Abaküs Yazılım
12. Ceza Dairesi
Esas No: 2020/1825
Karar No: 2021/407
Karar Tarihi: 20.01.2021

Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/1825 Esas 2021/407 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Mersin Sulh Ceza Hakimliği, taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olmak suçundan şüpheli olan kişi hakkında yapılan soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığına dair karar vermiş, bu karara yapılan itiraz ise reddedilmiştir. Ancak Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin benzer bir olayda verdiği kararda belirtildiği gibi, tarafların kusur oranının açık bir şekilde belirlenmesi gerektiği ve bunun için bir bilirkişi raporu alınması gerektiği vurgulanmıştır. Dolayısıyla, kararın yanlış değerlendirildiği ve kanun yararına bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Kanun maddeleri: 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160, 170/2, 172, 173/3. ve 309. maddeleri.
12. Ceza Dairesi         2020/1825 E.  ,  2021/407 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Sulh Ceza Hakimliği


    Taksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma suçundan şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 25/04/2019 tarihli ve 2019/19954 soruşturma, 2019/12633 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Mersin 2. Sulh Ceza Hâkimliğinin 08/07/2019 tarihli ve 2019/3125 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.
    5271 sayılı Kanunun 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanunun 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanunun kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanunun 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
    Benzer bir olay sebebiyle Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 01/10/2019 tarihli ve 2019/12752 esas, 2019/9695 karar sayılı ilâmında yer alan "Şüphelinin idaresindeki otomobil ile gündüz vakti meskun mahalde tek yönlü iki şeritli yolda sol şeritte seyir halindeyken seyrine göre sağından karşıya geçmek üzere kaplamaya giren yayaya aracının sağ ön kesimi ile çarpması şeklinde gerçekleşen olayda; kaza tespit tutanağı ve bilirkişi raporuna göre sanığın kusuru olmadığına ilişkin tespitlerin dosya kapsamı ve oluşa uygun olduğu, şüpheliye yüklenilecek bir kusur bulunmadığı, şüpheli hakkında düzenlenen 2019/1658 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik yapılan itirazın reddine...kararına yönelik kanun yararına bozma talebinin...REDDİNE" şeklindeki açıklamalardan anlaşılacağı üzere, kaza tespit tutanağı ile bilirkişi raporunun dosyada mevcut olması ve her ikisinin birbiri ile tutarlı olması halinde Adli Tıp Kurumundan bir rapor alınmasına gerek kalmadığından bahisle ile kanun yararına bozma talebi reddedildiği anlaşılmış ise de;
    Somut olayımızda ise yukarıda bahsedilen Yargıtay ilamından farklı olarak, şüphelinin aracıyla seyir halindeyken, oynadığı topun yola kaçması üzerine mağdurun yola atladığı ve şüphelinin aracıyla mağdura çarpmasını müteakip, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca yapılan soruşturma neticesinde, trafik kaza tespit tutanağında şüpheliye kusur atfında bulunulmadığından bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, ancak soruşturma kapsamında tanzim edilen 27/03/2019 tarihli kaza tespit tutanağında sadece mağdurun top oynadığı alanın taşıt yolu olduğu, kontrolsüz şekilde top oynadığı ve bu nedenle kazaya sebebiyet verdiğine dair bir açıklamanın yer aldığı anlaşılmakla; öncelikle tarafların kusur oranının açık bir şekilde belirlenmesini sağlamak amacıyla bir bilirkişi raporu aldırıldıktan sonra sonucuna göre tarafların hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, soruşturmanın genişletilmesi kararı verilmesi yerine, yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 30/04/2020 gün ve 94660652-105-33-2031-2020-Kyb sayılı yazılı istemini içeren yazısı ekinde bulunan dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 23/05/2020 gün ve 2020/1825 sayılı ihbarnamesi ile Daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;
    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:
    27.03.2019 günü saat 18:25 sıralarında azami hız sınırı 50 km/sa olan meskun mahalde her bir şerit genişliği 3,5 metre yol platform genişliği 12 metre olan tek şeritli çift yönlü kuru düz eğimsiz asfalt yolda sanığın sevk ve idaresindeki otomobil ile seyir halinde iken seyir istikametine göre sağ taraftan kaçan topunun peşinden koşarak kaplamaya giren yaya mağdur ... ... çarpmamak için sola manevra yapmasına rağmen aracının ön kısımları ile sol şerit üzerinde çarpması sonucu mağdurun basit tıbbi müdahale ile giderilemez hayat fonksiyonlarına etkisi ağır 4. derece kemik kırığı oluşacak şeklide yaralandığı olayda; şüphelinin kusur durumunun her türlü şüpheden uzak kesin ve inandırıcı biçimde tespit edilmesi bakımından olay yerinde keşif yapılarak, tarafların kusur durumuna ilişkin teknik bilirkişi raporu alınmasından sonra şüphelinin hukuki durumunun tayin ve takdiri gerektiği gözetilmeden eksik inceleme sonucu verilen kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin karara yönelik itirazın kabulü yerine, delillerin hatalı değerlendirilmesi sonucu yazılı şekilde reddine karar verilmesi,
    Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği, incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Mersin 2. Sulh Ceza Hakimliğinin 08/07/2019 tarihli ve 2019/3125 değişik iş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 20.01.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi