10. Hukuk Dairesi 2016/13104 E. , 2016/12198 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, hak sahibi konumundaki davacıya ödenen ölüm aylıklarının icra tehdidi altında ödenmesi nedeniyle istirdatı istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozmaya uyularak ilamında belirtildiği şekilde davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı olan 5510 sayılı Kanunun 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 56. maddesinin ikinci fıkrasında, eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıklarının kesileceği, bu kişilere ödenmiş olan tutarların, 96. madde hükümlerine göre geri alınacağı yönünde düzenleme yapılmıştır. Anılan maddeye dayalı açılan bu tür davalarda eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ve taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu dönem yönünden ortaya konulması önem arz etmektedir.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay Hukuk Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, Hukuk Genel Kurulu’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Mahkemece, verilen hüküm ‘mahkemece yapılan yargılama sonunda verilen hüküm, Dairemizce yapılan temyiz denetimi üzerine bozulmuş olup, anılan 20.11.2013 gün ve 15245/22001 sayılı ilama uyulmasına karşın bozma gereklerinin tam anlamıyla yerine getirilmediği belirgindir. Bu bakımdan; davacı ile boşandığı eşinin fiili beraberliğinin ortaya konulmasına ilişkin olarak yargılamada ortaya çıkan
çelişki ve belirsizliğin giderilmesi için, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili ... Müdürlüğü’nden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, Medula sisteminden gerekli adres araştırmaları yapılmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, talep konusu dönemde boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı ....Komutanlığı araştırması yapılmalı, anılan mahallelerde görev yapmış/yapmakta olan azalardan istem hakkında düşünce edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı,.... Kontrol Memurluğu’nca 26.08.2010 tarihinde düzenlenen muhtar.....ifade tutanağı içeriği dikkate alınmalı, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.’ görüş ve düşüncesiyle bozulmuş olup, Mahkemece, Dairemizin 2014/20232 E. 2014/18523 K. sayılı bozma ilamına uyulmasına karşın bozma gereği yerine getirilmediğinden, inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamıştır.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler, açıklamalar ve bozma ilamımız ışığında dava değerlendirildiğinde mahkemece; istirdat bakımından yukarıdaki yönteme uygun olarak inceleme yapılmalı, uyuşmazlık konusu dönem olan 26.10.2008-25.11.2010 tarihleri arasında boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı..... Komutanlığı araştırması yapılmalı, ceza soruşturmasındaki adreslerin aynı olması, aynı apartmanda altlı üstlü oturmalarının hayatın olağan akışına aykırı olması nedeniyle titizlikle araştırılmalı, aynı apartmanda ve komşu apartmanlarda tanıyan ve bilenler ile, mahalle bakkalı gibi bilgi sahibi olma ihtimali olanlar tanık olarak dinlenilmeli ve toplanan kanıtlardan elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Söz konusu ilam gerekleri yerine getirilmeksizin ve yukarıda yer alan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 06.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.