5. Hukuk Dairesi 2021/5568 E. , 2021/8021 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
İşçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkin olarak açılan davada Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi nedeni ile dosyada son karar bölge adliye mahkemelerinin faaliyete geçmesinden sonra verilmiş ise de iki farklı bölge adliye mahkemesinin yargı çevresinde kalan mahkemelerce karşılıklı olarak yetkisizlik kararı verilmiş olması ve 5235 sayılı Kanunun 36/3. maddesi gereğince bölge adliye mahkemeleri hukuk dairelerinin görevinin yargı çevresi içerisinde bulunan adlî yargı ilk derece hukuk mahkemeleri arasındaki yetki ve görev uyuşmazlıklarını çözmek olduğundan yargı yerinin belirlenmesi için gönderilen dosya içindeki tüm belgeler incelendi, gereği düşünüldü:
-KARAR-
Taraflar arasındaki, işçilik alacaklarının tahsili istimine ilişkin davadan dolayı Şanlıurfa 1. İş Mahkemesi ile İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemelerince ayrı ayrı yetkisizlik kararı verilmesi üzerine, yargı yeri belirleme koşulları bulunmayan dosyanın mahalline iadesine dair Dairece verilen 18/01/2021 gün ve 2020/11150 Esas 2021/56 Karar sayılı ilamda maddi hata bulunduğu ve bu maddi hatanın düzeltilmesi için dosyanın yerel mahkemeden gönderilmesi istenmiş olmakla ilamdaki maddi hatanın düzeltilmesine karar verilmiştir.
Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar, mahkemece re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine düzeltilebilir (HMK m. 304/1). HMK m. 304/1 hükmü, 1086 sayılı Kanunun 459. maddesinin “İki tarafın isim ve sıfat ve neticei iddialarına mütaallik hatalar ve esas hükümdeki hesap hataları kendilerinin istimaından sonra mahkeme tarafından tashih olunur” şeklindeki birinci cümlesindeki düzenlemeye karşılık gelmekte olup, bu düzenlemeyle, karardaki açık hataların mahkemece re’sen veya taraflardan birinin talebi üzerine tashih edilebileceği esası getirilmiştir.
HMK m. 304’e göre düzeltilebilecek “yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hatalar”, olayın gelişinden ve dosyanın incelenmesinden bir maddî hata olduğu kolayca anlaşılabilen ad veya soyaddaki harf hataları, rakamlardaki eksik yazımlar vs. hatalardır. Başka bir değişle, hükümlerin tashihi yoluna, tarafların kimlik bilgilerindeki hatalarla, yazı, hesap ve diğer açık ifade hatalarının mevcudiyeti hâlinde başvurulabilir.
Tashihin nasıl yapılacağı ise, HMK m. 304/2’de belirtilmiştir. Buna göre, tashih kararı verildiği takdirde, düzeltilen hususlarla ilgili karar, mahkemede bulunan nüshalar ile verilmiş olan suretlerin altına veya bunlara eklenecek ayrı bir kâğıda yazılır, imzalanır ve mühürlenir.
Hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların (maddî hataların) düzeltilmesi, hükmün icrasına (yerine getirilmesine) kadar istenebilir.
HMK m. 304’de söz konusu olan düzeltme (tashih), hüküm verildikten sonraki dönemde, hükümdeki yazı ve hesap hataları ile diğer benzeri açık hataların (maddî hataların) düzeltilmesidir. Hükümden önceki dönemde maddî hataların düzeltilmesi, HMK m. 183 hükmü uyarınca yapılır. Buna göre, hükümden önceki dönemde, tarafların veya mahkemenin dava dosyasında bulunan belgelerdeki açık yazı ve hesap hataları, karar verilinceye kadar düzeltilebilir. Taraflardan birinin yazı veya hesap hatasını düzeltmesi sonucu yargılama uzamışsa, yargılama giderlerinin belirlenmesinde bu durum da dikkate alınır.
Kanun yolu incelemesinde, esas yönünden kanuna uygun görülen hüküm, tarafların kimliklerine ait yanlışlıklarla, yazı, hesap veya diğer açık ifade yanlışlıklarından dolayı bozulamaz; hüküm, bu maddî hatalar düzeltilmek suretiyle onanır (m. HMK 370/3; HUMK m. 438/8). Kural olarak, her mahkemenin kendi kararındaki maddî hataları düzeltmesi gerekir ise de, Yargıtay’ın temyiz incelemesi sonucunda karardaki maddî hataları düzelterek onama yetkisi de, “hükümlerin tashihi” kurumunun somut planda bir uygulanma şeklini oluşturmaktadır.
Dairemizin 18/01/2021 gün ve 2020/11150 Esas 2021/56 Karar sayılı “HMK’nın 22/2. maddesinde “İki mahkemenin aynı dava hakkında göreve veya yetkiye ilişkin olarak verdikleri kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleştiği takdirde, görevli veya yetkili mahkeme, ilgisine göre bölge adliye mahkemesince veya Yargıtayca belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Somut olayda, mahkemeler arasında karşılıklı olarak verilmiş bir yetkisizlik kararı bulunmamakta olup, mahkemece Şanlıurfa İş Mahkemesinin yetkili olduğundan bahisle ortaya çıkan yetki uyuşmazlığının çözümü için dosyanın Dairemize geldiği anlaşılmıştır. Oysa, olumsuz yetki uyuşmazlığından bahsedilebilmesi için İstanbul Anadolu 5. İş Mahkemesinin kararında yetkili olduğu belirtilen Şanlıurfa İş Mahkemesinin de karşı yetkisizlik kararı vermesi ve bu kararın kesinleşmesi gerektiği nazara alındığında merci tayini için aranan "iki mahkeme arasında olumsuz yetki uyuşmazlığı bulunması" koşulunun henüz gerçekleşmediği kuşkusuzdur. Bu nedenle merci tayini koşulları oluşmadığından dosyanın mahalline iadesine karar vermek gerekmiştir.” gerekçesiyle yargı yeri belirleme koşulları bulunmayan dosyanın mahalline iadesine karar verildiği ancak bu defa yapılan incelemede yargı yeri belirleme koşullarının sağlar şekilde mahkemelerce verilen yetkisizlik kararlarının mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Karardaki maddi hataların düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, Dairemizin sözkonusu karardaki maddi hatanın düzeltilmesine karar vermek gerekmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle; Dairemizin 18/01/2021 gün ve 2020/11150 Esas 2021/56 Karar sayılı ilamındaki 5. paragrafının çıkartılarak yerine “5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 5. maddesinde, iş uyuşmazlıklarında yer itibarıyla yetkili olarak iş mahkemeleri belirlenmiştir. Buna göre, "İş mahkemelerinde açılacak her dava, açıldığı tarihte dava olunanın Türk Medenî Kanunu gereğince ikametgahı sayılan yer mahkemesinde bakılabileceği gibi, işçinin işini yaptığı işyeri için yetkili mahkemede de bakılabilir. Bunlara aykırı sözleşme muteber sayılmaz." hükmü yer almaktadır. İş Mahkemelerinde yetki kuralı, Hukuk Muhakemeleri Kanununun yetki kurallarına uygun olup buna ek olarak işin yapıldığı yer, diğer bir ifadeyle işyerinin bulunduğu yer mahkemelerini de yetkili kılmaktadır. İş mahkemesine açılan dava, dava tarihinde davalının ikametgâhının bulunduğu veya işçinin işini yaptığı yerdeki iş mahkemesi veya iş davalarına bakmakla görevli asliye hukuk mahkemesinde açılmalıdır. İş mahkemesinin yetkisini düzenleyen anılan maddede yer alan yetki kuralı kamu düzenine ilişkin olup kesin niteliktedir. Söz konusu hükme göre davacı işçi, davayı işin yapıldığı yer mahkemesinde açabileceği gibi davalının ikametgâhı mahkemesinde de açabilir. Tüm dosya kapsamından; davacının işini yaptığı adresinin Şanlıurfa olduğu anlaşıldığından uyuşmazlığın Şanlıurfa 1. İş Mahkemesinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir.” cümlesinin yazılarak, yine sonuç bölümünde yer alan "Bu aşamada yargı yeri belirleme koşulları bulunmayan dosyanın mahalline iadesine” cümlesinin çıkartılıp yerine " Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK’nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Şanlıurfa 1. İş Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine” yazılmak suretiyle MADDİ HATANIN DÜZELTİLMESİNE, 31/05/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.