17. Hukuk Dairesi 2016/5353 E. , 2016/6312 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili, davalı vekili ve ihbar olunan ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili asıl davada, davalıya ait müvekkilinin zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olduğu araç davalı sevk ve idaresindeyken, önündeki motorsiklete çarpması sonucu motorsiklet sürücüsü ..."nın yaralanarak malul kaldığını, müvekkilinin ..."ya 14.09.2009 tarihinde 80.000 TL ödeme yaptığını, olay anında davalı alkollü olduğundan kendisine rücu hakkının doğduğunu ileri sürerek 80.000 TL"nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek reeskont faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, birleşen davada ise ödenen 683,45 TL"nin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde, asıl kusurun diğer sürücü ..."da olduğunu, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiğinin davacı tarafça ispatlanması gerektiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonucuna göre; asıl davanın kısmen kabulü ile 17.424,80 TL"nin 23.09.2009 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili, davalı vekili ve ihbar olunan ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Usul hükümlerine göre davada taraf olmayan bir kimse aleyhine veya lehine hüküm kurulamaz. Hüküm ancak taraflar hakkında verilebilir. 6100 Sayılı HMK"nın 61. vd. maddeleri uyarınca (mülga 1086 Sayılı HUMK"nun 49. vd. maddeleri) ihbar üzerine davaya katılan 3.kişi, ihbar eden tarafın yardımcısı ve temsilcisi olup, feri müdahil konumundadır ve aynı kanunun 69. maddesi (mülga 1086 sayılı HUMK"nun 57. md.) uyarınca da
yargılama sonunda, hüküm feri müdahil hakkında değil, taraflar hakkında verilir. Dolayısıyla ihbar olunan 3.kişi, ihbar edenin adına, onun temsilcisi olarak, hükmü temyiz edebilirse de, kendisi adına temyiz edemez. Ancak, aynı madde hükmüne aykırı olarak ihbar olunan hakkında da hüküm verilmişse, ihbar olunan, hükmün kendisine ilişkin bölümünü kendi adına temyiz edebilir.
Somut olayda; davanın ihbarı üzerine temyiz eden ... vekili, davaya feri müdahil olarak katılmıştır. Hakkında usulüne uygun şekilde, harcı yatırılarak açılan bir dava bulunmamaktadır. Feri müdahil, davanın tarafı değildir. Zaten mahkemece de buna uygun olarak aleyhine ya da lehine hüküm kurulmamıştır. Bu nedenle feri müdahil vekilinin hükmü temyiz etme yetkisi bulunmamakla, temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, müterafik kusur hususunda mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, zorunlu mali mesuliyet sigortacısı olan davacının üçüncü kişiye yaptığı ödemenin sürücünün alkollü olması nedeniyle sigortalısından rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekilince temyiz dilekçesinde, ihbar olunan ... için ....tarafından tanzim edilen sağlık kurulu raporunda %44 oranında tüm vücut fonksiyon kaybı olduğunun bildirildiği ileri sürülmüş, yargılama aşamasında alınan.... İhtisas Kurulu"nun 12.01.2015 tarihli raporunda, davacının aynı yaralanmaya bağlı olarak %6.1 oranında tüm vücut fonksiyon kaybı olduğu bildirilmiştir.
Daimi maluliyete ilişkin alınacak raporun, Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği (eski adı ile Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü)"ne uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Her ne kadar ..... İhtisas Kurulu"nun 12.01.2015 tarihli raporunda Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin esas alındığı belirtilmiş ise de; dosyada bulunan davacıya %44 oranında maluliyet oranı veren 15.06.2009 Tarihli özürlü sağlık kurulu raporu arasında açıkça çelişki bulunması karşısında mahkemece yapılacak iş,
Genel Kurulundan, davacının maluliyet durumuna ilişkin Yönetmeliğe (Tüzüğe) uygun yeni bir rapor alınarak, çelişki giderildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi iken, çelişki giderilmeksizin 12.01.2015 tarihli rapora itibar edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle ihbar olunan ... vekilinin temyiz dilekçesinin reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 863,58 TL kalan onama harcının temyiz davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde ihbar olunan ... ile davacıya geri verilmesine 24.05.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.