Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - görevi kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/4331 Esas 2017/15432 Karar Sayılı İlamı

15. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/4331
Karar No: 2017/15432
Karar Tarihi: 15.06.2017

Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma - görevi kötüye kullanma - Yargıtay 15. Ceza Dairesi 2017/4331 Esas 2017/15432 Karar Sayılı İlamı

Özet:

15. Ceza Dairesi tarafından verilen karar, bir sanığın hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve görevi kötüye kullanma suçlarından ayrı ayrı beraat ettiği dava üzerine verilmiştir. Sanık, icra dosyası üzerinden borçlu olan kişiden tahsil ettiği paraları alacaklı katılana vermediği iddiasıyla suçlanmaktadır. Ancak tanık ifadelerinde çelişkiler olması ve yazılı bir delilin bulunmaması nedeniyle mahkeme, sanığın suçlu olduğuna dair yeterli delil elde edilemediğine karar vermiştir. Kanun maddeleri olarak ise, Hizmet Nedeniyle Güveni Kötüye Kullanma suçunun Kanunun 247. maddesi, Görevi Kötüye Kullanma suçunun ise Kanunun 257. maddesi hükümlerine göre değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir.

15. Ceza Dairesi 2017/4331 E. , 2017/15432 K.

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma, görevi kötüye kullanma
HÜKÜM : Her iki suçtan ayrı ayrı beraat

Sanık hakkında hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve görevi kötüye kullanma suçlarından verilen beraat hükümleri katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü,
Alacaklı katılan ... (...) vekili sıfatıyla, borçlu ... hakkında 5000 Euro bedelli senede istinaden Kırşehir İcra Müdürlüğünün 2009/2986 sayılı dosyası üzerinden başlattığı takip sırasında borçludan haricen 5300 TL ve ayrıca 2000 euro bedelli senede karşılık 2500 TL tahsil ettiği halde, müvekkili olan katılana vermeyerek uhdesinde tutmak suretiyle hizmet nedeniyle güveni kötüye kullanma ve görevi kötüye kullanma suçlarını işlediği iddia edilen somut olayda,
Sözü edilen icra dosyasının borçlusu olan tanık ..."ın çelişkili beyanları ile sanığın söz konusu paraları borçludan tahsil ettiğine dair yazılı bir delil bulunmaması, ayrıca katılan ile tanık arasında düzenlenen 08/04/2011 tarihli protokol bir bütün olarak değerlendirildiğinde; sanığın katılana karşı üzerine atılı suçları işlediğine dair mahkumiyete yeter her türlü şüpheden uzak ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçesine dayanan mahkemenin kabul ve uygulamasında isabetsizlik görülmemiştir.
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçların mahkumiyete yeter delil bulunmadığı gerekçe gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanın, beraat hükmünün kanuna aykırı olduğuna ve eylemin suç teşkil ettiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin ONANMASINA, 15/06/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.