3. Hukuk Dairesi 2021/7075 E. , 2021/10193 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ...’in 01/07/2012 başlangıç tarihli kira sözleşmesi uyarınca kiracısı, davalı şirketin ise müşterek borçlu müteselsil kefili olduğunu, sözleşmenin ilgili hükmü uyarınca yenilendiğini, 2.250 TL olan kira bedelinin en az % 10 oranında artış yapılarak 2.475 TL olarak ödenmesi gerektiğini, buna rağmen davalının 2013 yılı Temmuz ayı ile 2014 yılı Şubat ayları arası bu aylar dahil olmak üzere 7 aylık kira bedelini eksik ödediğini, 2014 yılı Mart, Nisan, Mayıs, Haziran ayları kiralarını ise hiç ödemediğini, ayrıca kiracının aidat, su, eletrik ve doğalgaz borcu bulunduğunu, taşınmaza zarar verdiğini, alınan depozito bedelinden aidat ve diğer borçlar düşüldükten sonra, kalan tutarın tamirat ve boya badana için kullanılacağını, ancak depozito tutarının bunları karşılamaya yetmediğini, davalının sözleşme bir yıl uzamasına rağmen kiralananı bildirimsiz terk ederek kira kaybına sebep olduğunu, iddia ederek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere eksik ödenen kira farkı, 3 aylık kira alacağı, tadilat bedeli ve mahrum kalınan kira bedeli alacağı için şimdilik 17.475 TL’nin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar; davalı şirketin kefaletinin geçerli olmadığını, tarafların kira bedelinde artış yapılmaması konusunda şifahen anlaşıklarını, kira bedelinin aylarca çekincesiz alınmasının artış maddesinin zımnen değiştirilmiş olduğu anlamına geldiğini, kiralananın kullanıma hazır teslim edilmediğini, ayıplı teslim edildiğini, kiralanana tadilat masrafları yaptığını, kiralanan yaşanmaz hale geldiği için 01/05/2014 tarihinde tahliye ettiğini ve anahtarı davacının talimatı uyarınca dava dışı şahsa teslim edildiğini, tahliye tarihi olan 01/05/2014 tarihi itibariyle kiracının sorumluluğunun kalmadığını, taşınmazın kısa bir süre içinde daha iyi koşullarla kiraya verildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; 7 aylık kira bedelinin eksik ödendiği, 2014 yılı Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran ayları kira bedellerinin ödenmediği, davalı kiracının erken tahliye nedeniyle 1 aylık kira bedelinden sorumlu olduğu, davacının tadilat masrafları nedeniyle alacağının bulunduğu gerekçesiyle, 13.372,05 TL’nin davalı ... ‘den tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine; kefaleti geçersiz olduğundan davalı şirket aleyhine açılan davanın ise tümden reddine dair verilen hüküm, davacı ve davalı tarafın temyizi üzerine Dairece verilen 11/04/2019 tarihli 2017/7071 E 2019/3258 K sayılı
kararla; (1) numaralı bentle davacının tüm, davalının sair temyiz itirazları reddedildikten sonra, (2) numaralı bentle; tahliye tarihini ispat yükünün kiracıda olduğu, kiracının tahliye tarihini ispatayamaması durumunda kiraya verenin bildirdiği tarihin tahliye tarihi olarak kabul edilmesi gerektiği, davalının tahliye ettiğini iddia ettiği tarihin davacı kiraya veren tarafından kabul edilmediği, davacı kiraya veren tarafından bizzat ibraz edilen tadilata ilişkin raporun 03/06/2014 tarihli olduğu görüldüğünden bu tarih tahliye tarihi olarak esas alınarak kira alacağı ve erken tahliyeden kaynaklı tazminat miktarına hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozma kararına uyan mahkemece; kiralananın tahliye edildiği 03/06/2014 tarihine kadar ödenmeyen bakiye kira borcunun 7.200,28 TL olduğu, bu tarih ile yeniden kiraya verildiği 01/08/2014 tarihi arasında kalan 1 ay 27 günlük süre bakımından ödenmesi gereken tazminatın 4.413,07 TL olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 12.122,04 TL"nin davalı ..."dan tahsiline, fazlaya dair istemin reddine; davalı şirketin kefaleti geçersiz olduğundan bu davalı bakımından ise davanın tümden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafça temyiz eidlmiştir.
Bilindiği üzere, bir mahkemenin, Yargıtay’ın bozma kararına uyması ile bozma kararı lehine olan taraf yararına bir usuli kazanılmış hak oluşabileceği gibi, bazı konuların bozma kararı kapsamı dışında kalması yolu ile de usuli kazanılmış hak durumu doğabilir. Yargıtay tarafından bozulan bir hükmün bozma kararının kapsamı dışında kalmış olan kısımları kesinleşir.
Bozma öncesinde mahkemece eksik ödenen bakiye kira bedeli, erken tahliye sebebiyle makul süre tazminatı ve tadilat gideri toplamı 17.872,05 TL’den 4500 TL depozito bedeli mahsup edilerek alacak kalemleri ayrı ayrı hüküm altına alınmaksızın toplam tutar olan 13.372,05 TL üzerinden hüküm kurulmuştur. Bozma kararı yalnızca eksik ödenen kira bedeli ile erken tahliye sebebiyle hesaplanan tazminat kalemlerine ilişkin olup davacının tadilat giderleri alacağı ve depozito bedelinin mahsubu hususu yukarıda da değinildiği gibi bozma dışında kalarak kesinleşmiştir. Mahkemece hüküm kurulurken tadilat gideri alacağı ve depozito bedelinin mahsubu hesaplamaya dahil edilmediğinden davacının usuli kazanılmış hakkı ihlal edilmiştir.
Buna göre mahkemece, yukarıda sözü edilen ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen tadilat gideri ile tadilat giderinden mahsubu gereken depozito bedeli de hesaplamaya dahil edilerek hüküm kurulması gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile eksik tutar üzerinden hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacının temyiz itirazının kabulü ile hükmün HUMK’nın 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/04/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi