17. Hukuk Dairesi 2016/197 E. , 2016/6317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin idaresindeki motosiklete davalıların maliki, sürücüsü ve sigortacısı olduğu aracın asli kusurlu olarak çarpması sonucu meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını, kazadan sonra uzun süre tedavi gören davacının 3 ay süreyle çalışamadığını belirterek, fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak kaydıyla, geçici iş görememekten doğan 5.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş, 30.06.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 45.765,17 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı ... şirketi vekili cevap dilekçesinde; Müvekkilinin sorumluluğunun poliçe limitleri ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, kusurun ve zararın ispatının gerektiğini, müvekkiline herhangi bir başvuru yapılmadığından temerrütünün söz konusu olmadığını ve faiz talep edilemeyeceğini öne sürerek, davanın reddini savunmuştur.
Davalı ....... ve ... vekili; davanın 1 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan sonra açıldığını, davalı sürücünün kusurunun bulunmadığını, 3 aylık iş gücü kaybı süresinin ve manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu öne sürerek, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporu benimsenerek ve ıslah doğrultusunda; maddi tazminat davasının kabulü ile, 45.765,17 maddi tazminatın davalı ... şirketinden poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydıyla dava, diğer davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte; manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile, 4.000 TL manevi tazminatın davalı
..... ve ..."dan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar.... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Hükmüne uyulan, Dairemizin 15.01.2013 tarihli, 2011/13211 Esas, 2013/151 Karar sayılı bozma ilamında; "... geliri ispatlanamayan davacının elde edebileceği gelirin ilgili meslek odasından araştırılarak hesaplama yapılması gerekirken herhangi bir emsal ücret araştırması yapılmaksızın soyut ve denetime elverişli olmayan beyana göre hesaplama yapılmış olması" gerekçesine değinilmiştir.
Mahkemece; bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi tazminat davasının kısmen kabulüne, 33.043,76 TL"nin kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazının reddi gerekmiştir.
2-Dava, Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK md. 54) gereğince çalışma gücünün kaybı nedeniyle maddi ve BK 47. maddesi (TBK m. 56) gereğince manevi tazminat istemine ilişkindir.
Müteselsil borçlular arasında ihtiyari dava arkadaşlığı söz konusu olup, temyiz yoluna başvurmayan davalı hakkındaki hüküm kesinleşeceğinden, hükmü temyiz etmemiş olan dava arkadaşının, diğer dava arkadaşının temyizi üzerine verilen bozma kararından yararlanmasına da olanak yoktur.
Somut olayda; mahkemece davanın kabulüne dair verilen ilk hüküm davalılar ... ve ... vekilinin temyiz itirazı üzerine, emsal ücret araştırması yapılarak davacının gerçek gelirinin tespitinin gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur. Davalılara müteselsil borçlu sıfatıyla dava yöneltilmiş olup, ilk hükmü temyiz etmeyen davalı ... şirketi aleyhine kurulan ilk hüküm kesinleşmiştir. Mahkemece anılan davalı yönünden kurulan ilk hüküm kesinleştiğinden yeniden hüküm kurulmaması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz
itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 24.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.