20. Hukuk Dairesi 2013/10121 E. , 2014/1450 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi, ... Beldesi, Kurudere Mevkiinde bulunan 1688 parsel sayılı 23576 m2 yüzölçümlü taşınmazın kısmen kesinleşen orman sınırı içinde kalan yerlerden olduğunu ileri sürerek tapusunun iptali ile orman olarak Hazine adına tescili ile elatmanın önlenmesi istemiyle dava açmıştır.
Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm davalı ... tarafından temyiz edilmekle, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 27/09/2012 tarih ve 2012/3652-10834 sayılı kararı ile bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında özetle; ""Mahkemece verilen karar usûl ve kanuna aykırıdır. Şöyle ki; davacı ... Yönetimi, 26.01.2006 tarihli dava dilekçesi ile, dava konusu taşınmazın kısmen kesinleşen orman sınırları içinde kaldığını belirterek dava açtığı ve yapılan keşif ve uygulamaya dayalı alınan orman ve fen bilirkişi raporlarına göre de taşınmazın (A) ve (B) işaretli bölümlerinin tahdit sınırları içinde, (C) işaretli bölümünün orman tahdit sınırları dışında kaldığı belirlendiği halde, mahkemece talep aşılarak taşınmazın tamamı hakkında iptal kararı verilmiştir. H.U.M.K.’nın 74. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunun 26. maddesi 1. bendi; “Hâkim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir.” hükmü uyarınca mahkemeler istemle bağlıdır. İstem dışında karar verilemez. Açıklanan nedenlerle, çekişmeli taşınmazın davaya konu olmayan (C) harfi ile işaretli 15.195 m2 bölümü yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabul edilmesinin isabetsiz olduğu"" na değinilmiştir.
Mahkemece bozma kararına uyulduktan sonra, davanın kısmen kabul kısmen reddi ile ... İlçesi, ... Beldesi, ... Mevkii 1688 parsel sayılı taşınmazın Harita Mühendisi ..."in 30/07/2009 tarihli bilirkişi raporuna ekli krokisinde (A) harfi ile gösterilen 917,8 m2 ile (B) harfi ile gösterilen 5028,9 m2"lik kısımları yönünden davanın kabulü ile bu miktarlar yönünden davalılar üzerine olan tapu kaydının iptali ile orman vasfi ile davacı üzerine tapuya kayıt ve tesciline, (C) harfi ile gösterilen 15.195,2 m2"lik alan yönünden ise davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce 1968 yılında seri bazda yapılarak kesinleşen orman kadastrosu ile daha sonra 18/12/1979 tarihinde ilân edilerek dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 6831 sayılı Kanunun 1744 sayılı Kanun ile değişik 2. madde uygulaması vardır.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak davanın kısmen kabulü kısmen reddi yolunda kurulan hükümde bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunun 16.
- 2 -
maddesiyle 3402 sayılı Kanuna eklenen "Kadastro işlemi ile oluşan tesbit ve kayıtların iptali için Devlet veya diğer kamu kurum ve kuruluşları tarafından kayıt lehtarına karşı kadastro mahkemeleri ile genel mahkemelerde açılan davalarda davalı aleyhine vekâlet ücreti dahil, yargılama giderine hükmolunmaz.” şeklindeki 36/A maddesi ve 17. maddesi ile eklenen "Bu Kanunun 36/A maddesi hükmü, henüz infaz edilmemiş yargı kararlarındaki vekâlet ücreti dâhil yargılama giderleri için de uygulanır.” şeklindeki geçici 11. maddesi hükümleri gereğince davalılar aleyhine yargılama giderleri ve vekâlet ücretine hükmedilmesi doğru değil ise de, bu husus hükmün bozulmasını ve yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür. Bu sebeple; hükmün 4, 5 ve 7. bentlerinin kaldırılarak; bunların yerine, “6099 sayılı Kanunun 16. maddesi ile eklenen 3402 sayılı Kanunun 36/A maddesi gereğince yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, davacı lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına” ibaresinin yazılması suretiyle düzeltilmesine ve hükmün 6100 sayılı Kanunun geçici 3. maddesi atfıyla H.U.M.K."nın 438/7. maddesine göre bu düzeltilmiş şekliyle ONANMASINA, temyiz harcının istek halinde iadesine 30/01/2014 günü oy birliği ile karar verildi.