14. Hukuk Dairesi 2016/15501 E. , 2020/3485 K.
"İçtihat Metni"14. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 10.09.2013 gününde verilen dilekçe ile 2981 sayılı Kanununun 10/son maddesi gereğince tapu iptali ve tescil talebi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 12.05.2016 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... vekili; davalı Maliye Hazinesi adına kayıtlı ve üzerlerinde 2981 sayılı Yasa kapsamında tapu tahsisli ve imar affı müracaatlı gecekonduların bulunduğu 8689 ada 32 parsel (eski 2631 parsel) ve 5042 ada 18 parsel (eski 12093 parsel) sayılı taşınmazların, 2981 sayılı Yasa"nın 10/son maddesi uyarınca belediyeye devri gerektiğini, ancak davalı idarenin bundan kaçındığını ileri sürerek, tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuştur.
Davalı Maliye Hazinesi vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve tüm dosya içeriğine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Dairemizin tapu tahsis belgesine göre hak sahibinin veya tapu tahsis belgesini hak sahibinden temlik alan kişinin tapu tahsis belgesine dayalı olarak açtığı tapu iptali ve tescil davalarındaki yerleşik içtihadında; "Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
-Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
-Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
-İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
-Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
-Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
-Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.
-İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir,
-Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (...) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir." denilmektedir.
Öte yandan, 6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince;
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1)
Somut olayda; dava konusu 8689 ada 32 parsel sayılı taşınmazın 31.12.2007 onanlı 1/1000 ölçekli ... 3. Etap Uygulama İmar Planı"nda B-5 simgeli (bitişik nizam, 5 kat) lejantlı ticaret alanında kaldığı, 5042 ada 18 parsel sayılı taşınmazın ise 31.12.2007 onanlı 1/1000 ölçekli .... 3. Etap Uygulama İmar Planı"nda BL-4 (Blok nizam, 4 kat) lejantlı konut alanında kaldığı görülmektedir. 8689 ada 32 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ... adına düzenlenen tapu tahsis belgesinin, 31.08.2004 tarihinde iptal edildiği, tapu tahsis belgesi şerhinin tapu kaydından terkin edildiği anlaşıldığından davacının bu parsel yönünden davasının yazılı gerekçe ile reddi doğru ise de dava konusu 5042 ada 18 parsel sayılı taşınmazın, konut alanında kalmış olmasına rağmen ve gerekçeli kararda herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın genel bir ifadeyle anılan parsel yönünden de davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenlerle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda ( 1 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ( 2 ) numaralı bentte açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 09.06.2020 tarihinde oybirliği ile karar verildi.