Abaküs Yazılım
2. Ceza Dairesi
Esas No: 2021/21780
Karar No: 2022/3291
Karar Tarihi: 28.02.2022

Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/21780 Esas 2022/3291 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Karar, mala zarar verme suçundan şüpheli bir kişi hakkında yapılan soruşturma sonunda verilen kovuşturmaya yer olmadığı kararına yapılan itirazın reddi ve Yüksek Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma talebi üzerine incelenir. Kararda, suça konu olan evin müşterek maliklere ait olduğu iddia edilmiş ancak taşınmazın fiilen kimin kullanımında olduğunun belirlenememesi sebebiyle eksik soruşturma sonucu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği belirtilmiştir. Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamenin açıklamaları doğrultusunda, suçun işlendiği ihbarını alan Cumhuriyet savcısının delil toplayarak maddi gerçeği araştırmaya başlaması gerektiği, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunması halinde iddianame düzenleyerek kamu davası açması gerektiği vurgulanmıştır. Ayrıca mala zarar verme suçu ile korunan hukuki yarar olan mülkiyet hakkı yanında, zilyetliğin de korunması gerektiği belirtilerek, dosyadaki mevcut delil durumunun şüpheli hakkında dava açmaya yeterli olduğu göz önüne alınarak, itirazın kabulüne karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmıştır. Kararda, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 160. maddesi uyarınca Cumhuriyet savcısının gö
2. Ceza Dairesi         2021/21780 E.  ,  2022/3291 K.

    "İçtihat Metni"

    Mala zarar verme suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Akçadağ Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19/08/2020 tarihli ve 2020/70 soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Malatya 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 29/09/2020 tarihli ve 2020/3619 değişik işsayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 04/10/2021 gün ve 19893-2020 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/10/2021 gün ve 2021/123810 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
    Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
    5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
    Dosya kapsamına göre, 10/01/2020 tarihinde Bölüklü Mahallesinde şüphelinin müşteki ...'ın evinin camına taş atmak suretiyle kırması olayı sebebiyle müştekinin şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturma sonunda, Akçadağ Cumhuriyet Başsavcılığınca şüphelinin üzerine atılı mala zarar verme suçunun, suça konu evin şüphelinin de içinde bulunduğu müştereklere ait olduğundan bahisle yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verilmiş ise de,
    Tapu kaydı müşterek olsa da, tapulu taşınmazların harici veya fiili taksimi ile paylarının mülkiyeti ana taşınmazdan ayrılamasa dahi, taşınmazın kullanma biçimi tüm paydaşlar arasında varılan bir anlaşmayla belirlenmiş ya da fiili bir kullanma biçimi oluşmuş, uzun süre de paydaşlar bu durumu benimsemişlerse, artık tarafların uzun süre benimsemiş oldukları fiili kullanım dikkate alınarak, taşınmazın bir kısmını fiilen kullanan malike ait mülkiyet hakkının, diğer paydaş veya paydaşlara karşı korunması gerektiği nazara alındığında;
    Somut olayda, 14/08/2020 tarihli bilirkişi raporu, şüpheli müdafiii Avukat ...'ın dosyaya ibraz ettiği Malatya 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 17/06/2020 tarihli ve 2020/666 esas, 2020/658 sayılı kararı ve taşınmaza ait tapu senedine göre, suça konu evin şüphelinin de içinde bulunduğu müştereklere ait olduğunun sabit olduğu, ancak söz konusu evin fiilen müşteki tarafından kullanıldığının iddia edildiği, şüphelinin de savunmasında " ...sadece evinin bir camını taş atmak suretiyle kırdım, başka bir zarar ve ziyan edecek eylemde bulunmadım..." şeklinde eylemi gerçekleştirdiğine yönelik ikrarda bulunduğu anlaşılmakla; kamu davasını açmaya yarar delillerin elde edilmesi açısından, şüpheliden, müştekiden ve diğer ortaklardan söz konusu evin fiilen kimin kullanımında olduğunun, fiili kullanıma ilişkin ortaklar arasında bir anlaşma yapılıp yapılmadığının sorulması ile varsa ilgili belgenin dosya arasına alınması, taşınmazın fiilen kullanımının tespitine ilişkin mülkiyet veya zilyetlik belgelerinin ilgili kurumlardan getirtilmesi, tarafların sunacakları sözleşme ve diğer belgelerin aslı ile mirasçılık belgesinin onaylı suretinin dosyaya konulmasından sonra taşınmazın kime ait olduğu, tarafların ortak kullanımında bulunup bulunmadığı hususuna ilişkin varsa tanıkların dinlenmesi ile sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik soruşturma sonucu kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği gözetilmeden, soruşturmanın genişletilmesi kararı yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
    GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
    5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, bir suçun işlendiği ihbarını alan Cumhuriyet savcısı, delil toplayıp maddi gerçeği araştırmaya başlayarak, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe bulunması halinde, aynı Kanun’un 170/2. maddesi uyarınca iddianame düzenleyip kamu davasını açmakla, yeterli şüphe bulunmaması halinde ise Kanun’un 172. maddesi uyarınca kovuşturmaya yer olmadığına karar vermekle görevli bulunmaktadır. Buna karşın Cumhuriyet savcısının kararına itiraz üzerine Sulh Ceza Hakimliğince Cumhuriyet savcısı tarafından gerekli delillerin toplanmadığı veya araştırmanın olayın özelliğine göre yetersiz ve yüzeysel kaldığının açıkça anlaşıldığı durumlarda, soruşturmanın eksik yapıldığından bahisle, genişletilmesine gerek görürse bu hususu açıkça belirtmek suretiyle CMK’nın 173/3. maddesi uyarınca soruşturmanın genişletilmesi kararı vererek, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir, Cumhuriyet başsavcılığı belirtilen eksikleri tamamlayıp delilleri topladıktan sonra itirazı incelemek üzere dosyayı yeniden Sulh Ceza Hakimliğine gönderecektir. Sulh Ceza Hakimi bu kez dosyayı inceleyip itirazı kabul veya reddedecektir.
    Mala zarar verme suçu ile korunan hukuki yarar mülkiyet hakkı ise de; zarar verilen eşyanın zilyetliğinin malik dışında üçüncü bir kişide bulunduğu durumlarda mülkiyet hakkı ile birlikte zilyetliğin sağladığı hakların da koruma altında olması gerekir.
    Bu açıklamalar ışığında incelenen dosyada; 10/01/2020 tarihinde Bölüklü Mahallesinde şüpheli ...’ın, amcası olan müşteki ...’ın evinin camlarına taş atmak suretiyle kırdığı iddiası ile müştekinin şikayetçi olması üzerine başlatılan soruşturma sonunda, Akçadağ Cumhuriyet Başsavcılığınca şüphelinin üzerine atılı mala zarar verme suçunun, suça konu evin şüphelinin de içinde bulunduğu müşterek maliklere ait olduğundan bahisle yasal unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair ek karar verilmiş ise de; suça konu evin de içinde bulunduğu taşınmaz şüpheli ...’ın da müşterek maliki olduğu malikler adına tapuda kayıtlı olmakla birlikte, dosya kapsamından şüpheli ...’ın suça konu bu evde oturmadığı, ayrıca müşteki vekilinin suça konu evin müvekkili tarafından yaptırılıp uzun yıllardır müvekkili tarafından kullanıldığını, sadece tapuda malik olarak şüpheli ...’ın ve ...’in babası olup müvekkilinin kardeşi olan vefat eden ...’ın diğer mirasçılarının malik olarak gözüktüklerini, müvekkilinin kardeşi olan ve vefat eden ... ile müvekkilinin daha evvel aralarında yapmış oldukları paylaşım sonucu suça konu evin ve bu evin bulunduğu taşınmazın fiilen müvekkili tarafından kullanılmasına karşın, tapuda devir olmadan ...’ın vefat etmesi sonucu şüpheli ... ve diğer mirasçılara bahse konu taşınmazın mirasen intikal ettiğini belirttiği, şüphelinin de 11/01/2020 tarihli kolluk ifadesinde “ ...sadece evinin bir camını taş atmak suretiyle kırdım, başka bir zarar ve ziyan edecek eylemde bulunmadım.” şeklinde eylemi gerçekleştirdiğine yönelik ikrarda bulunduğu ve dosya içerisindeki 11/01/2020 tarihli olay yeri ve görgü tespit tutanağına göre müşteki ...’a ait Bölüklü Mahallesinde bulunan evin camlarının kırılmış olduğunun belirtildiği anlaşılmakla; dosya kapsamındaki mevcut delil durumunun şüpheli ... hakkında mala zarar verme suçundan dava açmaya yeterli bulunduğu gözetilmediğinden itiraz merciince itirazın kabulüne karar verilmesi gerekirken, mala zarar verme suçunun yasal unsurları itibariyle oluşmadığından bahisle yazılı şekilde reddine karar verilmesi nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden, (MALATYA) 2. Sulh Ceza Hakimliğince kesin olarak verilen 29.09.2020 tarihli ve 2020/3619 D. İş sayılı kararın, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkra (a) bendi uyarınca sonraki işlemlerin itiraz merciince yerine getirilmesine, 28/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi