Esas No: 2021/10588
Karar No: 2022/2726
Karar Tarihi: 16.02.2022
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi 2021/10588 Esas 2022/2726 Karar Sayılı İlamı
4. Hukuk Dairesi 2021/10588 E. , 2022/2726 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki sigorta tahkim yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince başvurunun kabulüne dair karara karşı taraflarca itiraz edilmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 16/04/2018 tarih 2018/İHK-2870 sayılı davalı vekilinin itirazının kabulüne, davacı vekilinin itirazının kısmen kabulüne dair verilen kararın süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, müvekkilinin davalıya sigortalı aracın karıştığı trafik kazası sonucu yaralandığını ve maluliyeti bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 45.000,00 TL tazminatın tahsilini talep etmiş; 26/09/2017 tarihli dilekçesi ile dava değerini 133.239,40 TL’ye yükseltmiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından başvurunun kabulü ile 88.239,40 TL’nin 06/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmiş; hükme karşı davacı vekili ve davalı vekili itiraz yoluna başvurmuştur. İtiraz Hakem Heyetince davacının itirazının vekâlet ücreti yönünden kısmen kabulüne, davalının itirazının kabulü ile TRH yaşam tablosu ve 1,8 teknik faize göre düzenlenen hesap raporu hükme esas alınarak başvurunun kısmen kabulü ile 12.324,90 TL’nin 06/07/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak başvuru sahibine verilmesine karar verilmiş, bu karara karşı davacı vekili temyiz yoluna başvurmuştur.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerekçeye, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazlarına gelince:
Dava, trafik kazası sonucu yaralanma nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
Trafik kazasında cismani zarara uğrayan ve buna dayalı olarak işgücü kaybı tazminatı isteminde bulunan hak sahiplerinin bakiye ömürleri daha önceki yıllarda Fransa'dan alınan 1931 tarihli "PMF" cetvellerine göre saptanmakta ise de; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesinin çalışmalarıyla "TRH 2010" adı verilen "Ulusal Mortalite Tablosu" hazırlanmıştır. Gerçek zarar hesabı, özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olup gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda; Yargıtay Daireleri arasında tazminat hesabında birliğin sağlanması açısından ve
yine bu tablonun ülkemize özgü ve güncel verileri içerdiği göz önüne alındığında, Dairemizce de tazminat hesaplamalarında TRH 2010 Tablosu'na göre bakiye ömür sürelerinin belirlenmesinin, güncel verilere ve ülkemiz gerçeklerine daha uygun olacağına karar verilmiştir. Bu itibarla; tazminat hesaplamasında, TRH 2010 Tablosu'nun kullanılmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Ancak; davacının hak kazanabileceği işgücü kaybı tazminatının hesaplanması için alınan ve İHH tarafından da karara esas kabul edilen aktüer raporda; 01/06/2015 tarihli ... Genel Şartları dahilinde, TRH 2010 Yaşam Tablosu'na göre ve %1,8 teknik faiz uygulanarak tazminat hesabı yapılmıştır. Tazminat hesaplamasında, ... Genel Şartları ve ekindeki cetvellere göre hesaplama yapılmış ise de Anayasa Mahkemesi'nin 17/07/2020 tarih- 2019/40-2020/40 sayılı kararı ile KTK'nın 90. maddesindeki "bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda öngörülen usul ve esaslara tabidir." bölümündeki "bu Kanun çerçevesinde hazırlanan genel şartlarda" ibaresinin Anayasa'ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. Bu nedenle; işgücü kaybı tazminatı hesabında, yeni ... Genel Şartları ekindeki cetvellerin kullanılması mümkün olmadığından ve %1,8 teknik faiz uygulaması da anılan cetvellerle getirildiğinden, artık uygulanması mümkün değildir. Tazminat hesaplamasının, %1,8 teknik faiz uygulanmadan yapılması gereklidir ki İtiraz Hakem Heyeti tarafından esas alınan rapor bu yönüyle yeterli bir rapor değildir.
Açıklanan tüm bu hukuki ve maddi vakıalar karşısında; davacı için, TRH 2010 Tablosu'na göre muhtemel bakiye ömrün belirlenmesi ve % 1,8 teknik faiz uygulanmadan tazminatın hesaplanması; bilinmeyen/ işleyecek devre hesabı yapılırken, bilinen son gelirin her yıl için %10 artırılıp %10 iskonto edilmesi yönteminin kullanılması; tazminat hesaplamasının davacı ve davalı lehine oluşan usuli kazanılmış haklar gözetilerek (işlemiş/ işleyecek devre belirlemesi için) baz alınarak yapılması için, daha önce rapor düzenleyen bilirkişiden ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde karar verilmesi doğru görülmemiştir. Kararın bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ: Yukarıda (1) no’lu bentte gösterilen nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) no’lu bentte gösterilen nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 16/02/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.