Abaküs Yazılım
Ceza Genel Kurulu
Esas No: 2015/838
Karar No: 2019/136

Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/838 Esas 2019/136 Karar Sayılı İlamı

Ceza Genel Kurulu         2015/838 E.  ,  2019/136 K.

    "İçtihat Metni"


    Kararı Veren
    Yargıtay Dairesi : 15. Ceza Dairesi
    Mahkemesi :Ağır Ceza
    Sayısı : 190-7

    Sanıklar ... ve ... hakkında dolandırıcılık suçundan açılan kamu davasında yapılan yargılama sırasında, Batman 2. Asliye Ceza Mahkemesince 05.12.2007 tarih ve 215-228 sayı ile eylemin nitelikli dolandırıcılık suçunu oluşturabileceği gerekçesiyle görevsizlik kararı verilerek dosyanın gönderildiği Batman Ağır Ceza Mahkemesince de 06.02.2008 tarih ve 2008/64 Değişik iş sayı ile görevsizlik kararı verilmesi üzerine Yargıtay 5. Ceza Dairesince 16.06.2008 tarih ve 7516-6446 sayı ile görevsizlik kararı kaldırılan Batman Ağır Ceza Mahkemesince 22.01.2009 tarih ve 190-7 sayı ile eylemlerinin basit dolandırıcılık suçunu oluşturduğu kabul edilerek sanıkların TCK"nın 157/1 ve 52. maddeleri uyarınca ayrı ayrı 3 yıl hapis cezası ve 2.400 TL adli para cezası ile cezalandırılmalarına ve aynı Kanun"un 53/1. maddesi uyarınca hak yoksunluklarına ilişkin hükümlerin sanık ... müdafisi, sanık ... ve katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosyayı inceleyen Yargıtay 15. Ceza Dairesince 06.05.2013 tarih ve 24734-8373 sayı ile onanmasına karar verilmiştir.
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı ise 29.06.2015 tarih ve 221312 sayı ile;
    “...Sanık ... müdafiileri 08.06.2015 tarihli dilekçede; ...’ın ağabeyi .....’a ait "M Oil-Özkan Petrol" isimli işyerini 2002-2008 yılları arasında işlettiğini, olayın gerçekleştiği 18.10.2006 günü kendilerini..... ve ..... olarak tanıtan iki kişinin Ankara’da armatör olduklarını, motorin işi yaptıklarını, motorini KDV"siz ve ÖTV’siz aldıkları için ellerinde fazla yakıt olduğunu, eğer isterlerse kendisine faturalı yakıt verebileceklerini söylediğini, ...’ın bu teklifi cazip bularak kabul ettiğini,..... ve ..... isimli şahısların Türkiye’nin her tarafında elemanları bulunduğunu, Batman Tüpraş Rafinerisinde de kendisini elemanlarının karşılayacağını, yakıtı doldurduktan sonra kamyonun rafineri kapısında bekleyeceğini ve kendilerine ödeme yapıldıktan sonra fatura verebileceklerini söylediklerini, ...’ın bunun üzerine daha önceden tanıdığı ve petrolcülük yapan ... isimli şahısla görüştüğünü, ...’in kabul etmesi üzerine 19.10.2006 tarihinde 47 KZ 197 plaka sayılı tankerle Batman iline gidildiğini, Tüpraş’ta kendilerini ... isimli bir şahsın karşıladığını, tanker dolumunu müteakip ..... isimli şahsın telefon açarak tankerin dolduğunu ve ödeme yapılmasını istediğini, ...’ın da ...’in kardeşi ...’i arayarak tankerin dolduğunu ve ödeme yapılmasını istediğini, bunun üzerine ... tarafından ..... isimli şahsın vermiş olduğu Ankara Dikmen’de bulunan Yasa-Ayder Elk. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. hesabına 19.10.2006 tarihinde paranın yatırıldığını, ancak ..... isimli şahsın hesabın yanlış olduğunu ve paranın iade olunacağını bildirmesi üzerine paranın iade olduğunu, akabinde paranın bu sefer .....’ın bildirdiği yeni hesap olan Girne Kuyumculuk isimli işyerine gönderildiğini, ... tarafından 31.450 TL’nin yakıt bedeli olarak 19.10.2006 tarihinde Girne Kuyumculuk sahibi Cengiz Karataş ve Yavuz Karataş isimli kişilerin hesabına gönderildiğini, paranın hesaba yatması üzerine, ...’ın paranın havale edildiğini ve bu nedenle faturanın kesilmesini talep ettiğini, ..."nin ise faturanın Batman Ak-Pet istasyonunda teslim edileceğini söylediğini, bunun üzerine ...’ın tanker şoförüne yola çıkmasını kendisinin faturayı bekleyeceğini söyleyerek söz konusu petrol istasyonuna gittiğini, burada ..."nin "Tankeri neden yolladınız, tanker geri dönsün, .....’a ulaşamıyorum telefon kapalı" dediğini, ...’ın ise aracın neden geri döneceğini, kendisinin yakıt bedelini yatırdığını, dekontun elinde olduğunu, muhatabının..... ve ..... olduğunu söylediğini, ..."nin problem olduğunu ve aracın geri dönmesi gerektiğini söylemesi üzerine, ...’ın şoförü aradığını ve geri dönmesini istediğini, şoförün yakın yerde olduğunu ve döneceğini söylemesi üzerine beklemeye başladıklarını, dönmemesi üzerine tekrar şoförü aradıklarını, şoförün Sinanlı Karakoluna yakın olduğunu patronu ...’in kendisini aradığını, aracı Rissin Petrole getirmesini ve sorunu kendisinin halledeceğini söylediğini, bunun üzerine tankeri yakalamak üzere ..."nin ayrıldığını, ...’ı da bırakmamalarını istediğini, bunu duyan ...’ın petrolde bekleyen şahısları tanımaması ve sayıca kalabalık olmaları nedeniyle bu şahısların zarar verme ihtimaline binaen olay yerinden uzaklaştığını, akabinde ..., Abdulmecit Bardakçi, Midyatlı Mele Şerif isimli kişilerle birlikte ...’a ait evde görüşme yapıldığını, bu görüşmede ..., ..., Hüseyin Özkan, ..., Şerif Akıncı ve Bedrettin Karaboğa’nın hazır bulunduğunu, olayın tarafları ... ve ...’ın dinlendiğini, ...’nin kendisini Mardin ilinde bulunan..... isimli şahsın aradığını, Mardin ilinde şantiyelerinin bulunduğunu, kendilerine yakıt lazım olduğunu, ortağı ... ve şoförünü göndereceğini, kendileri ile irtibata geçilmesi için ...’ın numarasını verdiğini, kendisinin ... ile irtibata geçtiğini, yanında çalışan ... isimli şahsı gönderdiğini, yakıt teslim alındıktan sonra.....’ın kendisine ödeme yapılacağını, fakat ödeme yapılmadığını, zarara uğradığını beyan ettiğini, tarafları uzlaştırmak isteyenlerin, ...’ın bu olayın mağduru olduğunu, yakıt bedelini ödediğini, kendisini asıl yanıltan şahsın ... olduğunu, yakıt alımı ve teslimi sırasında ..."nin ... ile muhatap olmaması ve işi sadece elemanı ...’ye havale etmesi nedeniyle gerçek dolandırıcıların ortaya çıkartılması için birlikte hareket edilmesi gerektiği yönünde görüş birliğine vardıklarını, bu toplantıda olayın gerçek faillerinin ortaya çıkartılması için birbirlerinden şikayetçi olmamaları ve dolandırıcıların tespiti amacıyla ... tarafından hesabına para yatırılan Ankara’daki şahıslar ile görüşülüp gerçek dolandırıcıların bulunması için anlaşmaya varıldığını, ... ve ..."nin Ankara’ya gitmek üzere Diyarbakır Havaalanında buluştuklarını, ..."nin diğer şahıslardan habersiz bir şekilde şikâyette bulunduğunun ve 47 KZ 197 plaka sayılı tankerin yakalandığının öğrenilmesi üzerine tartışma çıktığını ve Ankara’ya gitmekten vazgeçildiğini, tüm bunlara göre olayın asıl mağdurlarının ... ve ... olduğunu, asıl dolandırıcıların ise..... ve ..... isimli şahıslar olduğunu, ... ve diğerlerinin korkudan yanlış beyanlarda bulunduklarını, olayın aslının bu şekilde olduğunu, kendilerinin Girne Kuyumculuk sahibi Yavuz Karataş ile haricen görüştüklerinde, Yavuz Karataş’ın olayı hatırladığını, kendisini ..... adında bir şahsın aradığını, ..... isimli şahsın kendisinin daimi müşterisi olduğunu, olaya konu satışın yapıldığı gün, Mardin’de olduğunu, bir altın alacaklısı olduğunu, kendilerine havale yapacağını ve alacaklının altınları alacağını söylediğini, kendisinin kabul ettiğini, 19.10.2006 günü 31.450 TL’nin hesabına geç yattığını, bu nedenle satıştan şüphelendiğini, bu nedenle alacaklıya altınları o gün teslim etmediğini, ertesi gün teslim edebileceğini söylediğini, ertesi gün de altınların imalathaneden gelmediğini söyleyerek alıcıyı oyaladığını, konu ile ilgili kimsenin aramaması üzerine altınları alıcıya teslim ettiğini, yapılan satış ile ilgili olarak ..... isimli şahsın fatura bilgilerini aldığını, faturayı ..... Dalgıç adına "Kızıltepe, Meydan Yeri, Yurt İçi Kargo" bilgileri ile kestiğini belirttiğini beyan etmiştir.
    Müsnet olay yaygın bir dolandırıcılık eylemi olup, benzer nitelikteki bir olaya ilişkin Kırıkkale Ağır Ceza Mahkemesinin 15.02.2011 tarihli ve 2010/143 Esas, 2011/43 Karar sayılı kararının Yargıtay 15. Ceza Dairesinin 23.12.2014 tarihli ve 2013/6638 Esas, 2014/21895 Karar sayılı ilamı ile; "…Suça konu 0541 864 7622 ve 0541 944 2383 numaralı telefonları kullanan kişinin olay tarihinde, birkaç defa taşımacılık işi yapan katılanı arayarak elinde verebileceği ucuz fiyatta akaryakıt bulunduğunu söyleyip katılanla anlaştığı, ardından aynı numarayı kullanan kişinin bu sefer kuyumculuk yapan sanığı aradığı, altın alacağını belirtip anlaştıktan sonra sanığın hesap numarasını aldığı, sonrasında katılana sanığın hesap numarasını verdiği ve bu hesaba havale yaptığı takdirde ucuz mazotu kendisine vereceğini belirttiği, katılanın da Kırklareli Akbank şubesindeki hesaba elemanı ile birlikte 22.497,25 TL"yi havale ettiği, bu paranın sanığın hesabına düştüğü, daha sonra aynı kişinin sanığı arayarak hesabına havale çıkarttığını belirtip gönderdiği kişiye 500 gram altın vermesini istediği, sanığın hesabını kontrol etmesi üzerine paranın yatırıldığını gördüğü ve gelen kişiye 499 gram altın verdiği, sonrasında katılanın paranın sanığın hesabına yattığını ve kendisine akaryakıt gönderilmeyince dolandırıldığını anladığı, sanığın bu şekilde üzerine atılı suçu işlediğinin iddia edildiği olayda, sanığın atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı anlaşılmakla hakkında verilen beraat kararında bir isabetsizlik görülmemiştir.
    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle hükmün onanmasına," karar verilmiştir.
    Tüm dosya kapsamına göre;
    Maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti bakımından;
    -Serkan ve ..... isimli şahısların açık kimlik bilgilerinin tespitine çalışılması,
    -Serkan isimli şahsa ait 0 542 837 00 78 ve ..... isimli şahsa ait 0542 476 07 07 numaralı telefonların kimin adına kayıtlı olduğu, olayın gerçekleştiği tarihler ile öncesi ve sonrasında ilgili telefon numaralarını arayan ve aranan numaralar ile bunların saat ve baz istasyonlarının ilgili operatörlerden istenilmesi,
    -Girne Kuyumculuk sahibi Cengiz Karataş ve Yavuz Karataş’ın olaya ilişkin görgü ve bilgilerinin tespitinin yapılması,
    -Girne Kuyumculuk isimli işyerine 19.10.2006 tarihinde ... tarafından 31.450 TL tutarında havale yapılıp yapılmadığı, yine 19.10.2006 tarihinde Yaya-Ayder Elk. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. Adına ... tarafından havale yapılıp yapılmadığı ve bunun iade edilip edilmediği hususlarının araştırılması,
    -Batman Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 25.09.2008 tarihli müzekkere ile Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından ...’a ait 0544 690 84 84, ...’e ait 0543 828 53 35, ...’a ait 0543 416 28 20 ve ...’e ait 0544 688 62 65 numaralı telefonların 18.10.2006-21.10.2006 tarihleri arasında arayan ve aranan numaraların, arama saatlerini ve yerlerini gösteren telefon dökümlerinin çıkartılarak gönderilmesi istenilmiş ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının 13.10.2008 tarihli ve 253608 sayılı yazıları ile istenilen hususların 1 adet Adobe Reader PDF formatında CD olarak gönderildiği hâlde, bu CD’nin çözümünün yaptırılmadığı, bu hususun yerine getirilmesi gerektiği,
    -Katılan ...’ye ait 0544 285 09 05 nolu telefonun olay gününe, öncesi ve sonrasına ilişkin kayıtlarının getirtilmesi gerektiği,” görüşüyle, itiraz kanun yoluna başvurmuştur.
    CMK"nın 308. maddesi uyarınca inceleme yapan Yargıtay 15. Ceza Dairesince 07.09.2015 tarih ve 12330-28114 sayı ile; itirazın yerinde görülmediğinden bahisle Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    CEZA GENEL KURULU KARARI
    Dolandırıcılık suçundan sanıklar ... ve ... hakkında verilen beraat hükümleri Özel Dairece onanmak suretiyle kesinleşmiş olup itirazın kapsamına göre inceleme sanıklar ... ve ... hakkında dolandırıcılık suçundan verilen mahkûmiyet hükümleri ile sınırlı olarak yapılmıştır.
    Özel Daire ile Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanıklar hakkında eksik araştırma ile hüküm kurulup kurulmadığının belirlenmesine ilişkin olup eksik araştırma ile hüküm kurulduğu sonucuna ulaşılması hâlinde, karar tarihinden sonra 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253 ve 254. maddelerinde 6763 sayılı Kanun’la yapılan değişiklikler uyarınca uzlaştırma girişiminde bulunulması gerekip gerekmediğinin de değerlendirilmesi gerekmektedir.
    İncelenen dosya içeriğinden;
    Batman Cumhuriyet Başsavcılığınca; akaryakıt istasyonu işleten katılan ..."yi olay tarihinden bir gün önce telefonla arayan ve kendilerini..... ve Alpaslan isimleri ile tanıtan iki kişinin Mardin ilinde şantiyelerinin bulunduğunu ve mazot almak istediklerini söyledikleri, katılanın kabul etmesi üzerine olay günü saat 08.00 sıralarında kendisini..... ve ..... isimli kişilerin iş ortağı olarak tanıtan sanık ... ile iş yerinde şoförlük yaptığını söyleyen sanık ..."in katılanın iş yerine geldikleri, katılanın, muhasebecisi olan tanık ... ile birlikte sanıkları Akpet Dolum Tesislerine gönderdiği, burada sanık ..."un kullandığı 47 KZ 197 plakalı tankere 21.689 litre ve 42.821,73 TL değerinde motorinin doldurulduğu, sanıkların ücretin katılanın hesabına ödenmesinden sonra iş yerinden ayrılacaklarını söyledikleri, bir süre sonra sanık ..."ın paranın hesaba yattığını söylemesi üzerine sanık ..."un tanker ile olay yerinden ayrıldığı, daha sonra sanık ..."ın da fırsatını bularak olay yerinden kaçtığı, dolum tesisi ücretinin ise katılan tarafından ödendiği, bu şekilde sanıkların dolandırıcılık suçunu işlediklerinden bahisle haklarında kamu davası açıldığı,
    19.10.2006 tarihli mal talepnamesine göre; müşteri Bardakçılar Kuyumculuk Gıda Maddeleri Pazarlama Petrol Otomotiv İnşaat Nakliyat Taahhüt İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından Aytemiz Akaryakıt Dağıtım ve Pazarlama A.Ş"ye hitaben 22.000 litre motorinin, şoförlüğünü sanık ..."in yaptığı 47 KZ 197 plakalı tankere yüklenmesinin istenildiği ve ödemenin peşin yapılacağı,
    Aytemiz Akaryakıt Dağıtım ve Pazarlama A.Ş. Batman Dolum Tesisinde muhasebeci olarak çalışan ... tarafından 19.10.2006 tarihinde saat 11.00"de imzalanan yazıda; Rissin Petrol Otomotiv Nakliyat Gıda İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti"nin 12.10.2006 tarihinde verilen TAŞ/818-205/20242 numaralı taşıma lisansı sahibi olduğu hususunun belirtildiği,
    Aytemiz Akaryakıt Dağıtım ve Pazarlama A.Ş. Batman Dolum Tesisince düzenlenen 19.10.2006 tarihli ve D320558 seri numaralı irsaliyeli faturaya göre; müşteri Bardakçılar Gıda Maddeleri Ltd. Şti. adına ve sanık ... imzasına 42.821,73 TL tutarındaki 21.689,8 litre motorinin 47 KZ 197 plakalı tankere yüklendiği, tahsilatın peşin yapıldığı ve sevk yerinin Batman olduğu,
    Oyakbank Batman şubesince düzenlenen 19.10.2006 tarihli ve 453198 numaralı dekonta göre; Bardakçılar Kuyumculuk Gıda Maddeleri Pazarlama Petrol Otomotiv İnşaat Nakliyat Taahhüt İth. İhr. San. ve Tic. Ltd. Şti. hesabından Aytemiz Akaryakıt Dağıtım ve Pazarlama A.Ş. hesabına 42.821 TL havale yapıldığı,
    Kolluk tarafından 20.10.2006 tarihinde yapılan araç özet bilgileri sorgu tutanağına göre; 47 KZ 197 plakalı akaryakıt tankerinin Mardin ili Kızıltepe ilçesinde faaliyet gösteren Rissin Petrol Otomotiv Nakliyat Gıda İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti. adına 19.08.2005 tarihinde tescil edilmiş olduğu,
    Kolluk tarafından düzenlenen 21.10.2006 tarihli arama tutanağında; 47 KZ 197 plakalı akaryakıt tankerinin boş olduğu tespitlerine yer verildiği,
    Mardin Emniyet Müdürlüğü Önleyici Hizmetler Şubesince düzenlenen 18.12.2006 tarihli tutanakta; sanık ..."ın Moil ile bağlantısının olduğu, ancak petrol istasyonuna hiç gelmediği bilgilerinin yer aldığı,
    Türk Hava Yolları Anonim Ortaklığınca düzenlenen 05.11.2008 tarihli yazıya göre; 21.10.2006 tarihinde Diyarbakır-Ankara hattında uygulanmakta olan TK0643 sefer sayılı ve saat 13.25 kalkışlı uçuşa 20.10.2006 tarihinde katılan ... ve inceleme dışı sanık ... adına iki adet rezervasyon yapıldığı, ödeme yapılıp biletin kesildiği, ancak uçuş günü kalkıştan 19 dakika önce saat 13.06"da yolcunun talebi doğrultusunda rezervasyonun iptal edildiği,
    Bilgilerine yer verilmiştir.
    Katılan ... soruşturma aşamasında; petrol işi ile uğraştığını, 18.10.2006 günü daha önceden tanımadığı, bir alış verişinin de olmadığı ve kendilerini..... ve ..... olarak tanıtan şahısların telefon ile arayarak Mardin ilinde şantiyelerinin bulunduğunu ve kendilerine yakıt lazım olduğunu, ortakları olan sanık ... ve şoförleri olan sanık ..."in yakıt almak için geleceklerini söylediklerini, sanıklar ... ve ..."in olay tarihinde saat 08.00 sıralarında yanına geldiklerini, sanıkları çalışanı olan tanık ... ile petrol dolum tesisine gönderdiğini, dolum tesisinden lisansı olmayan araçların yakıt alamayacağını, sanıkların 42.821,73 TL değerinde 21.689,8 litre motorin aldıklarını, sanıkların parayı kendi hesabına yatırdıktan sonra ayrılmaları gerektiğini, aynı gün saat 18.00 sıralarında iftar için eve gittiğinde, sanıkların tanık......"e motorin bedelinin yattığını söyleyerek tankeri yola çıkarttıklarını öğrenmesi üzerine, bankayı aradığında hesabına paranın yatmadığını öğrendiğini, ardından tanker şoförü olan sanık ..."u arayarak tankeri geri getirmesini istediğini, sanık ..."un ise Bismil’de olduğunu geri döneceğini söylediğini, on beş dakika sonra tekrar aradığında karakola yaklaştığını söylediğini, sanığa kendisini beklemesini, irsaliyeyi getireceğini söyleyerek yola çıktığını, Sinanköy"e kadar gittiğini ancak tankeri bulamadığını, cep telefonundan da sanığa ulaşamadığını, tanık......"i aradığında sanık ..."ın da olay yerinden ayrıldığını öğrendiğini, dolandırıldığı için fatura düzenlemediğini; 31.10.2006 havale tarihli dilekçesinde ek olarak; yaptığı araştırma neticesinde sanık ... ve inceleme dışı sanıklar ... ile ..."e ulaşarak adı geçen sanıklar ile görüştüğünde, sanıkların, suça konu motorini 31.000 TL karşılığında Ankara ili Dikmen semtindeki Girne Kuyumculuk"tan aldıklarını, inceleme dışı sanık ..."ın da motorin bedelini kuyumcu Cengiz Karataş ve Yavuz Karataş isimli şahısların Akbank şubesindeki hesabına gönderdiğini söylediklerini, inceleme dışı sanık ..."un kendisine olayın asıl sorumlusunun sanık ... olduğunu ve kaçakçılık işleri yaptıklarını söyleyerek “Yeter ki yakalanmayayım, birlikte Ankara"ya gidip Girne Kuyumculuktan paranı alalım” dediğini, bunun üzerine inceleme dışı sanık ... ile Ankara"ya gitmek için uçak bileti aldıklarını, havaalanına gittiklerinde tankerin yakalandığını söyleyip davadan vazgeçmesini istediklerini, bu sırada bir polis memurunun kendisini arayarak tankerin yakalandığını, içinde motorinin de bulunduğunu, olay nedeniyle şikâyetçi olup olmadığını sorduğunu, polis memuruna şikâyetçi olduğunu söylediğinde ise şikâyetinden vazgeçmesi konusunda ısrar ettiğini, yaşanan bu olaydan sonra inceleme dışı sanık ..."in hava alanından uçağa binmeden ayrıldığını; kovuşturma aşamasında soruşturmadaki ifadelerine ek olarak; paranın bankaya yatırılmadığını öğrenince sanık ..."a "Niye böyle yaptın" diye sorduğunda, kendisine talimat verildiğini söylediğini, ancak herhangi bir isim vermediğini, bunun üzerine şoförü arayarak tankerin geri gelmesini söylemesini istediğinde ise telefonunun yanında olmadığını söylediğini, bunun üzerine numarayı alarak şoförü aradığını, şoföre nerede olduğunu sorduğunda şoförün Bismil"i geçtiğini söylediğini, fatura almadan yola çıktığını ve dönmesi gerektiğini söylediğinde ise geleceğini söylediğini, tankerin gelmemesi üzerine tekrar telefonla aradığı, şoförün Bismil ile Batman arasında bulunan Sinan Karakolunda kontrol olduğunu, faturası olmadığı için dönemediğini söylediğini, ardından tanık...... ile birlikte Sinan Karakoluna gittiğinde kontrol olmadığını, tankerin de orada olmadığını gördüklerini, bunun üzerine petrol istasyonunu arayarak çalışanı tanık ..."a sanık ..."ı bırakmamasını söylediğini, ancak sanık ..."ın telefon almak bahanesiyle aracına gittiğini ve araca binerek kaçtığını öğrendiğini, sanıkların kendisine şikâyetten vazgeçme şartıyla zararın yarısını ödeyeceklerini söylediklerini ve zararının karşılanmadığını,
    Tanık ...; Bardakçılar Petrol istasyonunda muhasebeci olarak çalıştığını, olay günü şirket sahibi olan katılan ... Şirin"in isteği üzerine 47 KZ 197 plaka sayılı tanker ve 47 AL 818 plaka sayılı ford focus marka araç ile Tüpraş Dolum Tesisi önüne gelen sanıklar Turan ve Şeyhmus ile birlikte Akpet Dolum Tesislerine motorin almaya gittiklerini, sanıkların petrol bayisi olmadığı için dolum tesisinden motorin alamadıklarından dolayı çalıştığı petrol istasyonu adına alınacak motorinin sanıklara satılması konusunda anlaşıldığını, lisanssız tankerlere yakıt verilmediği için tesiste tankerin lisansının kontrol edildiğini, taşıma lisansının olduğunun tespit edilmesi üzerine 21.689 litre motorinin tankere yüklendiğini, dolum yapıldıktan sonra..... isimli şahsın kendisini arayıp bilgi aldığını, sanıkların motorinin bedelini ödedikten sonra ayrılacaklarını, ancak önce sanayiye gitmeleri gerektiğini söylemeleri üzerine birlikte sanayiye gittiklerini, sanıkların tankeri Starpet isimli petrol istasyonuna park ettiklerini, sanıklara çalıştığı istasyona gitmeleri gerektiğini söylediği hâlde sanıkların para ödenene kadar Starpet"te kalacaklarını, kendilerine öyle talimat verildiğini söylediklerini, birçok kez telefon görüşmesi yaptıklarını, iftar için lokantaya gittiklerinde sanıkların yaptıkları telefon görüşmeleri sonrasında evrak almaları gerektiğini söyleyerek tankerin yanına gittiklerini, bu esnada sanık ..."un tankeri hareket ettirerek kaçtığını, sanık ..."ın “Ben gerekli evrakı alır arkasından giderim” dediğini ve birlikte katılana ait istasyona gittiklerini, sanık ..."ın yanlarına gelen katılana paranın hesaba yattığını söylediğini, katılanın hesabı kontrol ettiğinde paranın yatmadığını öğrendiğini, tanker şoförü olan sanık ..."a telefon açtıklarını, şoförün Bismil’de olduğunu ve gelemeyeceğini söylemesi üzerine irsaliyeyi getireceğini söyleyen katılan ile birlikte yola çıkıp Bismil’e kadar gittiklerini, ancak tankeri göremediklerini, sanık ..."un telefonunun da kapalı olduğunu, daha sonrasında istasyonda bulunan işçilerin kendilerini telefon ile arayarak sanık ..."ın da istasyondan kaçtığını söylediklerini,
    Tanık ...; Bardakçılar Petrol istasyonunda işçi olarak çalıştığını, sanık ..."ın akşam üzeri tanık...... ile birlikte iş yerine geldiğini, katılanın tankerin nerede olduğunu, faturasız ve irsaliyesiz nasıl yola çıktığını sorduğunu, bankaya para yatırılmadığını anlayınca da tanker şoförünü aradığını ve tankerin yanına gitmek üzere iş yerinden ayrıldığını, sanık ..."ın telefonu ile bazı konuşmalar yaptıktan sonra çarşıda işi olduğunu söyleyerek aracına doğru gittiğini, sanığa engel olmak istediğini, ancak kendisini itekleyerek aracına binip kaçtığını,
    Tanık ...; Aytemiz Akaryakıt Dağıtım ve Pazarlama A.Ş"nin Batman Dolum Tesisinde muhasebeci olarak çalıştığını, olay günü Rissin Petrol Otomotiv Nakliyat Gıda İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti"ne ait taşıma lisanslı 47 KZ 197 plakalı tankerin geldiğini, tankerin bayileri olan Bardakçılar Kuyumculuk Gıda Maddeleri Ltd. Şti. tarafından gönderildiğini ve şoförün Bardakçılar Petrole ait “Mal Talepnamesi”ni ibraz ettiğini, tankerin taşıma lisansının Enerji Piyasası Denetleme Kurulunun sitesinden ve faks ile teyit edildiğini, ayrıca karayolları tarafından verilen K1 yetki belgesinin de olduğunu, dolum tamamlandıktan sonra tankerin irsaliyeli fatura ile gönderildiğini, ödemenin de akşam geç saatlerde yapıldığını,
    Tanık Hamit Erdem; çalıştığı iş yeri olan Rissin Petrol isimli şirketin inceleme dışı sanıklar Mehmet İhsan ve Davut"a ait olduğunu, 47 KZ 197 plakalı tankerin de şirketlerine ait olduğunu, tankerin şoförünün sanık ... olduğunu, katılan ... Şirin ve sanık ... ile..... ve ..... isimli şahısları tanımadığını,
    Tanık Abdulmecit Bardakçi; Bardakçılar Ltd. Şti"nin ortağı olduğunu, kardeşi olan katılanın kendisine olayı anlattığını, sanıkları bulmak amacıyla katılan ve tanık Habip Aydın ile birlikte Kızıltepe"ye gittiklerini, inceleme dışı sanık ..."un amcası tanık ..."in işletmiş olduğu markete gittiklerini, tanık Zekeriya"nın çağırması üzerine bulundukları yere gelen inceleme dışı sanık ..."un önce olayla hiçbir ilgisi olmadığını, daha sonra da tankeri sanık ..."a kiraya verdiğini söylediğini, sanık ..."ın köyüne gittiklerinde inceleme dışı sanıklar Davut ile Mehmet İhsan"ın da orada olduklarını, sanık ..."ın kardeşi olan ... zararı ödeyeceğini söylemesi üzerine sanık ..."ın ayağa kalkarak inceleme dışı sanıklar Davut ve Mehmet İhsan ile ortak olduklarını belirtip “Neden zararın hepsini sen ödüyorsun” dediğini, bunun üzerine inceleme dışı sanık ..."ın Ankara"ya havale ile para gönderdiğini, bayramdan sonra paranın alınabileceğini söylediğini, kendilerinin “Hemen gidip parayı alalım” dediklerini, bunun üzerine birlikte Ankara"ya gitmeye karar verdiklerini, şikâyette bulundukları anlaşılınca da Ankara"ya gitmekten vazgeçtiklerini,
    Tanık Habip Aydın; sanıkları bulmak amacıyla katılan ve kardeşi tanık Abdulmecit ile birlikte Kızıltepe"ye gittiklerini, yaptıkları araştırma sonucunda sanıkların köyünü öğrendiklerini, sanıkların önce zararı karşılamayı kabul ettiklerini, sanıklardan birinin Ankara"ya para gönderdiğini, bu parayı alıp verebileceğini söylediğini, bunun üzerine katılan ile birlikte Diyarbakır Havaalanından Ankara"ya bilet ayırttıklarını, bir gün sonra da katılan ile birlikte Diyarbakır"a gittiklerini, inceleme dışı sanık ..."un da havaalanına geldiğini, ancak bu sanığın yaptığı telefon görüşmesi sırasında olay nedeniyle şikâyet edildiklerini öğrenmesi üzerine Ankara"ya gitmekten vazgeçtiğini,
    Tanık ...; olay hakkında bilgi ve görgüsü olmadığını, böyle bir olayı ilk defa duyduğunu,
    İfade etmişlerdir.
    İnceleme dışı sanık ... soruşturma aşamasında; kardeşi olan inceleme dışı sanık ... ile birlikte Rissin Petrol Otomotiv Nakliyat Gıda İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti"nin ortağı olduğunu, 47 KZ 197 plakalı tankerin kiralık olarak yük taşıdığını, şirkette şoför olarak çalışan sanık ... dışındaki isimleri tanımadığını, olay günü sanık ..."un, Batman ilinde bulunduğunu ve katılan ile 120 TL karşılığında Akpet Dolum Tesislerinden katılanın petrol istasyonuna yük boşaltma konusunda anlaştıklarını söylediğini, kendisinin de onay verdiğini, daha sonra katılanın Kızıltepe’ye gelerek sanık ..."un yükü çaldığını söylediğini, bunun üzerine sanık ... ile katılanı yüzleştirdiğini, sanık ..."un yükü katılana ait istasyona boşalttığını söylediğini, ancak yükü boşalttığına dair bir belgenin bulunmadığını, sanık ..."ı tanımadığını, havaalanına gitmediklerini, kovuşturma aşamasında ek olarak; katılanın tefecilik yaptığını ve kendilerine iftira attığını,
    İnceleme dışı sanık ...; kardeşi olan inceleme dışı sanık ... ile birlikte Rissin Petrol şirketinin ortağı olduğunu, 47 KZ 197 plaka sayılı tankerin kendilerine ait olduğunu, sanık ..."un ise bu tankerin şoförü olarak şirket ile irtibatlı çalıştığını, katılan ... Şirin ve sanık ..."ı tanımadığını, sanık ..."un yük alma işlerini kendisinin yaptığını, şirket olarak buna karışmadıklarını, katılan ... Şirin ile ne şekilde irtibatı olduğunu ve nasıl bir alışverişte bulunduğunu bilmediğini, kendisinin ya da şirketinin sanık ..."a herhangi bir talimat vermediğini,
    Sanık ...; inceleme dışı sanıklar Mehmet İhsan ve Davut’un sahibi olduğu Rissin Petrol Otomotiv Nakliyat Gıda İnşaat Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti"ne ait olan ve şoförlüğünü yaptığı 47 KZ 197 plaka sayılı tankere 19.10.2006 tarihinde Batman ilinde Akpet Dolum Tesislerinde 21.689,8 litre motorin yüklendiğini, ancak motorini alıp kaçmadığını, aksine katılan ... Şirin"in tankeri kiraladığını ve katılanın talimatı üzerine motorini Batman çıkışı Diyarbakır istikametinde sahası mucur kaplı olan Akpet istasyonuna boşalttığını ve karşılığında 120 TL kira bedeli aldığını,..... ve ..... isimli şahısları tanımadığını, sanık ..."ı petrol istasyonunda gördüğünü, ancak tanımadığını ve herhangi bir ilişkisinin de bulunmadığını, katılanın petrol istasyonuna motorini boşalttıktan sonra Bismil civarında iken havanın yağışlı olmasından dolayı katılanın kendisini telefonla aradığını, telefonunun kapalı olmadığını, şehir içi nakliye yaptığı için katılanın fatura düzenlememek için irsaliye de düzenletmediğini, bu nedenle motorini katılanın istasyonuna boşalttığına dair belgenin bulunmadığını,
    Sanık ...; katılan ... Şirin"i tanımadığını, Mehmet Yavuz isimli yeğeninin Beşiri ilçesinde askerlik yapması nedeniyle onu ziyareti sırasında yol üstünde bulunan bir benzinliğe tuvalet ihtiyacı için girdiğini, sonradan benzinliğin sahibi olduğunu öğrendiği tanımadığı bir şahısla kısa süreli sohbet ettiğini, daha sonra Mardin’e döndüğünü, çiftçilik ile uğraştığını, akaryakıt alıp satmadığını, adına kayıtlı uluslararası taşımacılık yapan bir çekici tır olduğunu, iddianamede ismi geçen kişileri tanımadığını, bu kişilerden akaryakıt almadığını, olayla ilgi ve alakasının bulunmadığını,
    Savunmuşlardır.
    5237 sayılı TCK’nın “Dolandırıcılık” başlıklı 157. maddesinde; “Hileli davranışlarla bir kimseyi aldatıp, onun veya başkasının zararına olarak, kendisine veya başkasına bir yarar sağlayan kişiye bir yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası verilir” şeklinde dolandırıcılık suçunun temel şekli düzenlenmiş olup, 158. maddesinde ise suçun nitelikli halleri sayılmıştır.
    Dolandırıcılık suçunun maddi unsurunun hareket kısmı, 765 sayılı TCK’nın 503. maddesinde bir kimseyi kandırabilecek nitelikte hile ve desiseler yapma olarak düzenlenmiştir. “Desise” Arapça kökenli olup kişilerin iradesini sakatlamak, aldatmak, yanıltmak amacıyla yapılan düzen ve oyunlardır. 5237 sayılı TCK’nın 157. maddesinde hileli davranışlarla bir kimseyi aldatma şeklinde ifade edilmiş, 765 sayılı Kanun’da yer alan desise kavramına 5237 sayılı Kanun’da yer verilmemiş ve hileye desiseyi de kapsayacak şekilde geniş bir anlam yüklenmiştir.
    Malvarlığının yanında irade özgürlüğünün de korunduğu dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için;
    1) Failin bir takım hileli davranışlarda bulunması,
    2) Hileli davranışların mağduru aldatabilecek nitelikte olması,
    3) Failin hileli davranışlar sonucunda mağdurun veya başkasının aleyhine, kendisi veya başkası lehine haksız bir yarar sağlaması,
    Şartlarının birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
    Fail kendisi veya başkasına yarar sağlamak amacıyla bilerek ve isteyerek hileli davranışlar yapmalı, bu davranışlarla bir başkasına zarar vermeli, verilen zarar ile eylem arasında uygun nedensellik bağı bulunmalı ve zarar da, nesnel ölçüler göz önünde bulundurularak belirlenecek ekonomik bir zarar olmalıdır.
    Görüldüğü gibi, dolandırıcılık suçunu diğer malvarlığına karşı işlenen suç tiplerinden farklı kılan husus, aldatma temeline dayanan bir suç olmasıdır. Birden çok hukuki konusu olan bu suç işlenirken, sadece malvarlığı zarar görmemekte, mağdurun veya suçtan zarar görenin iradesi de hileli davranışlarla yanıltılmaktadır. Madde gerekçesinde de, aldatıcı nitelik taşıyan hareketlerle, kişiler arasındaki ilişkilerde var olması gereken iyiniyet ve güvenin bozulduğu, bu suretle kişinin irade serbestisinin etkilendiği ve irade özgürlüğünün ihlâl edildiği vurgulanmıştır.
    5237 sayılı TCK’nın 157. maddesinde yalnızca hileli davranıştan söz edilmiş olmasına göre, her türlü hileli davranışın dolandırıcılık suçunu oluşturup oluşturmayacağının belirlenmesi gerekmektedir.
    Kanun koyucu anılan maddede hilenin tanımını yapmayarak suçun maddi konusunun hareket kısmını oluşturan hileli davranışların nelerden ibaret olduğunu belirtmemiş, bilinçli olarak bu hususu öğreti ve uygulamaya bırakmıştır.
    “Hile”, Türk Dili Kurumu sözlüğünde; “birini aldatmak, yanıltmak için yapılan düzen, dolap, oyun, desise, entrika” (Türk Dil Kurumu, Türkçe Sözlük, s. 891) şeklinde, uygulamadaki yerleşmiş kabule göre ise; “Hile nitelikli yalandır. Yalan belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun denetleme olanağını ortadan kaldırmalıdır. Kullanılan hile ile mağdur yanılgıya düşürülmeli ve yanıltma sonucu kandırıcı davranışlarla yalanlara inanan mağdur tarafından sanık veya başkasına haksız çıkar sağlanmalıdır... hileli davranışın aldatacak nitelikte olması gerekir. Basit bir yalan hileli hareket olarak kabul edilemez” biçiminde tanımlanmıştır.
    Öğretide de hile ile ilgili olarak; “Olaylara ilişkin yalan açıklamaların ve sarf edilen sözlerin doğruluğunu kuvvetlendirecek ve böylece muhatabın inceleme eğilimini etkileyebilecek yoğunluk ve güçte olması ve bu bakımdan gerektiğinde bir takım dış hareketler ekleyerek veya böylece var olan halden ve koşullardan yararlanarak, almayacağı bir kararı bir kimseye verdirtmek suretiyle onu aldatması, bu suretle başkasının zihin, fikir ve eylemlerinde bir hata meydana getirmesidir” (Sulhi Dönmezer, Kişilere ve Mala Karşı Cürümler 2004, s. 453), “Hile, oyun, aldatma, düzen demektir. Objektif olarak hataya düşürücü ve başkasının tasavvuru üzerinde etki doğurucu her davranış hiledir” (Nur Centel/Hamide Zafer/Özlem Çakmut, Kişilere Karşı Suçlar, İstanbul 2011, Beta Yayınevi, 2. Baskı, Cilt I, s. 456) biçiminde tanımlara yer verilmiştir.
    Yerleşmiş uygulamalar ve öğretideki baskın görüşlere göre ortaya konulan ilkeler göz önünde bulundurulduğunda; hile, maddi olmayan yollarla karşısındakini aldatan, hataya düşüren, düzen, dolap, oyun, entrika ve bunun gibi her türlü eylem olarak kabul edilebilir. Bu eylemler bir gösteriş biçiminde olabileceği gibi, gizli davranışlar olarak da ortaya çıkabilir. Gösterişte, fail sahip bulunmadığı imkânlara ve sıfata sahip olduğunu bildirmekte, gizli davranışta ise kendi durum veya sıfatını gizlemektedir. Ancak sadece yalan söylemek, dolandırıcılık suçunun hile unsurunun gerçekleşmesi bakımından yeterli değildir. Kanun koyucu yalanı belirli bir takım şekiller altında yapıldığı ve kamu düzenini bozacak nitelikte bulunduğu hallerde cezalandırmaktadır. Böyle olunca hukuki işlemlerde, sözleşmelerde bir kişi mücerret yalan söyleyerek diğerini aldatmış bulunuyorsa bu basit şekildeki aldatma, dolandırıcılık suçunun oluşumuna yetmeyecektir. Yapılan yalan açıklamaların dolandırıcılık suçunun hileli davranış unsurunu oluşturabilmesi için, bu açıklamaların doğruluğunu kabul ettirebilecek, böylece muhatabın inceleme eğilimini etkisiz bırakabilecek yoğunluk ve güçte olması ve gerektiğinde yalana bir takım dış hareketlerin eklenmiş bulunması gerekir.
    Failin davranışlarının hileli olup olmadığının belirlenmesi noktasında öğretide şu görüşlere de yer verilmiştir: “Hangi hareketin aldatmaya elverişli olduğu somut olaya göre ve mağdurun içinde bulunduğu duruma göre belirlenmelidir. Bu konuda önceden bir kriter oluşturmak olanaklı değildir” (Veli Özer Özbek/Koray Doğan/Pınar Bacaksız/İlker Tepe, Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler, Ankara 2012, Seçkin Yayınevi, 4. Baskı, s. 650), “Hileli davranışın anlamı birtakım sahte, suni hareketler ile gerçeğin çarpıtılması, gizlenmesi ve saklanmasıdır” (Doğan Soyaslan, Ceza Hukuku Özel Hükümler, 6. Baskı, s. 343), “Hilenin, mağduru hataya sürükleyecek nitelikte olması yeterlidir; ortalama bir insanı hataya sürükleyecek nitelikte olması aranmaz. Bu nedenle, davranışın hile teşkil edip etmediği muhataba ve olaya göre değerlendirilmelidir” (Nur Centel/Hamide Zafer/Özlem Çakmut, Kişilere Karşı İşlenen Suçlar, İstanbul 2011, Beta Yayınevi, 2. Baskı, Cilt I, s. 462).
    Esasen, hangi davranışların hileli olup olmadığı ve bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiği yolunda genel bir kural koymak oldukça zor olmakla birlikte, olaysal olarak değerlendirme yapılmalı, olayın özelliği, mağdurun durumu, fiille olan ilişkisi, kullanılmışsa gizlenen veya değiştirilen belgenin nitelikleri ayrı ayrı nazara alınmak suretiyle sonuca ulaşılmalıdır.
    Öte yandan ceza muhakemesinin amacı, her somut olayda, kanuna ve usulüne uygun olarak toplanan delilerle maddi gerçeğe ulaşıp adaleti sağlamak, suç işlediği sabit olan faili cezalandırmak, kamu düzeninin bozulmasının önüne geçebilmek ve bozulan kamu düzenini yeniden tesis etmektir. Gerek 1412 sayılı CMUK gerekse 5271 sayılı CMK adil, etkin ve hukuka uygun bir yargılama yapılması suretiyle maddi gerçeğe ulaşmayı amaç edinmiştir. Bu nedenle ulaşılma imkânı bulunan bütün delillerin ele alınıp değerlendirilmesi gerekmektedir. Diğer bir deyişle adaletin tam olarak gerçekleşebilmesi için, maddi gerçeğe ulaşma amacına hizmet edebilecek tüm kanuni delillerin toplanması ve tartışılması zorunludur.

    Bu bilgiler ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
    Batman"da akaryakıt istasyonu sahibi olan katılan ... Şirin"i olaydan bir gün önce telefonla arayan ve kendilerini..... ve Alpaslan isimleri ile tanıtan açık kimlikleri belirsiz iki kişinin Mardin"deki şantiyeleri için mazot almak istediklerini, iş yeri ortağı olan sanık ..."ın tanker şoförü sanık ... ile birlikte gelip mazotu alacaklarını söyledikleri, pazarlık sonucu anlaşmaya varmaları üzerine olay günü sanıklar Turan ile Şeyhmus"un katılanı arayarak Batman Tüpraş Dolum Tesisi önüne geldiklerini söyledikleri, katılanın da mal talep belgesi imzalayıp muhasebecisi olan tanık...... ile birlikte sanıkları Akpet Dolum Tesislerine gönderdiği, tesis görevlilerince sanık ..."un şoförlüğünü yaptığı 47 KZ 197 plakalı tankerin, inceleme dışı sanıklar Davut ile Mehmet İhsan"a ait olan Rissin Petrol isimli şirket adına kayıtlı olarak akaryakıt taşıma lisansı olduğunun tespit edilmesi üzerine 42.821,73 TL değerindeki 21.689 litre motorinin tankere doldurulduğu, sanık ..."ın ücretin katılanın hesabına ödenmesinden sonra yola çıkacaklarını, ancak önce tankerin arızası nedeniyle sanayiye gitmeleri gerektiğini söylediği, sanayiye gittikten sonra sanıkların yolda bir petrol istasyonunda durdukları, tanık......"in katılanın iş yerine gitmeleri gerektiğini söylemesine rağmen sanıkların gelen talimata göre para yatana kadar burada bekleyeceklerini söyleyerek, yoğun şekilde telefon görüşmesi yaptıkları, sonra hep birlikte iftar etmek için bir lokantaya girdikleri, sanıkların gelen bir telefon üzerine evrak almaları gerektiğini söyleyerek yemek yemeden tankerin yanına geldikleri, sanık ..."ın paranın katılanın hesabına yattığını söyleyip tankerin gitmesi gerektiğini söylemesi üzerine sanık ..."un tanker ile olay yerinden ayrıldığı, sanık ..."ın gerekli evrakı aldıktan sonra tankerin arkasından gideceğini söyleyip tanık...... ile birlikte katılanın iş yerine giderek katılana paranın hesaba yattığını söylediği, katılanın paranın yatmadığını öğrenip sanık ..."a "Niye böyle yaptın" diye sorduğunda sanık ..."ın kendisine böyle talimat verildiğini, sanık ..."u arayarak geri çağırmasını istediğinde ise telefonunun yanında olmadığını söylediği, bunun üzerine katılanın sanık ..."u kendi telefonu ile arayarak fatura almadan yola çıktığını ve dönmesi gerektiğini söylediği, sanık ..."un döneceğini söylemesine rağmen geri gelmediği, daha sonra katılan tarafından tekrar arandığında Bismil ile Batman arasında bulunan Sinan Karakolunda kontrol olduğunu, faturası olmadığı için dönemediğini söylediği, katılanın tanık...... ile birlikte Sinan Karakoluna gittiğinde kontrol olmadığını, tankerin de orada bulunmadığını gördükleri, bunun üzerine iş yerini arayıp çalışanı olan tanık......"e sanık ..."ı bırakmamasını söylediği, ancak sanık ..."ın çarşıda işi olduğunu söyleyip aracına binerek katılanın iş yerinden ayrıldığı olayda;
    Sanıkların, kendilerini Mardin"de bulunan bir şantiyenin ortağı ve çalışanı olarak tanıtıp yaptıkları pazarlık sonucu katılandan satın aldıkları 21.689 litre motorinin gerçek bir şirkete ait tankere dolumunun yapılmasını sağladıkları, irsaliye faturasına göre olay günü saat 11.00 sıralarında dolum yapıldıktan katılan tarafından dolum tesisi hesabına ödemenin gerçekleştirildiği banka dekontuna göre saat 16.59"a kadar ödemeyi yapacaklarını söyleyerek katılanı beklettikleri, dolumdan sonra katılanın petrol istasyonuna dönerek orada motorin ücretinin banka hesabına yatırılmasına kadar beklemeleri gerekmesine rağmen yolda başka bir petrol istasyonunda durdukları ve yanlarında bulunan tanık......"i atlatıp tankerin yola çıkmasını sağlamak için fırsat kolladıkları, bu nedenle de önce tankerin arızasını gidermek için sanayiye daha sonra da iftar etmek için bir lokantaya gittikleri, tankerin çalıştırılıp yola devam edebilecek şekilde hazır vaziyette, anahtarlarının da sanık ..."in üzerinde olduğu ve katılanın, sanıkların hileli hareketleri sonucunda tankere yüklenen motorin üzerindeki zilyetliğinin ve gözetiminin artık devam etmediği, nitekim sanıkların lokantada yaptıkları telefon görüşmelerinden sonra tankerden evrak almaları gerektiği bahanesiyle tankerin yanına geldiklerinde sanık ..."un tankeri çalıştırıp yola çıktığı, sanık ..."ın katılanı oyalamak ve tankerin yola devam etmesini sağlamak amacıyla telefonunu tankerde unuttuğunu söyleyip sanık ..."a ulaşılmasını geciktirdiği, kendisinin de fırsatını bulunca olay yerinden uzaklaştığı, sanıkların bu şekilde hileli hareketlerle katılanın zararına haksız menfaat elde ettiklerinin dosyada mevcut 19.10.2006 tarihli mal talepnamesi, irsaliyeli fatura, banka dekontu, katılanın aşamalardaki istikrarlı beyanları ve yeminli tanıkların ifadeleri ile sabit olduğu dikkate alındığında katılan ... Şirin"i arayan..... ve ..... isimli şahısların açık kimlik bilgilerinin ve bu şahısların kullandıkları iddia edilen telefon numaralarının kimin adına kayıtlı olduğunun tespit edilerek olay öncesi ve sonrasında arayan ve aranan numaralar ile bunların saat ve baz istasyonlarının ilgili operatörlerden istenilmemesi, inceleme dışı sanık ..."ın hesabına para yatırdığı Girne Kuyumculuk isimli iş yerinin sahibi Cengiz Karataş ve Yavuz Karataş’ın beyanlarının alınması, yine inceleme dışı sanık ... tarafından Yasa-Ayder Elk. İnş. San. Tic. Ltd. Şti. adına havale yapılıp yapılmadığı, bu havalenin iade edilip edilmediği ve aynı tarihte Girne Kuyumculuk isimli iş yerine 31.450 TL tutarında havale yapılıp yapılmadığının araştırılmaması, dosyada mevcut Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının 13.10.2008 tarihli yazısı ekinde gönderilen iletişimin tespitine ilişkin CD’nin çözümünün yaptırılmaması, katılanın kullandığı telefonun olay gününe, öncesine ve sonrasına ilişkin kayıtlarının getirtilmemesi hususlarının, sanıkların katılana yönelik eylemlerinin sübutuna bir etkisinin olmayacağının anlaşılması karşısında, bu hususlarda ayrıca bir araştırma yapılmasına gerek bulunmadığı ve eksik araştırmaya dayalı hüküm kurulmadığı kabul edilmelidir.
    Bu itibarla, Yerel Mahkeme mahkûmiyet hükümleri ile bu hükümleri onayan Özel Daire kararı isabetli olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının reddine karar verilmelidir.
    Öte yandan, ayrıntılarına Ceza Genel Kurulunun 27.03.2018 tarihli ve 983-126 sayılı kararında yer verildiği üzere, 5271 sayılı CMK"nın 253. maddesinin, 02.12.2016 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değiştirilerek, TCK"nın 157. maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen dolandırıcılık suçunun uzlaştırma kapsamına alınması, bununla birlikte Yerel Mahkeme mahkûmiyet hükümlerinin Özel Dairenin onama kararı ile kesinleşmesi karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 7. maddesinin ikinci fıkrası ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun"un 98. maddesi uyarınca uzlaştırma hususunun infaz aşamasında gözetilmesinin olanaklı olduğu kabul edilmelidir.
    SONUÇ:
    Açıklanan nedenlerle;
    1-Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazının REDDİNE,
    2-Dosyanın, mahalline iade edilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİ EDİLMESİNE, 26.02.2019 tarihinde yapılan müzakerede oy birliğiyle karar verildi.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi