20. Hukuk Dairesi 2013/9423 E. , 2014/1479 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi ve davalı Hazine tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, Arslanlar Köyü 107 ada 41 sayılı kadastro parselinin 2 nolu mera parsel numarasıyla mera komisyonunca mera olarak sınırlandırıldığını, ancak; taşınmazın 10.681 m2"lik kısmının orman sayılan yerlerden olduğunu bildirerek, bu bölümle ilgili mera sınırlamasının iptalini ve orman niteliğiyle Hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulü ile taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 9777 m2 bölümünün orman niteliğiyle Hazine adına tesciline, kalan bölümünün mera özel siciline kaydına karar verilmiş; Hazine ve Orman Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine hüküm, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 11.11.2010 gün ve 2010/10825-14152 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; "Orman Yönetimi, 4342 sayılı Kanuna göre çalışan mera komisyonunun 2006 yılında 2 numaralı mera parseli olarak belirlediği yerin orman olduğunu iddia etmektedir. Kadastro müdürlüğünden gelen yazılardan, çekişmeli taşınmazın kadastro öncesi mera olarak tahsis edildiğinden, kadastro tesbit tutanağı düzenlenmeksizin, mera özel siciline kaydının yapılması için 107 ada 41 parsel numarası verildiği anlaşılmaktadır.
3402 sayılı Kanunun 5. maddesi uyarınca kadastro müdürü, çalışma alanında işe başlamadan önce taşınmaz mallar hakkında yerel hukuk mahkemelerinde görülmekte olan ve henüz kesinleşmemiş davaların listesini alıp tüm belgelerle birlikte kadastro teknisyenliğine verir. Bundan sonra o çalışma alanında bulunan taşınmaz mallar hakkında yerel hukuk mahkemelerine açılan davalar kadastro müdürüne bildirilir. Kadastro müdürü, bu listedeki taşınmaz malların tesbiti yapıldıktan sonra bunlarla ilgili tutanakları bir hafta içerisinde kadastro mahkemesine gönderir. Aynı Kanunun 10. maddesinde ise komisyon kendisine intikal eden itirazlı tutanakları inceler, eski tutanağın yerine kaim olmak üzere hak sahibini belirleyici yeni bir tutanak düzenler, sonuca varılamayan veya mahkemenin takdirine bırakılan konular kadastro mahkemesine devredilir. Somut olayda; orman ve arazi kadastrosu, davanın açıldığı 2007 yılından sonra (2009 yılında) başladığına göre kadastro müdürlüğünce çekişmeli taşınmazla ilgili tutanak düzenlenmemiş olması doğru değildir. O halde; mahkemece, çekişmeli taşınmaz kadastro çalışmalarından önce davalı olduğundan tesbit tutanağı düzenlenmesi için Kadastro Müdürlüğüne yazı yazılmalı, daha sonra davanın, aynı zamanda orman ve arazi kadastrosuna itiraz niteliğinde olduğu; davanın, 3402 sayılı Kanunun 11 ve 6831 sayılı Kanunun 11. maddeleri gereğince kadastro mahkemesinde görülmesi gerektiği ve görevin kamu düzenine ilişkin olduğu gözönünde bulundurularak görevsizliğe karar verilerek kadastro mahkemesine gönderilmelidir. Kadastro mahkemesince kadastro müdürlüğünce düzenlenip gönderilecek
tesbit tutanağı ile dava dosyası birleştirilerek 3402 sayılı Kanunun 27 ve 30. maddelerine göre inceleme yapılıp, çekişmeli taşınmaz hakkında gerçek hak sahibi adına sicil oluşturulacaktır. Açıklanan hususlara uyulmadan ve görev konusu düşünülmeden karar verilmesinin isabetsiz olduğu"na değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra, görevsizlik kararı verilerek, dosya Kadastro Mahkemesine gönderilmiş; kadastro mahkemesince davanın kısmen kabulü ile, Karabük İli, Eskipazar İlçesi, Arslanlar Köyü 107 ada 41 nolu mera parselinin mera komisyonunca yapılan tahsis işleminin iptali ile, 06/05/2009 tarihli fen bilirkişisi raporunun ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 9777.67 m2"lik kısmının orman vasfıyla Hazine adına tapuya kayıt ve tesciline, geri kalan 44.574.38 m2"lik kısmının 107 ada 41 nolu parsel numarası altında mera özel siciline kaydedilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı ... Yönetimi vekili tarafından dava dilekçesinde dava edilip (B) bölümde kalan 985 m2"lik kısma, davalı Hazine temsilcisi tarafından (A) harfi ile işaretli bölüme yönelik olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, 4342 sayılı Kanuna göre yapılan mera sınırlamasının iptali istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce orman kadastrosu yapılmamıştır. Orman kadastrosu ve genel arazi kadastrosu çalışmalarına 2009 yılında başlanmış ve hâlen devam etmektedir. 3402 sayılı Kanunun 4. maddesine göre yapılan ve dava nedeniyle kesinleşmeyen orman kadastro çalışmasında çekişmeli taşınmaz orman sınırı dışında bırakılmıştır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak uzman orman bilirkişi tarafından eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırma sonucunda çekişmeli taşınmazın kısmen orman sayılan, kısmen orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına ve yazılı biçimde hüküm kurulmasında bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddi ile usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının Orman Yönetimine yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına 10/02/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.