17. Hukuk Dairesi 2019/2666 E. , 2020/5557 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı asil ... tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü.
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ...’den alacaklı olduğunu, davalı borçlu aleyhine Bakırköy 13. İcra Müdürlüğü’nün 2008/5233 sayılı dosya ile icra takibi başlatıldığını, takibin kesinleştiğini, davalı borçlunun adına kayıtlı malvarlığı bulunmadığını, davalı borçlunun adına kayıtlı ... İli, ... ilçesi, ... Mah. 276 ada, 4 parselde kayıtlı arsasının 1/4 hissesini ...’a ondan da ...’e devredildiğinin tespit edildiğini, söz konusu devirlerin mal kaçırma gayesi ile yapıldığını beyan ile davalılar arasındaki tasarrufun iptali talep ve dava edilmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; davalılardan ...’ın, davalı borçlunun borçlu olduğunu bildiğini bizzat cevap dilekçesinde ikrar etmesi, düşük bedel ile satın alması sebebi ile ... yönünden davanın kabulüne, ancak taşınmazı elden çıkardığı için, taşınmazın 18.607,69 TL satış bedelinin satış tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak, davacıya ödenmesine,
Davalı ... hakkındaki davanın ise kötü niyetin ispat edilememesi sebebi ile reddine, karar verilmiş hüküm davacı vekili, davalı ... vekili ve davalı asil ... tarafından temyiz edilmiştir.
1- Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre davalı ... vekilinin ve davalı asil ...’in sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Dava, İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. ve alacak miktarı ile sınırlı olarak tazminata mahkum edilmeleri gerekir.
Somut olayda; davacının davalı borçlu aleyhine başlattığı Bakırköy 13. İcra Müdürlüğü’nün 2008/ 5233 sayılı dosyanın dayanağı olan 13.11.2007 tanzim tarihli bono, 29.03.2008 keşide tarihli 24.300 TL bedelli çek ve 24.05.2008 keşide tarihli 32.000 TL bedelli çek olduğu, dava konusu gayrımenkulün davalı borçlu tarafından davalı ...’a 13.03.2008 de devredildiği, alacağın dayanağı olan 13.11.2007 tanzim tarihli bono hariç diğer iki çekin keşide tarihlerinin tasarruf tarihinden sonra olduğu anlaşılmıştır. Çek ticari hayatta vadeli ödeme aracı olarak kullanılmakta olup, çeklerin ileri tarihli düzenlenmesi hayatın olağan akışına uygundur. Ancak davanın dayanağı olan çeklerin hangi ticari ilişki sebebi ile düzenlendiği, davacı ile davalı borçlu arasındaki ticari ilişkinin ne zaman başladığı hususları araştırılmaksızın karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3- Dava konusu edilen taşınmazın tasarruf tarihindeki değerinin belirlenmesi için Ziraat Yüksek Mühendisinden ve İnşaat Mühendisinden toplam 4 adet bilirkişi raporu alınmış ve her dört raporda da aynı dava konusu taşınmaz yönünden farklı bedeller tespit edilmiş olması nedeni ile bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilmeden ve mahkemece gerekçe gösterilmeden ve hangi raporun hükme esas alındığı tartışılmadan davalı ...’ın tazminat ile sorumlu tutulmasına karar verildiği görülmüştür. Bilirkişi
raporlarında belirlenen değerler arasında büyük farklar bulunmakta olup, mahkemece de taşınmazın gerçek değerinin neye göre ve hangi rapora göre belirlendiği de açıklanmamıştır. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki giderilerek, dava konusu gayrımenkulün devir tarihindeki gerçek değeri belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken raporlar arasındaki çelişki giderilmeksizin karar verilmesi doğru görülmemiştir.
4- Bozma neden ve şekline göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenlerden dolayı davalı asil Seyfetin ve davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine (2) ve (3) nolu bentte gösterilen nedenlerle davalı asil Seyfettin ve davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA (4) nolu bentte gösterilen nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalılar ... ve ..."a geri verilmesine, 14/10/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.