3. Hukuk Dairesi 2021/458 E. , 2021/10195 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı ve katılma yoluyla davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; Esenboğa Belediyesinin 2886 sayılı Kanun uyarınca 28/02/2001 tarihinde yaptığı ihale sonucunda, encümen kararı ile 10.076 TL bedel karşılığında taşınmaz satın aldığını, taksitleri kesintisiz ve tam olarak ödediğini, satış bedelinin tamamı ödenmesine rağmen belediyenin taşınmazın kendisine devrine dair işlemleri gerçekleştirmediğini, 5747 sayılı yasa ile Esenboğa Belediyesinin kapatılarak Çubuk Belediyesine devredildiğini, adına tescil edilmesi gereken taşınmazın kapatılan Esenboğa Belediyesinin borcu dolayısıyla 22/07/2011 tarihinde üçüncü kişiye satıldığını öğrendiğini iddia ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, ifa imkansızlığının gerçekleştiği 22/07/2011 tarihi itibarı ile kendisine ödenecek bedelin denkleştirici adalet ilkesi gereğince tespiti ile şimdilik 10.000 TL’nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı ...; davacının 20 taksit halinde yaptığı ödemelerin 27/11/2002 tarihinde sona ermesiyle alacak hakkının muaccel hale geldiğini, bu tarih dikkate alındığında zamanaşımının dolduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davacının taşınmazın satış bedeline mahsuben son ödemeyi 02/01/2003 tarihinde yaptığı, davalının geri verme borcu bakımından zenginleşmenin gerçekleştiği tarihten itibaren işlemeye on yılın geçmesiyle zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle, davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair verilen hüküm, davacı tarafın temyizi üzerine Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 26/12/2018 tarihli ve 2016/10359 E. 2018/12554 K. sayılı, kararıyla; taraflar arasındaki uyuşmazlığın taşınmaz satım sözleşmesine ilişkin olması sebebiyle on yıllık zamanaşımına tabi olduğu, davacının yaptığı başvurusu üzerine davalı belediyenin 12/01/2012 tarihli cevabı yazı ile borcu kabul ettiği ve makbuz asıllarının sunulması halinde ödeme yapılacağını bildirdiği, buna göre zamanaşımının bu tarihten itibaren işlemeye başlayacağı ve dava tarihi itibariyle on yıllık zamanaşımı süresi dolmadığından mahkemece, işin esasına girilerek karar verilmesi gerektiğinden bahisle bozulmuştur.
Mahkemece bozma kararına uyularak; taşınmazın temerrüt tarihindeki değerinin tespiti konusunda aldırılan bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kabulü ile 52.125 TL"nin temerrüt tarihi olan 12/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı ve katılma yoluyla davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalının temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının yargılama giderlerine yönelik temyiz itirazının incelenmesinde;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323/1-a hükmü uyarınca başvurma, karar ve ilam harçları yargılama giderleri kapsamında olup, aynı Kanun"un 332. maddesi gereğince yargılama giderlerine mahkemece resen hükmedilecektir.
Davacı; dava dilekçesi ile 10.000 TL’nin tahsili talebi doğrultusunda 170,78 TL nisbi harç yatırmış, yargılama devam etmekteyken 09/03/2020 tarihinde sunduğu ıslah dilekçesiyle talebini 52.125 TL olarak ıslah etmesine bağlı olarak da 719,39 TL ıslah harcı yatırmıştır. Buna göre mahkemece davalıya yüklenecek bakiye harcın ve davalıdan tahsil edilecek yargılama giderlerinin hesabında ıslah harcının da dikkate alınması gerekirken bu tutar dikkate alınmaksızın hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirir.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nın 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazının kabulü ile hüküm fıkrasının (2) nolu bendinde yer alan “...170,78-TL harcın mahsubu ile 3.389,88 TL..." ifadesi çıkartılarak yerine “890,17-TL harcın mahsubu ile 2.670,49-TL” ifadesinin yazılması, buna bağlı olarak hüküm fıkrasının (3) nolu bendinde yer alan “...170,78-TL harç masrafı, 1.449,10-TL tebligat-posta -bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam 1.619,88-TL ... ” ifadesi çıkartılarak yerine “890,17-TL harç masrafı, 1.449,10-TL tebligat-posta -bilirkişi ücreti gideri olmak üzere toplam 2.339,27-TL” ifadesinin yazılması suretiyle düzeltilmesine, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 2.713,20 TL bakiye temyiz harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, 6100 sayılı HMK"nın Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"un 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde davalı bakımından karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/10/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.