20. Hukuk Dairesi 2013/9730 E. , 2014/1471 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 13/02/2013 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar ..... mirasçıları ve arkadaşları vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.02.2014 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar ....mirasçıları ve arkadaşları vekili Av. ..., Hazine vekili Av..... diğer taraftan Orman Yönetimi vekili Av. Ö. ....i geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü;
K A R A R
Kadastro sırasında .... 789 parsel sayılı sırasıyla 2740 m² tarla, çalılık ve çay boşluğu yerlerden iken, 1951-1952 yıllarında ....algıç tarafından tarla haline getirildiği, ancak, zilyetlik süresi dolmadığından Hazine adına tesbit edilmiştir.
İtirazları tapulama komisyonunca red edilen davacılar Necip Mümtaz Şerefli ve paydaşları taşınmazların murislerine ait Şubat 1962 tarih ve 1, 2 ve 3 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığı, tapudaki paydaşların ölümünden sonra davalı gerçek kişiler yararına kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği koşullarının oluşmadığı, kadastro tesbitinin iptali ve tapudaki payları oranında, tapu makileri adına tapuya tescili iddiasıyla dava açmışlardır.
Mahkemenin, davalarının reddine ve çekişmeli parselin devletin hüküm ve tasarrufundaki yerlerden olduğundan tapulama dışı bırakılmasına ilişkin 17.11.1975 gün ve 1973/41-37 sayılı kararı, davacılar tarafından temyiz edilmekle hüküm, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 03.02.1977 gün ve 1976/4203-1062 sayılı kararı ile onanmış, davacılar ... ve paydaşlarının karar düzeltme istemleri kabul edilerek, Yargıtay 7. Hukuk Dairesince 20.06.1977 gün 1977/6486-6999 sayılı karar ile özetle “...davacı gerçek kişilerin tutunduğu Eylül 1340 tarih 5 sıra numaralı tapu kaydının ve gittilerinin, Taşbükü sınırının sonradan tapuda yer alması da dikkate alınarak askeri haritalardan yararlanılarak uygulanması, Taşbükü sınırının haklı bir nedene dayanarak değişik değişmediğinin araştırılması, ve kapsamını belirleyen bir harita düzenlettirilmesi, taşınmazların denizden kazanılıp kazanılmadığı yönünde jeolog bilirkişiden rapor alınması, tapu kaydı kapsamında kalmadığı, ancak, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilecek yerlerden olduğunun belirlenmesi halinde, dayanılan vergi kayıtları da uygulanarak davacı gerçek kişiler yönünden kazanadırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının araştırılması...” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Bozmadan sonra Orman Yönetimi, çekişmeli parselin orman sayılan yerlerden olduğu iddiasıyla, tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle davaya katılmıştır.
-2-
2013/9730 - 2014/1471
Mahkemece, bozma kararına uyularak yapılan yargılama sonunda, 31.08.2009 gün ve 2009/1512-995 sayı ile davacı gerçek kişilerin ve katılan ... Yönetiminin davalarının reddine, çekişmeli parsellerin tesbit gibi tesciline karar verilmiş ise de, davacılar ... ve arkadaşları ve katılan ... Yönetimi tarafından temyiz edilmekle, 13.05.2010 gün 2010/5807 - 6365 sayılı karar ile özetle “...kesinleşmiş orman kadastrosuna ilişkin tutanak ve haritalar ile eski tarihli memleket haritasının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli .... 789 sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı saptanmışsa da, Üzerinde 40 adet 60 yaşında günlük (Sığla) ağacı bulunduğu, bu haliyle eylemli orman olduğu, 6831 sayılı Kanunun 1. maddesinin birinci fıkrası gereğince orman sayılan yerlerden olduğu, 4999 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 7 ve devamı maddeleri ile 15.07.2004 günlü Resmî Gazetede yayınlanan Orman Kadastro Yönetmeliğinin 26/h. maddesi gereğince orman olarak sınırlandırılabileceği gözetilerek, Orman Yönetiminin bu parsele ilişkin davasının kabulüyle, orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmesi gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle bu parsele ilişkin orman Yönetiminin davasının reddine karar verilmesi usûl ve kanuna aykırıdır...” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan sonra 09.12.2010 gün ve 2010/422-874 sayı ile Orman Yönetiminin davasının kabulüne, diğer davaların reddine ilişkin verilen karar, Hazine tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 07.02.2012 gün ve 2011/12220 - 1316 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında, bozma kapsamı dışındaki yönlerin incelenmediği belirtilerek özetle “...davacılardan Necip Mümtaz Şerefli"nin yargılama sırasında öldüğü anlaşıldığından, dava dilekçesi ve duruşma gününün adı geçenin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğ edilerek, davacı sıfatıyla davayı takip etmeleri için kendilerine olanak tanınması ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması...” gereğine değinilerek bozulmuştur.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan ve taraf teşkili sağlandıktan sonra, Orman Yönetiminin davasının kabulüne, diğer davacıların davasının reddine, çekişmeli 789 sayılı parselin kadastro tesbitinin iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar Necip Mümtaz Şerefli mirasçıları ve arkadaşları vekili tarafından esasa, davalı Hazine vekili tarafından niteliğe ilişkin olarak temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ilâ 1990 yılları arasında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu, 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, temyiz incelemesinin duruşmalı yapılması nedeniyle 1.100.-TL vekâlet ücretinin Hazine ve davacı gerçek kişilerden alınarak Orman Yönetimine verilmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden gerçek kişilere yükletilmesine, Hazineden harç alınmasına yer olmadığına, 04/02/2014 gününde oy birliği ile karar verildi.