13. Hukuk Dairesi Esas No: 2012/28805 Karar No: 2013/7181 Karar Tarihi: 21.03.2013
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2012/28805 Esas 2013/7181 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2012/28805 E. , 2013/7181 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile imzaldığı gayrimenkul satış sözleşmesi ile 602 ada 2 parselde bulunan 14 nolu bağımsız bölümün satışı konusunda anlaşıldığını, 57.00,00TL bedelle satışı yapılan konutun 43.500,00TL"sinin peşin olarak ödendiğini geri kalan 13.500TL"nin ise müteahitliğini üstlendiği inşaatın bitiminde ödeneceğini ancak ailevi sebeplerle ..."ı terk etmek zorunda kaldığını, bu durumu fırsat bilerek davalının ödeme yapmadığını, bunun üzerine davalı hakkında ... 2. İcra Müdürlüğünün 2009/10016 sayılı dosyası ile takip yapıldığını ancak davalının borca haksız itiraz ettiğini ileri sürerek itirazının iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir. Davalı, müteahit davacının inşaatı tamamlamadan kaçtığını, borcu kabul etmediğini savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkeme davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava, taşınmaz satış vaadi sözleşmesinden doğan alacak hakkında yürütülen takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. 4822 sayılı yasa ile değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde yasanın amacı açıklandıktan sonra kapsam başlıklı 2. maddesinde “Bu kanun 1.maddesinde belirtilen amaçlarla mal ve hizmet piyasalarında tüketicinin taraflardan birini oluşturduğu her türlü tüketici işlemini kapsar” hükmüne yer verilmiş; yasanın 3.maddesinde mal; alışverişe konu olan taşınır eşyayı, konut ve tatil amaçlı taşınmaz malları ve elektronik ortamda kullanılmak üzere hazırlanan yazılım, ses, görüntü ve benzeri gayri maddi malları ifade eder. Satıcı kamu tüzel kişileri de dahil olmak üzere ticari veya mesleki faaliyetleri kapsamında tüketiciye mal sunan gerçek veya tüzel kişileri kapsar. Tüketici ise mal veya hizmeti ticari veya mesleki olmayan amaçlarla edinen kullanan veya yararlanan gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder.” şeklinde tanımlanmıştır. Bir hukuki işlemin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için, yasanın amacı içerisinde yukarıda tanımları verilen taraflar arasında mal ve hizmet satışına ilişkin bir hukuki işlemin olması gerekir. Somut uyuşmazlıkta davacının müteahit olduğu, taraflar arasındaki ilişkinin 4077 sayılı yasa kapsamında kaldığı anlaşılmaktadır. 4077 sayılı yasanın 23. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa tüketici mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür. Taraflar arasındaki uyuşmazlık Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamında kaldığına göre davaya bakmaya da Tüketici Mahkemesi görevlidir. Görevle ilgili düzenlemeler kamu düzenine ilişkin olup taraflar ileri sürmese dahi yargılamanın her aşamasında re"sen gözetilir. Görevle ilgili hususlarda, kazanılmış hak da söz konusu olmaz. Bu durumda mahkemece, aynı yargı çevresi içerisinde müstakil tüketici mahkemesinin mevcut olması halinde görevsizlik kararı verilmesi, aksi halde davaya tüketici mahkemesi sıfatı ile bakılması gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacının temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir. SONUÇ:Temyiz edilen hükmün, birinci bentte açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, ikinci bent gereğince davacının temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.