19. Ceza Dairesi Esas No: 2015/7258 Karar No: 2016/1414 Karar Tarihi: 09.02.2016
6831 Sayılı Kanuna Aykırılık - Yargıtay 19. Ceza Dairesi 2015/7258 Esas 2016/1414 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sulh Ceza Mahkemesi, 6831 sayılı Kanuna aykırılık suçu kapsamında verilen hükümleri değerlendirdi. Sanıklardan bazıları için hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildi ancak karar düzeltme talepleri üzerine bozuldu. Sanıkların suçlarının kanıtlarla doğrulandığı ve başkaca temyiz nedenleri olmadığı belirtildi. Ancak, bir sanığa takdiri indirim uygulanırken dayanak kanun maddesinin belirtilmediği ve katılan idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmediği için hükmün bozulmasına karar verildi. Karar, 5320 sayılı Kanun'un 8/1. maddesi ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK'nın 322. maddesi uyarınca düzeltilebilir nitelikte olduğu için yeniden yargılama yapılmadan düzeltileceği belirtildi. Kararda geçen kanun maddeleri: 6831 Sayılı Kanun, 5560 sayılı Kanun, 5271 sayılı CMUK'nın 231/12. maddesi, TCK'nın 62. maddesi, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi.
19. Ceza Dairesi 2015/7258 E. , 2016/1414 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Ceza Mahkemesi SUÇ : 6831 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜM : Mahkumiyet, Hükmün Açıklanmasının Geri Bırakılması
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: 1)Sanıklar ... ve ... hakkında kurulan hükümlere yönelik incelemede; Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 5560 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMUK’nın 231/12. madde fıkrası uyarınca, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararlarına karşı itiraz yasa yolu açık olup, kararın temyizi mümkün bulunmadığından temyiz dilekçesinin itiraz mahiyetinde kabul edilerek gereği mahallinde itiraz merciince değerlendirilmek üzere dosyanın Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 2)Sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Dava konusu yere ilişkin olarak keşifte hazır bulunan sanığın bir itirazının bulunmamasına göre; tebliğnamedeki (1) numaralı bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre, yerel mahkemece sanık ... hakkında verilen 27.01.2012 tarihli kararın temyiz edilmesinden sonra, 19.10.2012 tarihli ek kararla sanık ... aleyhine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi hukuken geçersiz olarak kabul edilerek yapılan incelemede; Yükletilen suçun sanık tarafından işlendiğinin kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanun’da öngörülen suç tipine uyduğu, Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır. Ancak; 1-Sanık hakkında takdiri indirim uygulanırken dayanak Kanun maddesinin gösterilmemesi, 2-Kendisini vekille temsil ettiren katılan idare lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmemesi, Kanuna aykırı, sanığın ve katılan vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün BOZULMASINA, bozma sebebi 5320 sayılı Kanun"un 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK’nın 322. maddesi uyarınca, yeniden yargılama yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bulunduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktasının; tebliğnameye uygun olarak, hükmün 17"nci fıkrasına “kabul edilerek” ibaresinden sonra gelmek üzere “TCK’nın 62. maddesi uyarınca” ibaresinin eklenmesi, 23"üncü fıkradan sonra gelmek üzere, “karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 600 TL. maktu vekalet ücretinin sanıktan alınıp katılan ... idaresine verilmesine” fıkrası eklenmek suretiyle başkaca yönleri Kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.