10. Hukuk Dairesi 2016/11944 E. , 2016/12187 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Mahkemece, bozma ilamına uyarak davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 79/10. maddesi olup anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Mahkemenin, Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yaparak, yine, o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince hüküm verme yükümlülüğü doğar. “Usuli kazanılmış hak” olarak tanımlayacağımız bu olgu; mahkemeye, hükmüne uyduğu Yargıtay bozma kararında belirtilen çerçevede işlem yapma ve hüküm kurma zorunluluğu getirdiği gibi, mahkemenin kararını bozmuş olan Yargıtay.... Dairesince; sonradan, ilk bozma kararı ile benimsemiş olduğu esaslara usuli kazanılmış hakka aykırı bir şekilde, ikinci bir bozma kararı verilememektedir (09.05.1960 gün ve 21/9 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı,....’nun 12.07.2006 gün, 2006/9-508 E., 2006/521 sayılı kararı)
Eldeki dosyada, davacı vekili; davacının 15.05.2002 – 15.05.2003 tarihleri arasında, davalı işverene ait apartmanda, hizmet akdine dayalı, kapıcı olarak geçen ve Kuruma bildirilmeyen çalışmalarının tespiti ile işçilik haklarından oluşan alacaklarının yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini istemiştir. Mahkemece,
hizmet tespiti yönünden ispatlamadığı, alacak yönünden ise feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, verilen ilk hüküm ‘…davalı işverene ait apartmanda hangi tarihten itibaren oturulmaya başlandığı ve kapıcılık hizmetlerine gereksinim duyulduğu araştırılmalı, apartman yönetim kurulunca yapılan toplantıları ve bu toplantılarda alınan kararları gösterir karar defteri ile işletme hesabı defteri getirtilmeli, davacıya ait tüm bilgi ve belgeler davalı işverenden istenilmeli, dava konusu dönemde aynı çevrede faaliyet yürüten başka işverenler ve bunların çalıştırdığı sigortalılar ile davalıya ait apartmanda ve farklı apartmanlarda oturan kişiler yöntemince saptanarak bilgi ve görgülerine başvurulmalı, belirdiği takdirde tanık anlatımları arasındaki çelişkiler giderilmeli, çalışmanın niteliği ve süresi konusu aydınlatılmalı, toplanan tüm kanıtlar değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre karar verilmelidir…’ görüş ve düşüncesiyle bozulmuş olup, Mahkemece, Dairemizin 2007/21784 Esas, 2009/1436 Karar sayılı bozma ilamına uyulmasına karşın bozma gereği yerine getirilmediğinden, inceleme hüküm kurmaya elverişli bulunmamıştır.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler, açıklamalar ve bozma ilamımız ışığında dava değerlendirildiğinde mahkemece; davacının 2002 yılındaki ikametgâh kaydı araştırılmalı, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, hizmet tespiti bakımından yukarıdaki yönteme uygun olarak inceleme yapılmalı ve toplanan kanıtlardan elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Söz konusu ilam gerekleri yerine getirilmeksizin ve yukarıda yer alan maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, eksik inceleme ve araştırma sonucu yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin, bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 06.10.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.