10. Hukuk Dairesi 2016/9932 E. , 2016/12243 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği üzere davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılardan şirket avukatı ve ... mirasçıları tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Öncelikle, davalılardan ... mirasçılarının kanun yoluna başvuru sırasındaki adli yardım talepleri ile ilgili olarak yapılan incelemede; Dairemizce, kanun yoluna ilişkin harç ve giderler bakımından adli yardım taleblerinin kabulüne karar verilmiştir.
Diğer taraftan, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Kanunun 26. maddesindeki halefiyet ilkesi uyarınca, Kurumun rücu alacağı; hak sahiplerinin tazmin sorumlularından isteyebileceği maddi zarar (Tavan) miktarı ile sınırlı iken, Anayasa Mahkemesi’nin, 21.03.2007 gün ve 26649 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan 23.11.2006 gün ve E:2003/10, K:2006/106 sayılı kararı ile 26. maddedeki “…sigortalı veya hak sahibi kimselerin işverenden isteyebilecekleri miktarla sınırlı olmak üzere…” bölümünün Anayasaya aykırılık nedeniyle iptali sonrasında, Kurumun rücu hakkının, yasadan doğan kendine özgü ve sigortalı, ya da, hak sahiplerinin hakkından bağımsız basit rücu hakkına dönüşmüş olması karşısında; kurumun rücu alacağının ilk peşin değerin kusura tekabül eden miktarıyla sınırlı bulunması, bununla birlikte fiili ödemenin mevcudiyeti halinde ise, kurumun talep edebileceği miktarın hesabının da aynı şekilde gerçekleştirilmesi gerekmekte olup; şayet, ilk peşin sermaye değerli gelirin kusur karşılığı, fiili ödeme miktarından düşük ise o takdirde, ilk peşin sermaye değerine itibar edilmesi; aksine, fiili ödeme miktarı, ilk peşin değerden düşük ise o takdirde de, fiili ödeme miktarının esas alınması gerekmektedir.
Eldeki davada, davacı kurum 07.06.2005 tarihli iş kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine bağlanan gelir ve yapılan masrafların rücuan tahsilini talep etmiş, 506 sayılı Kanunun 92. maddesi gözetilerek hak sahiplerine bağlanan gelirlerin ilk peşin sermaye değerleri bildirilmiş, ancak hak sahiplerinden annesi Asiye’nin gelirden çıktığı ve yapılan ödemelerin fiili ödemeye dönüştüğü anlaşılmasına rağmen, Asiye yönünden, fiili ödeme miktarının gelirin ilk peşin değerinin kusur karşılığından daha düşük olduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
Kuşkusuz, hükmü temyiz etmeyen davalılar yönünden davacı Kurum lehine oluşabilecek usuli kazanılmış hak durumu korunmalıdır.
Mahkemece yukarıda belirtilen fiili ve hukuki durumlar dikkate alınmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalılardan şirket avukatı ve ... mirasçılarının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı şirket ve davalı ..."in mirasçılarına iadesine, 10.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.