Esas No: 2021/21781
Karar No: 2022/3277
Karar Tarihi: 28.02.2022
Yargıtay 2. Ceza Dairesi 2021/21781 Esas 2022/3277 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Çorlu 6. Asliye Ceza Mahkemesinin kararı sonrasında suça sürüklenen çocuk ...'nin iş yeri dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme suçlarından dolayı 6 ay 20 gün hapis ve 1 ay 3 gün hapis cezaları ile cezalandırılması gerektiği belirtilmişti. Ancak Yüksek Adalet Bakanlığı kanun yararına bozma talebinde bulunarak, suça sürüklenen çocuğun önceden işlemiş olduğu suçlar nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verilmesi sebebiyle, suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibari ile hapis cezasına mahkûmiyeti bulunmadığı ve kayden 20/06/1998 doğumlu olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesi gereğince seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca, kararın bazı yönleri kanuna aykırı olduğu için kanun yararına bozma istemi yapılmıştır. Bu yönler, 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h, 5271 sayılı CMK’nın 196/2, 188/1, 150/2, 226. maddeleri ve 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35. maddesi ile ilgilidir.
"İçtihat Metni"
İş yeri dokunulmazlığını ihlal etme ve mala zarar verme suçlarından suça sürüklenen çocuk ...'nin, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/2, 119/1-c, 151, 31/3 (2 kez), 168/1 ve 62. (2 kez) maddeleri gereğince 6 ay 20 gün hapis ve 1 ay 3 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Çorlu 6. Asliye Ceza Mahkemesinin 25/02/2016 tarihli ve 2015/1007 esas, 2016/293 sayılı karar aleyhine Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 04/10/2021 gün ve 17448/2021 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21/10/2021 gün ve 2021/123819 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamında bulunan adlî sicil kaydına göre, suça sürüklenen çocuğun önceden işlemiş olduğu suçlar nedeniyle hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararları verilmesi ve bu kararların da mahkûmiyet hükmü niteliğinde olmaması sebebiyle, suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibari ile hapis cezasına mahkûmiyeti bulunmadığı ve kayden 20/06/1998 doğumlu olup, suçun işlendiği 07/05/2015 tarihinde 18 yaşından küçük olduğu anlaşılan suça sürüklenen çocuk hakkında tayin olunan kısa süreli hapis cezasının 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 50/3. maddesinde yer alan, “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” şeklindeki hüküm gereğince, anılan maddenin 1. fıkrasındaki seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
1- 5271 sayılı CMK’nın 196/2. maddesinde yer alan “Sanık, alt sınırı beş yıl ve daha fazla hapis cezasını gerektiren suçlar hariç olmak üzere, istinabe suretiyle sorguya çekilebilir.” şeklindeki düzenleme uyarınca, 5237 sayılı TCK’nın 142/2-h maddesinde düzenlenen hırsızlık suçuna ilişkin cezanın alt sınırının 5 yıl olması karşısında, suça sürüklenen çocuk ...’nin talimat ile başka mahkeme tarafından sorguya çekilemeyeceği gözetilmeden savunma hakkı kısıtlanarak yargılamaya devamla yazılı şekilde hükümler kurulması,
2- Suça sürüklenen çocuk için 5271 sayılı CMK’nın 150/2. maddesi uyarınca zorunlu olarak görevlendirilen müdafii, hükmün esasını oluşturan kısa kararın açıklandığı 25/02/2016 tarihli son oturumda hazır bulundurulmadan hüküm kurularak aynı Kanun’un 188/1. maddesine aykırı davranılması suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,
3- Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20.11.2018 tarihli ve 2016/6-986 Esas, 2018/554 Karar sayılı içtihadında belirtildiği üzere Çocuk Koruma Kanunu’nun Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkındaki Yönetmeliğin 20 ve 21. maddeleri ile 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu’nun 35. maddesi uyarınca; fiil işlendiği sırada 15-18 yaş grubu içerisinde bulunan suça sürüklenen çocuğun işlediği fiillerin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama ve bu fiillerle ilgili olarak davranışlarını yönlendirme yeteneğinin olup olmadığının takdiri bakımından, mahkemece sosyal inceleme raporu alınmadan veya alınmaması durumunda gerekçesi kararda gösterilmeden yazılı şekilde hükümler kurulması,
4- Suça sürüklenen çocuk hakkında düzenlenen iddianamede, müşteki ...’a yönelik hırsızlık suçu bakımından sevk maddesi olarak belirtilmediği halde, ek savunma hakkı verilmeden, 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesi ile artırım yapılması suretiyle 5271 sayılı CMK’nın 226. maddesine aykırı davranılması,
5- Hükmün gerekçe kısmında, müşteki ...’a yönelik mala zarar verme suçundan suça sürüklenen çocuk hakkında hapis cezası tercih edilerek alt sınırdan hüküm kurulduğu belirtildiği halde, 5237 sayılı TCK’nın 151/1. maddesinde düzenlenen ve alt sınırı 4 ay olan anılan suçtan hüküm kurulurken, temel cezanın 6 ay hapis cezası olarak belirlenmesi suretiyle hükümde çelişkiye sebebiyet verilmesi,
6- Oluşa ve dosya içeriğine göre; müşteki ...’a yönelik eylemin gece vakti gerçekleştiğinin anlaşıldığı ve mahkemece de eylemin gece vakti gerçekleştiği kabul edilerek hırsızlık suçundan 5237 sayılı TCK’nın 143. maddesi uygulandığı halde, iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçundan kurulan hükümde atılı suçun gece vakti işlenmesinden dolayı aynı Kanun’un 116/4. maddesi uyarınca hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi hususları da belirlenmiş olup, bu yönlerden de kanun yararına bozma isteminde bulunulup bulunulmayacağının takdiri için dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına GÖNDERİLMESİNE, 28/02/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.