Abaküs Yazılım
1. Hukuk Dairesi
Esas No: 2007/3121
Karar No: 2007/4919
Karar Tarihi: 03.5.2007

Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2007/3121 Esas 2007/4919 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir. Tarafların miras bırakanı adına kayıtlı taşınmazda irsen paydaş bulundukları, çekişmeli taşınmazın fiili taksimi sonucu davacıya ait olan kısma davalının binalar inşaa etmek suretiyle haksız olarak elatması sebebiyle davacının elatmanın önlenmesi ve yıkım talebinin kabulüne karar verilmiştir. Ancak iddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriğine göre, taraflar arasındaki çekişmenin Türk Medeni Kanunu'nun 688. ve devam eden hükümlerinin uygulanması suretiyle giderileceği açıktır. Paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman isteyebilir ancak kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. Aynı zamanda, tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Bu nedenle öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişm
1. Hukuk Dairesi         2007/3121 E.  ,  2007/4919 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : AYVACIK/ÇANAKKALE ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
    TARİHİ : 11/10/2006
    NUMARASI : 2005/326-189

    Taraflar arasında görülen davada;
    Davacı, ortak miras bırakan adına kayıtlı ..ada ..parsel sayılı taşınmazın mirasçılar arasında yapılan rızai taksim ile fiilen bölündüğünü, ancak kendisine isabet eden kısma davalının sınırı aşarak hayvan ağılı, kışla ve tuvalet yapmak suretiyle müdahale ettiğini ileri sürüp, elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğinde bulunmuştur.
    Davalı, çekişmeli taşınmazın fiilen taksim edildiğini ve kendisine düşün bölüme 20 yıl önce ev, dam ve tuvalet gibi eklentiler yaptığını, çekişmeli yere 20 yılı aşkın süredir malik sıfatıyla zilyet olduğunu belirtip, davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, çekişmeli taşınmazın fiili taksimi sonucu davacıya ait olan kısıma davalının binalar inşaa etmek suretiyle haksız olarak elattığı gerekçesiyle, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Karar, davalı vekil tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ... ...raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
                                                                                                -KARAR-
    Dava, paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve yıkım isteğine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içeriğinden, toplanan delillerden; çekişme konusu .. ada ..parsel sayılı taşınmazın, tarafların miras bırakanı M....oğlu A.adına kayıtlı olduğu, dava dışı kişilerle birlikte tarafların taşınmazda irsen paydaş bulundukları anlaşılmaktadır.
    Davacı, mirasçılar arasında yapılan taksim neticesinde kendisinin kullanımına bırakılan yere davalının hayvan ağılı, kışla ve tuvalet yapmak suretiyle, haksız olarak elattığını ileri sürerek eldeki davalı açmıştır.
    O halde, iddianın ileri sürülüş biçimi ve içeriğine göre, taraflar arasındaki çekişmenin Türk Medeni Kanunu"nun 688. ve devam eden hükümlerinin uygulanması suretiyle giderileceği açıktır.
    Bilindiği üzere; paylı mülkiyette taşınmazdan yararlanamıyan paydaş, engel olan öteki paydaş veya paydaşlardan payına vaki elatmanın önlenilmesini her zaman istiyebilir. Hatta elbirliği mülkiyetinde dahi paydaşlardan biri öteki paydaşların olurlarını almadan veya miras şirketine temsilci atanmadan tek başına ortak taşınmazdan yararlanmasına engel olan ortaklar aleyhine elatmanın önlenilmesi davası açabilir. Ancak, o paydaşın, payına karşılık çekişmesiz olarak kullandığı bir kısım yer varsa açacağı elatmanın önlenilmesi davasının dinlenme olanağı yoktur. Yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarına ve aynı doğrultudaki bilimsel görüşlere göre payından az yer kullandığını ileri süren paydaşın sorununu elatmanın önlenilmesi davası ile değil, kesin sonuç getiren taksim veya şuyun satış yoluyla giderilmesi davası açmak suretiyle çözümlemesi gerekmektedir. Öte yandan, yurdumuzda sosyal ekonomik nedenlerle kırsal kesimlerden kentlere aşırı akım, nüfus çoğalması, büyük mesken ve işyeri ihtiyacı nedeniyle hızlı yapılaşma karşısında görevli mercilerin aciz kalmaları veya çeşitli nedenlerle göz yummaları sonucu, izinsiz, ruhsatsız, resmi kayıtlara bağlanmayan büyük yerleşim alanları oluştuğu, bu arada paylı taşınmazların tapuda resmi ifrazları yapılmadan paydaşlar arasında haricen veya fiilen taksim edilip üzerlerine büyük mahalleler hatta beldeler yapıldığı bir gerçektir. Bilindiği üzere M.K.nun 706, B.K.nun 2l3, T.K.nun 26. maddeleri hilafına tapulu taşınmazlarda harici veya fiili taksim ile payların mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamaz. Nevarki, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşma ile belirlenmiş yada fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre paydaşlar bu durumu benimsemişlerse kayıtta paylı, eylemsel olarak ( fiilen) bağımsız bu oluşumun tapuda yapılacak resmi taksime veya şuyun satış suretiyle giderilmesine yahut o yerde bir imar uygulaması yapılmasına kadar korunması, " akte vefa" kuralının yanında M.K.nun 2. maddesinde düzenlenen iyi niyet kuralının da bir gereğidir. Aksi halde, pekçok kimse zarar görecek toplum düzeni ve barışı bozulacaktır.
    O halde, paydaşlar arasındaki elatmanın önlenilmesi davalarında öncelikle tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planın olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı üzerinde özenle durulmalı, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanılmalı, harici veya fiili taksim yoksa uyuşmazlık yukarıda değinildiği gibi, M.K.nun müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümlenmelidir.
    Somut olaya gelince; taşınmazda irsen paydaş olan tüm maliklerin yukarıda değinildiği anlamda aralarında harici bir taksim olgusunun bulunduğu kanıtlanamadığı gibi, tüm paydaşları bağlayıcı biçimde fiili bir kullanım tarzının gerçekleştiğini söyleyebilme olanağı yoktur. Davacının, taşınmazda kullandığı yer bulunduğuna göre, onun yönünden intifadan men olgusunun gerçekleşmediği de açıktır.
    Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir. Davalının, temyiz itirazları yerindedir. Kabulüyle, hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle HUMK."nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 03.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

     

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi