesi açısından önemli bir işlev görür. Bu Anayasal ve yasal zorunluluklara rağmen, mahkemece verilen kararda HUMK"nın 388. (HMK"nın 297 md.) maddesine aykırı davranılarak asıl dava yönünden kararın gerekçesiz olarak yazılması usul ve yasaya aykırıdır.Birleşen davaya gelindiğinde ise; birleşen dosyanın dava dilekçesinde davacı yan, netice talebinde davacının davalılara borçlu olmadığının tespitine, senedin iadesine karar verilmesini talep ve dava ettiğini belirtmiştir. Davacı yanın bu talebinden, menfi tespit taleplerinin senet nedeniyle mi yoksa senede dayalı icra takibi nedeniyle mi olduğu hususu anlaşılamamaktadır. Hal böyle olunca, mahkemece davacı yana talebi açıklattırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, birleşen davaya konu senet nedeniyle yapılan icra takibinin iptal edildiği gerekçesiyle birleşen dava konusuz kaldığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru görülmediği gibi, davacı yanın senedin iadesi talebiyle ilgili olumlu – olumsuz bir hüküm kurulmaması ve hükümde esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verildiği halde reddedilen birleşen dava sebebiyle birleşen dosya davalıları yararına vekalet ücretine hükmedildiğinin belirtilmesi de hüküm içerisinde çelişki yaratacak nitelikte olduğundan bozmayı gerektirmiştir." denilmek suretiyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, senedin teminat olarak verildiği, senette 300.000,00 TL"nin nakden ahzolunduğu bildirilmiş ise de alınan bedelin olmadığı, sözleşmeye aykırılık ve tazminat istemleri konusunda açılmış herhangi bir dava bulunmadığından bu hususun, yani sözleşmeye aykırılık olup olmadığı ve bedel ödenip ödenmeyeceği hususlarının o aşamada değerlendirileceğinden, hali hazırda senedin teminat olarak verilmesi nedeni ile davacı vekilinin davalı ... hakkındaki borçlu olmadığının tespiti davasının kabulü ile davacının 01/07/2007 tarihli 300.000,00 TL bedelli teminat senedinden dolayı davalıya borçlu olmadığının tespitine, senedin iptali isteminin senedin davalı yedinde olduğu kanıtlanamadığından reddine, birleşen davada senet teminat senedi olup ciro edilemeyeceğinden, alacağın temliki olsa dahi senetten dolayı ..."ın alacağı bulunmadığından davacı vekilinin davalılar ... ve ... hakkındaki borçlu olmadığının tespiti davasının kabulü ile davacının 01/07/2007 tarihli 300.000,00 TL bedelli teminat senedinden dolayı borçlu olmadığının tespitine, asıl davada davalı ... hakkında karar verilmiş olduğundan birleşen davada bu davalı yönünden davanın konusuz kalması nedeni ile birleşen dava yönünden esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına, birleşen davada davacı vekilinin senedin iadesi isteminin kabulü ile senedin davalı ..."dan davacıya iadesine karar verilmiş, hüküm davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
    1-Asıl davada mahkemece dava konusu adi senedin teminat senedi olduğu kabul edilerek menfi tespit kararı verilmiş ise de davacının bu iddiasını kanuni delille ispat etmesi gerekirken bu husus dikkate alınmadan sonuca gidilmesi doğru görülmemiş kararın bozulması gerekmiştir.
    2-Birleşen davada asıl dava davalısı ... aynı sebeple dava edildiği halde derdestlik defisi bulunup bulunmadığı üzerinde durulup sonucuna göre derdestlik nedeniyle davanın reddi veya asıl davada karar verildiği için karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilmesi gerekmektedir.
    3- Birleşen davada adi senedin arkasında cirosu bulunan davalılar ... ve ... hakkında menfi tespit kararı verilirken bunun gerekçesinin gösterilmemesi de doğru olmamıştır.
    SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalılar yararına takdir olunan 1.630,00 TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara ödenmesine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davalılara iadesine, 04/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi