
Esas No: 2013/9726
Karar No: 2014/1469
Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2013/9726 Esas 2014/1469 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan yargılaması sonunda kurulan 20/02/2013 günlü hükmün Yargıtay"ca duruşmalı olarak incelenmesi davacılar..... mirasçıları ve arkadaşları vekili Av. ... tarafından istenilmekle, tayin olunan 04.02.2014 günü için yapılan tebligat üzerine, temyiz eden davacılar vekili Av. ..., Orman Yönetimi vekili av. Işıl Hilal Soylukurt, ... vekili Av. ....geldi, diğer taraftan Hazine vekili Av. .... geldi, başka gelen olmadı, açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra, gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Daha sonra dosya içindeki tüm belgeler incelenip, gereği düşünüldü:
K A R A R
Kadastro sırasında....., ... ve....u adına tesbit edilmiş, 166 ada 2 sayılı parsel tarla niteliğiyle ..."in zilyetliğinde isede Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/57 Esasında davalı olduğu, 166 ada 3 parsel sayılı miktarı belirtilmeyen taşınmaz da çalılık niteliğiyle Hazineye ait olduğu, ancak Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/53 Esasında dava konusu edildiğinden söz edilerek malik hanesi açık bırakılmak suretiyle tesbit edilmiştir.
Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1987/53 Esasına kayıtlı dosyada, davacı ... tarafından davalı sıfatıyla Hazine, Orman Yönetimi, ..., Hisarönü Köyü Tüzelkişiliği ve Seyhan Balak aleyhine açılan tescil davasıyla, .... mirasçıları terekesi mümessili Şahin Üye tarafından davalı Hazine ve köy tüzelkişiliği ile ... ve arkadaşları taraf gösterilerek, tescil davasına konu taşınmazın Temmuz 1969 gün ve 63 ile 64 ve Şubat 1962 tarih 4 sıra numaralı tapu kaydı kapsamında kaldığından, tapu maliki mirasçıları adına tescili istemiyle açtıkları davalar ile, Marmaris 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 1990/57 esasına kayıtlı dava dosyasında davacı ... tarafından Hazine ve köy tüzelkişiliği aleyhine açıklanan ve yine Mehmet Şerefli ve arkadaşları ile, Global Turizm Yatırımları A.Ş."nin katıldığı davalar birleştirildikden sonra, ayrı ayrı 3402 sayılı Kanunun 5 ve 27. maddeleri gereğince kadastro mahkemesine gönderilmiş ve mahkemece aralarında bağlantı bulunduğundan dava dosyaları birleştirilerek yargılamaya devam olunmuştur.
- 2 -
2013/9726 - 2014/1469
Ferah Erdem 166 ada 2 sayılı parselin adına tescili, ... ve ..., 166 ada 4 sayılı parselin adlarına tescili için davaya katılmıştır.
Mahkemece davaların reddine ilişkin verilen karar, müdahil davacı ..., davacı ..., Orman Yönetimi, ..., ..., ... ve arkadaşları vekili Avukat ... ile .... ve arkadaşları vekili Avukat....z tarafından temyizi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 31.01.2012 gün 2011/16152 - 675 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında bozma kapsamın dışındaki yönlerin incelenmediği belirtilerek özetle; “...davacılardan Necip Mümtaz Şerefli"nin yargılama sırasında öldüğü anlaşıldığından, dava dilekçesi ve duruşma gününün adı geçenin tüm mirasçılarına yöntemince tebliğe edilerek, davacı sıfatıyla davayı takip etmeleri için kendilerine olanak tanınması ve bu şekilde taraf teşkilinin sağlanması...” gereğine değinilmiştir.
Mahkemece, bozma kararına uyulduktan ve taraf teşkili sağlandıktan sonra, davacıların davalarının reddine, Orman Yönetimi, Hazine ve köy tüzelkişiliği aleyhine açılan davanın husumetten reddine, çekişmeli 166 ada 2, 3, ve 4 sayılı parsellerin Hazine adına tesciline, 1. derecede doğal sit alanında kaldığının tapu kütüğünün beyanlar hanesinde gösterilmesine karar verilmiş, hüküm davacılar Necip Mümtaz Şerefli mirasçıları ve arkadaşları vekili, davacılar ... ve ... vekili ile ... vekili ve Orman Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazların bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması ve 1988 ilâ 1990 yılları arasında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşmemiş olan aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu, 2896 ve 3302 sayılı kanunlar ile değişik 2/B madde uygulaması vardır.
1) Orman Yönetimi vekilinin temyiz itirazlarına ilişkin olarak;
İncelenen dosya kapsamına, kararın dayandığı gerekçeye, uzman orman bilirkişi tarafından orman kadastrosu, eski tarihli hava fotoğrafları ve memleket haritasına dayalı olarak yöntemine uygun biçimde yapılan inceleme ve araştırmada çekişmeli taşınmazların orman sayılmayan yerlerden olduğu anlaşıldığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2) Davacı ... vekilinin 166 ada 2 parsele ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi sonucunda;
İncelenen dosya kapsamına ve dava konusu taşınmazın eski tarihli haritalarda sazlık olması, 1966 yılı orman tahdit tutanaklarında makilik alan olarak gösterilmesi, uzman ziraat bilirkişi tarafından tarım dışı arazi olarak ve imar-ihyasının tamamlanmadığının belirlendiği ve 3402 sayılı Kanunun 14, 17 ve 18. maddesi uyarınca kazandırıcı zamanaşımı koşullarının tescil davasının dava tarihi olan 30.01.1990 tarihi itibariyle davacı yararına oluşmadığına göre, yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3)Davacılar Necip Mümtaz Şerefli mirasçıları ve arkadaşları vekili, davacı ... ve ... vekilinin temyiz itirazlarına gelince;
Mahkemece, 166 ada 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin olarak davacı gerçek kişilerin dayandığı çiftlik tapu kayıtlarının hukuki kıymetini yitirdiği kabul edilerek hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir. Şöyle ki, davacılar, kadastro mahkemesine aktarılan davada; çekişmeli taşınmazların Temmuz 1969 tarih 63, 64 ve Şubat 1962 tarih 4 sıra sayılı tapuların kapsamında kaldığını savunmuşlar, yargılama aşamasında başkaca delillere de dayanmalarına rağmen dayanılan tapu kayıtları ve delilleri taşınmazlara denetime elverişli ve yeterli kanaat oluşturacak şekilde uygulanmamıştır.
Ayrıca, davanın tarafları arasında çözülmesi gereken konular, çekişmeli taşınmazın, cinsi, Mihrişah Valide Sultan Vakfı olan Hisarönü, Ergöz ve Gelibolu - Söğüt Çiftlik tapuları kapsamında olup olmadığı, bu tapu kayıtları kapsamında ise, geldisi olan Mihrişah Valide
- 3 -
2013/9726 - 2014/1469
Sultan Vakfının mülk araziden tahsis edilen, sahih ve icareteynli vakıf olup olmadığı, Mart 1290 tarih 18, 19 ve 20 numaralı çiftlik tapularından paylaşım ve intikal yoluyla oluşan Ağustos 1326 tarih 2, 3 ve 4 numaralı tapularda malik olarak görülen Hacı Fevzi kızı Habibe Hanım"ın kök tapu kaydı maliki Hacı Fevzi (Mustafa Fevzi) Efendi"nin kızı olup olmadığı, tapu kayıtlarının doğru temele dayanıp dayanmadığı ve düzenli şekilde intikallerinin yapılıp yapılmadığı ve yine 1948 yılında ölen Hacı Fevzi kızı Habibe Hanımın davacı kişilerin miras bırakanı olup olmadığı, tapu kayıtlarının sahih esasa dayanıp dayanmadığı, çekişmeli taşınmazın bilinen en eski tarihte kimin tarafından kullanıldığı, kimden kime kaldığı, kadastro mahkemesine aktarılan tescil davasında dayanılan zilyetliğin Medeni Kanunun yürürlüğünden 10 yıl önceye uzanıp uzanmadığı, Arazi Kanunnamesinin 20 ya da 78. madde hükümlerinin yürürlükte olup olmadığı ve somut olayda uygulanıp uygulanamayacağı; davacıların dayandığı tapu kayıtlarının Hisarönü (Hisarönü Çiftliği), Çamlı (Gelibolu Çiftliği) ve Karaca (Söğüt Çifliği) Köylerinde yapılan kadastro işlemlerinde revizyon görüp görmediği, görmüş ise hangi parsellere revizyon gördüğü, hükmen uygulanmış ise hangi parsellere uygulandığı, harita, plan ya da krokisinin bulunup bulunmadığı, değişebilir sınırlar içerip içermediği, sınırları itibariyle ya da miktarı ile çekişmeli parseli kapsayıp kapsamadığı, kayıt fazlasının nereden kaynaklandığı, zilyetlik yoluyla edinilip edinilemeyeceği, zilyetlik yoluyla kazanma iddiasında bulunan kişiler için bu koşulların oluşup oluşmadığı, adlarına tescil kararı verilen kişilerin zilyetliklerinin kiracı sıfatıyla mı yoksa malik sıfatıyla mı olduğu, zilyetlerin, tapu malikleri ve maliki evvellerine kira ya da benzeri bir ödeme yapıp yapmadıkları, çiftlik tapu malikleri ile Hisarönü Köyünden 79 kişi arasında görülüp kesinleşen Marmaris Asliye Hukuk Mahkemesinin 1988/333-51 sayılı kararının ve davacıların sunduğu diğer kararların, davanın tarafları için kesin hüküm niteliğinde bulunup bulunmadığı, çekişmeli taşınmazın bu kararların kapsamında kalıp kalmadığına ilişkin olduğu halde, mahkemece bu sayılan olgular ve taraflarca ileri sürülen deliller gerektiği şekilde irdelenmemiş, hangi delile niçin değer verildiği ya da niçin değer verilmediği, hangisinin diğerine üstün tutulduğu konusunda yeterli açıklama yapılmamış, iddia ve savunmada ileri sürülen hususlar cevaplanmamıştır.
3402 sayılı Kanunun 26 ve devamı maddelerinde kadastro mahkemesinin yargılama usûlü düzenlenmiştir. İstisnalar dışında, kadastro mahkemesi de, genel mahkemelerde olduğu gibi, tarafların iddiaları ve savunmaları ile bağlı olup, aynı yere ilişkin olsa bile, farklı dosyalarda sunulan delillere dayanılarak, hüküm kurulamaz. Başka deyişle, istisnalar dışında, kadastro mahkemesinde de, delillerin taraflarca sunulması ve dosyasının taraflarca oluşturulması ilkesi geçerlidir. Tarafların ileri sürdüğü iddia ve savunmalar ile dayanılan deliller, kesin ya da takdiri delil olmasına göre mahkemece tek tek değerlendirilmelidir.
Mahkemece, çiftlik tapu kaydına tutunan davacı gerçek kişilerin iddiaları ve sundukları deliller, dayandıkları tapu kayıtları yöntemince uygulanmamış, tapu kaydı uygulaması yönünden, Kadastro Mahkemesinin 05.04.2001 gün ve 1996/11-16 sayılı kararı kesin hüküm olarak kabul edilmiş ve bu dosyadaki tapu uygulamasına dayanılmışsa da, bu karar, o davanın tarafı olan tapu malikleri Necip Mümtaz Şerefli ve paydaşları yönünden Kadastro Kanunun 34. maddesi gereğince kesin hüküm oluştursa da, Kadastro Mahkemesinin sözü edilen 1996/11 E. sayılı dosyasında taraf olmayan Hazine ve bu dosyanın davacıları olan ve zilyetlikle edinme iddiasında bulunan gerçek kişiler yönünden kesin hüküm oluşturmayacağı gözetilmemiştir.
Çiftlik tapu kaydına dayanan davacıların tapuları hakkında verilen Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 22.11.1978 gün ve 1977/11819-13674 sayılı ve 16. Hukuk Dairesinin 24.04.2001 gün ve 2001/418-2033 sayılı kararlarında açıklandığı gibi, Medenî Kanunun 04 Nisan 1926 tarihinde yayınlanıp 04 Ekim 1926 tarihinde yürürlüğe girmesinden sonra 29 Mayıs 1926 tarihli ve 864 sayılı Tatbikat (Uygulama) Kanunu"nun 43. maddesinin “Kanunu Medeniye, Borçlar Kanunu ve bu Tatbikat Kanununa aykırı olan hükümler ile “mecelle mülgadır” hükmüyle, Mecelle ve Medenî Kanuna aykırı olan diğer eski mevzuat açıkça yürürlükten kaldırıldığı halde, 1274 (1858) tarihli Arazi Kanunu, kaldırılan bu kanunlar arasında sayılmamıştır.
Medeni Kanunun yayınlandığı tarihten sonra ve fakat yürürlük tarihinden önce, kabul edilen 02.05.1926 tarih 837 sayılı Kanunla, Arazi Kanunnamesinin 68, 69, 70, 71, 74, 76, 84 ve
- 4 -
2013/9726 - 2014/1469
85. maddeleri yürürlükten kaldırıldığına göre, Arazi Kanunnamesinin diğer maddelerinin (özellikle Arazi Kanununun mera, yaylak ve kışlaklarla Medenî Kanuna aykırı olmayan diğer hükümlerinin) yürürlükte olduğunun kabul edilmesi gerektiği, nitekim 28 Şubat 1998 tarihinde yürürlüğe giren 4342 sayılı Mera Kanununun 36. maddesi ile Arazi Kanunnamesinin 97, 98, 99, 100, 101, 102 ve 105. maddelerinin yürürlükten kaldırılmış olması ve 27.01.1943 gün ve 5/7 sayılı ve yine 09.02.1944 gün ve 4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararlarında, 1274 (1858) tarihli Arazi Kanunnamesinin 45. maddesinin, Medenî Kanunun 658 ve 659. maddeleriyle zımnen yürürlükten kaldırıldığı, ancak, diğer maddelerinin halen yürürlükte olduğunun kabul edilmesi, yine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 27.04.1949 gün ve 1948/7-1949/7 sayılı kararıyla da Arazi Kanunnamesinin 78. maddesi hükmüne değer verilmesi nedenleriyle, Arazi Kanunnamesinin Medenî Kanuna aykırı düşmeyen hükümlerinin, bu arada konuyla ilgili 20. ve 78. maddelerinin yürürlükte olduğunun kabulü ile somut olayda anılan kanun hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının araştırılıp tartışılması gerekmektedir.
Mahkemece, tapu kaydının çekişmeli parselleri kapsamadığı, bir an için kapsadığı kabul edilse bile, taşınmazların Medenî Kanunun yürürlüğünden önce tapu malikleri dışındaki kişiler tarafından 10 yıldan fazla süreyle zilyet edilmesi nedeniyle, Arazi Kanunnamesinin 20. ve 78. maddeleri gereğince tapu kaydına değer verilemeyeceği kabul edildiğine göre, dayanılan tapu kayıtlarının çekişmeli taşınmaza uyup uymadığı, başka bir anlatımla dava konusu taşınmazın davacılar ve katılan gerçek kişilere ait tapu kaydı kapsamında kalıp kalmadığı konusunda yapılan uygulamanın yetersiz olması bir yana, zilyetliğe dayanan davacı ve önceki zilyetlerin Medenî Kanunun yürürlüğe girdiği 1926 yılından önce zilyet olup olmadıkları, zilyetlikleri varsa ne zaman ve ne şekilde başladığı, zilyetliğin çekişmesiz, aralıksız, malik sıfatıyla devam edip etmediği konularındaki araştırma ve bu konuda toplanan deliller de hüküm kurmaya yeterli değildir. Çiftlik sahibi tapu kaydı maliklerinin dayandığı kesinleşmiş mahkeme kararları, komisyon kararları, vergi kayıtları, şer’i mahkeme ilâmları, kamulaştırma kararları, Orman Yönetiminin yaptığı incelemeler ve raporlar ile şer’iye defteri örnekleri, bir kısım köylülerin çiftlik arazilerini kira ve icar vererek kullandıklarına dair 1940 yılından sonra noterde verdikleri taahhütnameler ile diğer deliller karşısında, yerel bilirkişi ve tanık sözlerine ne şekilde değer verildiği, çekişmeli taşınmaza önce ya da şimdi zilyet olan gerçek kişiler ile bu deliller arasında bağlantı bulunup bulunmadığı, zilyetliğe esas sözleri hükme esas alınan yerel bilirkişi ve taraf tanıkları ile bir kısım tapu malikleri muteriz davacılar arasında aynı nitelikte davalar olup olmadığı araştırılmamış ve irdelenmemiştir.
Oysa, 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 27. maddesinde yer bulan “Hukukî Dinlenilme Hakkı” gereğince, davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukukî dinlenilme hakkına sahip olup, bu hakkın yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını, mahkemenin, açıklamaları dikkate alarak değerlendirmesini ve kararların somut ve açık olarak gerekçelendirilmesini içermektedir. Mahkeme, iki tarafa eşit şekilde hukukî dinlenilme hakkı tanıyarak hükmünü vermelidir. Anayasanın 36. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkının en önemli unsuru olan hukukî dinlenilme hakkı, adil yargılanma hakkı içinde teminat altına alınmıştır. Bu hakka, tarafın hâkime meramını anlatma hakkı ya da iddia ve savunma hakkı da denilmektedir. Ancak, hukukî dinlenilme hakkı, bu ifadeleri de kapsayan daha geniş bir anlama sahiptir.
O halde, mahkemece; aynı tapu kayıtlarına dayanılarak açılan bir çok davanın bulunduğu, bunlardan bir kısmının sonuçlandırılıp bir kısmının halen devam ettiği anlaşıldığından, halen görülmekte olan dava dosyalarının birleştirilmesi, yargılamayı geciktirip, para ve emek sarfına yol açacağı ve yıllardan beri devam eden davaları daha da karmaşık ve içinden çıkılamaz hale getireceği göz önünde bulundurularak; dava dosyaları birleştirilmeden, muteriz davacılar Necip Mümtaz Şerefli mirasçıları ve arkadaşlarının dayandığı delillerin eksiksiz olarak toplandığı aynı nitelikteki dava dosyalarından birisi kılavuz dosya seçilerek;
Tapu kayıtlarında geçen Hisarönü, Gelibolu (Karaca-Söğüt, Çamlı), Kırvasil (Orhaniye), Löngöz, Gölenya (İçmeler) Köylerinin bulunabilecek en eski tarihli idari sınırlarına ait harita ve
- 5 -
2013/9726 - 2014/1469
diğer belgeler, gerektiğinde eski kayıt ve defterler üzerinde inceleme ve araştırma yapabilecek nitelikte konunun uzmanı bilirkişiler tayin edilerek, Cemaziyelahir 1208, Zilhicce 1207 (9 Ocak 1794) Tarihli Mülkname, Mihrişah Valide Sultan Vakfıyesine ilişkin 21 Zilhicce 1209 (1795) tarih (12 Ramazan 1263 (1847)) tarih 477 sayılı Temessük, 25 Safer 1291 (1876) tarihli temessük, Hisarönü Çiftliği Mart 1290 tarih D.9 V.18 Örköz (Ergöz) Çiftliği Mart 1290 tarih D.9V.19, Gelibolu ve Söğüt Çiftliği Mart 1290 tarih D.9V.20 sayılı tapu kayıtları ile bu sicillerden gelen Ağustos 1326 (1910) tarih ve 3 numaralı Örköz (Örgöz) Çiftliği, Ağustos 1326 (1910) tarih ve 2 numaralı Gelibolu - Söğüt Çiftliği, Ağustos 1326 (1910) tarih ve 4, Hisarönü Çiftliği tapu kayıtları ile bu kayıtların gittileri ve tedavülleri olan diğer tapu kayıtları ve bu kayıtların revizyonları yerel yönetim ve genel müdürlükten getirtilerek bir sıra dahilinde dosya arasına konulmalı,
Bu tapu kayıtlarının revizyon gördüğü ya da hükmen bu tapuların uyduğu belirlenen kadastro parselleri, gerekirse mahkemedeki tüm dosyalar ve tapu sicile devredilmiş tüm dosyalar üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmak suretiyle saptanmalı, bu parsellerin tesbit tutanakları, tesbitleri kesinleşmişse bu yolla oluşan tapu kayıtları, hükmen kesinleşenlerin bilirkişi raporları dosyaya eklenmeli,
Belirlenen revizyon parselleri ile aynı şekilde dava konusu edilen tüm parselleri bir arada gösteren pafta örnekleri getirtilmeli,
Sözü edilen tapu kaydına dayanılarak halen Marmaris Asliye, Sulh ve Kadastro Mahkemelerinde devam eden davaların konusu ve kimler arasında görüldüğü, sonuçlanan davalar varsa bunların konusu ve neticesi hakkında tarafların hazırlayacağı dava listesi kendilerinden alınmalı, esas defterleri üzerinde inceleme yaptırılarak aynı türden uyuşmazlıklar tutanak ile belgelenmeli,
Vakıf Taşınmazları ve Vakıf Hukuku Konusunda uzman bilirkişiler belirlenip, dosyadaki tarafların tutunduğu mülknameden başlanarak tüm kayıtlar ve belgeler incelettirilmeli, Mihrişah Valide Sultan Vakfının mülk araziden tahsis suretiyle edinilip edinilmediği, sahih vakıflardan olup olmadığı yönünde rapor düzenlettirilmeli, muteriz davacıların tapu kayıtlarının tesis ve tedavüllerinin nitelikleri ve mevzuat karşısındaki geçerlilikleri konuları üzerine değişik zamanlarda, üniversite öğretim üyelerinden 6100 sayılı H.M.K."nun 293. maddesi hükmü uyarınca aldıkları bilimsel mütalaalar incelenmeli, gerekirse bu uzman kişiler H.M.K."nun 293/2. maddesi uyarınca dinlenilmeli,
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ait, en eski tarihlisinden en yeni tarihte düzenlenen memleket haritaları dahil, yöreye ait tüm memleket haritalarının orijinalinden renkli ve onaylı fotokopi örnekleri ile hava fotoğrafları ve amenajman planları, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer ve mevki ismi, varsa yakın kadastro parsel numaraları yazılmak suretiyle, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerin 2863 sayılı Kanun hükümlerine göre doğal ya da kültürel sit alanı olup olmadığı sorulmalı, ilgili karar ve harita örnekleri getirtilerek dosyasına eklenmeli,
Tapu kayıtlarındaki sınırları ve memleket haritasındaki mevkileri bilecek ve bu davalar ile ilgisi olmayan, olabildiğince yaşlı ve yansız yerel bilirkişiler tesbit edilmeli, gerektiğinde tapu kayıtlarının bilinmeyen sınırlarında yardımcı olacak ve zilyetlik konusunda bilgi verecek tanık isimleri taraflardan istenmeli, önceki keşiflere katılmamış üç orman yüksek mühendisi, üç harita mühendisi, üç jeolog bilirkişi ve üç ziraat uzmanı bilirkişinin ismi yöntemince belirlenmeli, bu bilirkişilere tarafların itirazları olursa değerlendirilerek, gerektiğinde onların yerine başkaları seçilmeli,
Çekişmeli 183 ada 5 parsele ilişkin 3402 sayılı Kanunun 30/2 maddesi uyarınca araştırma yapılması gerektiğinden Hazine ve Orman Yönetimine husumet yaygınlaştırılmalı,
Bilahare kılavuz dosya üzerinden yapılacak keşifte; Mihrişah Valide Sultan Vakfiyesi ve 17 Rabiulevvel 1295 tarihli İcmali Hakani sureti: ...Menteşe sancağında, Ula kazasında vaki bir tarafı Çıtırlılı ve bir tarafı Derya Cibucak ve bir tarafı Karavasil Beli ve Mermeran Hududuna müntehi olup işbu hudut ile mahdut mahal derununda Hisarönü Çiftliği denmekle arif bir kıta çiftlik, Örköz Çiftliği denmekle arif bir kıta çiftlik ve Gelibolu çiftliği denmekle arif bir kıta çiftlik sınırları ve ilk tesisi Mart 1290 tarih D.9, V.18 , aynı tarih Varak 19, aynı tarih Varak 20
- 6 -
2013/9726 - 2014/1469
sayılı tapu kayıtları tüm tesis ve tedavülleri ile, bu kayıtlardan önce oluşturulmuş ise, bu kayıtların, Ağustos 1326 tarihli tarihinde yapılan ifrazlara göre oluşan yeni sınırları itibariyle yerel bilirkişiler yardımıyla yerine uygulanmalı, bu çiftlik sınırları için ayrıca oluşturulan çiftliğe ait tarla ve bina nitelikli tapu kayıtları varsa, onlar dahi uygulanmalı, uygulama sırasında, tutunulan Gelibolu maa Söğüt Çiftliği, Hisarönü Çiftliği ve Örköz Çiftliği tapularında Mezar Gediği, Dikilitaş, Löngöz sınırlarının ortak sınır, Kırvasil (Orhaniye), Gölenya (içmeler) sınırlarının köy ya da çiftlik sınırları olduğu, tapu kayıtlarının eşcar-ı müsmire ve gayr-ı eşcarı müsmireyi müştemil çiftlik kayıtları olup, bu sınırlar içinde devlet ormanları, dereler, taşlık ve kayalık niteliğindeki devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerin bulunduğu, sınırlarının mevki ya da nokta sınırlar olduğu, bu sınırların çoğunluğunun devlet ormanı içinde kalması nedeniyle sabit kabul edilemeyeceğinden, 3402 sayılı Kanunun 20/C maddesi gereğince kayıt kapsamının yüzölçümüne değer verilerek saptanacağı, Hisarönü Çiftliğine ait tapu kaydının aynı köy 1 ilâ 169 sayılı parselle uygulandığı, ancak bu parseller hakkında tapuya dayanmayan ve zilyetlikle kazanma iddiasında bulunan gerçek kişiler tarafından itiraz edilip, birçok dava açıldığı, Gelibolu maa Söğüt Çiftliği tapusunun Çamlı Köyü 373 ilâ 633 sayılı parsellere uygulandığı gözönünde bulundurularak, tapu kayıtları yerine uygulanmalı; bilinmeyen sınırlar konusunda tarafların gösterecekleri tanıklar dinlenmeli, yerel bilirkişi ve tanık sözleri, komşu parsel kayıtları ve eski tarihli memleket haritaları, köy isimleri ve sınırlarına ilişkin tüm kayıtlarla denetlenmeli, yerel bilirkişi ve tanıklar tarafından tarif edilen ve gösterilen sınırlardaki çelişkilerin yöntemince giderilmeli, revizyon parselleri ile Kırvasil (Orhaniye) ve Gölenya (İçmeler) Köyleri (ya da çiftlikleri) ile memleket haritasında Löngöz Köyü olarak işaretlenmiş bulunan sınırlar gözetilerek sabit sınırların nereler olabileceği değerlendirilerek kayıtlar 3402 sayılı Kanunun 20. ve 21. maddeleri hükmüne göre, sabit sınırlarla bağlantısı kesilmemek suretiyle, bu sınırlardan başlanarak, genel kadastroda revizyon gördüğü, çiftlik tapu sahipleri adına kesinleşen parseller de dikkate alınmak suretiyle uygulanarak, kayıtların yüzölçümüyle kapsadığı alanlar tereddüte yer bırakmayacak biçimde belirlenmeli, harita mühendisi bilirkişi ve fen bilirkişilere tapu kaydının sınırları itibariyle kapsadığı alanı ve yüzölçümüyle geçerli kapsamını ayrı ayrı gösteren ayrı renkli kalemlerle işaretli müşterek imzalı kroki düzenlettirilmeli;
Daha sonra, dosyaya getirtilen en eski tarihli hava fotoğrafları, memleket haritaları, amenajman planları ve orman kadastro haritası ile kadastro paftası ve dayanılan tapu kayıtlarının sınırları ve yüzölçümüyle geçerli kapsamını gösteren bilirkişi krokisi ve haritası, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yöntemince uygulanarak, tapu kaydının yüzölçümüyle kapsadığı alanlar içinde kalıp 4785 sayılı Kanun hükümlerine göre devletleştirilen orman alanları belirlenmeli, yüzölçümüyle geçerli kapsamı dışında kalan orman alanlarının, 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre zaten devlet ormanı sayılması nedeniyle, devletleştirmeye ve iadeye konu edilemeyeceği gözetilmeli, devletleşen orman alanları var ise, bu alanlarının yüzölçümü, tapu kayıtlarının yüzölçümünden düşüldükten sonra, artan bölümün tarım alanları ve yerleşim alanları için hüküm ifade edeceği, başka deyişle birbirlerine sınır olduğu ve toplam 14000 dönüm yüzölçümünde olduğu anlaşılan bu üç tapu kaydının yüzölçümüyle kapsadıkları alan içinde kalan ormanların devletleştirme kapsamında olduğu gözönünde bulundurularak, devletleştirilen orman alanının yüzölçümü, tapu kaydı miktarından düşüldükten sonra, kalan miktarın bir bütün halinde çiftliğin tapu kaydı kapsamındaki diğer araziler olabileceği düşünülerek davacıların çiftlik tapu kayıtlarının kapsamı belirlenmeli, orijinal-renkli (renkli fotokopi) memleket haritasının ölçeği kadastro paftası ölçeğine, yine kadastro paftası ölçeği de memleket haritası ölçeğine çevrildikten sonra, her iki harita komşu ve yakın komşu parselleri de içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle, aynı yörede dava konusu edilen taşınmazların konumunu çevre taşınmazlarla birlikte bu harita ve fotoğraflar üzerinde bir arada gösterecekleri, çiftlik tapu kayıtlarının sınırlarını, yüzölçümü ile kapsadığı alanları ve devletleştirilen orman alanlarını, tesbite dayanak oluşturan 14.04.1977 tarih 1 sıra sayılı tapu kaydı ile dayanağı tescil dava dosyası getirtilmek ve tescil krokisi dava konusu taşınmazlara uygulanmak suretiyle 3402 sayılı Kanunun 20/A maddesi uyarınca belirlenen kapsamını birlikte
- 7 -
2013/9726 - 2014/1469
gösterir ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan, kroki düzenlettirilmeli ve düzenlenen bu rapor ve krokiler aynı nitelikteki tüm dava dosyalarına konulmalıdır.
Yukarıda anlatılan şekilde yapılacak uygulama ve değerlendirme sonucunda, dava konusu taşınmazın muteriz davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamı içinde kaldığı belirlendiği takdirde çiftlik tapu sahipleri adına, eğer dava konusu taşınmazın muteriz davacıların dayandığı tapu kaydı kapsamı dışında kaldığı belirlendiği takdirde ise, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullarının davacı ..., ... ve ... yararına oluşmadığı anlaşıldığından ve taşınmazların orman sayılan yerlerden olmadığı anlaşıldığından, belirlenecek niteliklerine göre Hazine adına tesciline karar verilmelidir.
Ayrıca; aleyhine açılan davanın reddedilmesi nedeniyle kendisini vekil ile temsil ettiren ... yararına vekalet ücretine tekdir edilmemesi,
Davacı ... tarafından 30.01.1990 tarihli dava dilekçesi ile iki adet taşınmazın tapuya tescilinin istendiği, yörede yapılan genel arazi kadastro çalışmalarında bu taşınmazların 315 ada 10 ve 166 ada 2 parseller olarak belirlendiği, 315 ada 10 parsele ilişkin açılan davanın eldeki davadan tefrik edilerek kadastro mahkemesinin 2009/2 Esas sayısına kaydedilerek yargılamasının sonuçlandırıldığı, 166 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin davanın temyize gelen dosya üzerinden devam ettiği ve yargılama sırasında 19.04.1994 tarihli adi satım sözleşmesi ile kendisine devir edildiği gerekçesi ile ..."in davaya katıldığı, bu katılma istemi sonucu katılan ..."in davacı ..."ün yerine geçtiği, bu nedenle taraf sıfatı kalmayan ... yerine HMK 125/2. maddesi (HUMK 186 maddesi) gereğince yargılama giderlerinden katılan ..."in sorumlu olduğunun gözetilmemesi de doğru değildir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle; Orman Yönetimi vekilinin dava konusu 166 ada 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlara yönelik yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle; katılan ... vekilinin dava konusu 166 ada 2 parsel sayılı taşınmaza ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının REDDİNE,
3) Üçüncü bentde açıklanan nedenlerle; davacılar.... Şerefli mirasçıları ve arkadaşları vekili, davacı ... ve ... vekilinin 166 ada 2, 3 ve 4 parsel sayılı taşınmazlara ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, Yargıtay temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması nedeniyle 1.100.-TL vekâlet ücretinin davacılar ..., ..., Orman Yönetimi, Hazine ve Hisarönü Köyü Tüzel Kişiliği"nden alınarak davacılar Necip Mümtaz Şerefli mirasçıları ve arkadaşları ile ..."ne verilmesine, temyiz harcının istek halinde Necip Mümtaz Şerefli mirasçıları ve arkadaşlarına iadesine 04/02/2014 günü oy birliği ile karar verildi.
Bu alandan sadece bu kararla ilintili POST üretebilirsiniz. Bu karardan bağımsız tamamen kendinize özel POST üretmek için TIKLAYINIZ
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.