Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, maliki bulunduğu dava konusu .parça taşınmazın satışı için oğlu L..’yü vekil tayin ettiğini, vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak uzun yıllar yanında çalıştığı diğer davalı Ali R..ile anlaşarak taşınmazları A..R..’ya temlik ettiğini, 75 parça taşınmazın A...R..ya devrinin hileli olduğunu, satış bedellerinin ödenmediğini ileri sürerek tapu iptal ve tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalılardan Lütfü, husumet itirazında bulunmuş, diğer davalı A..R..davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın reddine dair karar Dairece “… davacının davalı oğlu L..’yü vekil tayin ettiği, vekilin dava konusu 75 parça taşınmazı davalı A.. R...’ya temlik ettiği, davacının bu temliklerin hileli olduğunu ileri sürerek eldeki davayı açtığı, vekalet görevinin kötüye kullanılması açısından gerekli soruşturmanın yapılması, temlik tarihine göre bedellerin saptanması, taşınmazları alan kişilerin iyiniyetli olup olmadıklarının araştırılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuştur.
Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucu, davacının yargılamanın devamı esnasında ölümü üzerine davaya terekeye temsilci atanarak devam olunmuş, dava sırasında bir kısım taşınmazların el değiştirmesi üzerine yeni malikler davaya dahil edilmiştir. Vekilin vekalet görevini kötüye kullanarak dava konusu taşınmazları bedelinin altında davalı A..R... sattığı, A..R..’nın da taşınmazların bir kısmını oğlu ve gayri resmi birlikte yaşadığı kişi ve onun akrabalarına devrettiği gerekçesiyle davanın kabulü ile tapuların iptali ile davacı mirasçıları adına tesciline karar verilmiştir.
Hükmün temyizi üzerine bu kez Dairece “ …davalı A.. R.. C..ve A..R.. C..ın yakını bulunan S... C.., N..C..., A..C.., A.. C..’a yapılan temlikler bakımından vekalet görevinin kötüye kullanıldığının saptanması suretiyle davanın kabul edilmiş olmasının doğru olduğu, ancak adı geçen davalılar dışındaki diğer davalılar yönünden taşınmazları edinimlerinde iyiniyetli olmadıklarının kanıtlamadığı, TMK’nun 1023 md.’nin koruyuculuğunda bulundukları, Ali Rıza C... A..C.. N.. C.., A... C..., S...C..dışındaki diğer davalılara yapılan temlikler bakımından davanın reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle …” bozulmuştur.
Bozmaya uyularak davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.Karar, davacılar vekili ile davalılar A.. K.., H.M.. E.. A..S.. A.. C.., N..C..., A...C.., A.. C.. vekilleri tarafından ayrı ayrı süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.5.2007 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden N..K..n vs. vekili Avukat .. .. ile yine temyiz eden A..S.. vs. vekili Avukat ...geldiler, davetiye tebliğine rağmen diğer temyiz edenler vekili avukatlar ile temyiz edilenler ve vekili avukatlar gelmediler, yokluklarında duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ..tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava vekaletin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamında, davalılar A..R..C..A..C.., N.. C.., A.. C..ve S..C..yönünden davanın kabul edilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilmiştir.Mahkemece bozma ilamına uyularak anılan davalılar dışındaki diğer davalılar yönünden davanın reddine karar verilmiş olması doğrudur.Davacıların bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde değildir.Reddine.
Ancak, dosyadaki mevcut tedavüllü çap kayıtlarında, çekişmeli taşınmazlardan ..ada ..ada ..ila .. ada.ve .. nolu parsellerin yargılama sırasında dahili davalılara kayden satıldığı dolayısı ile bu taşınmazların Daire bozma ilamında işaret edilen davanın kabulü gereken taşınmazlar kapsamında bulunmadıkları görülmektedir.
Bozmaya uyulmuş olmakla taraflar yararına usuli kazanılmış hak doğacağı ve mahkemece bozmada değinildiği şekilde işlem yapılacağı kuşkusuz olmakla birlikte yukarıda değinilen maddi yanılgının taraflar yönünden usuli kazanılmış hak oluşturmayacağı da açıktır.
O halde, anılan bu parseller bakımından da davanın kabul edilmiş olması doğru değildir.
Diğer taraftan çekişme konusu 9,10,11 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabul edilmesi gerekçesiyle önceden kurulan karar bozulmuş olmasına karşın son kararda davaya müdahil olan ve anılan bu taşınmazları haricen satın aldığını belirten S...A... adına tescil kararı verilmiştir.
Bilindiği üzere, T.M.K’nun 706, B.K’nun 213 ve 2644 sayılı Tapu Kanunun 26. md.’leri uyarınca taşınmazların resmi şekilde yapılmayan temliklerine değer verilmesine hukuken olanak bulunmamaktadır. Anılan bu parseller yönünde de davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile haricen satın alan S..A.. adına tesciline karar verilmiş olmasının da doğru olduğu söylenemez.
Hal böyle olunca, davalılar ile bir kısım dahili davalıların temyiz itirazları yukarıda değinilen hususlar yönünden yerindedir.Kabulüyle hükmün HUMK’nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 13.12.2006 tarihinde yürürlüğe giren avukatlık ücret tarifesinin 14. maddesi gereğince gelen temyiz eden davalı vekili için 500.00.-YTL. duruşma avukatlık parasının karşı taraftan alınmasına, 01.5.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.