Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, davalının eşi ile kardeş olduğunu, oğlunun davalının kızını kaçırdığını, bundan dolayı yargılandığını, ve beraat ettiğini, akrabaların araya girkemesi ile çocuklarının birbirini sevmesinden dolayı evlendirmek istediklerini, davalının ise evliliğe, çekişme konusu 54 parsel sayılı taşınmazın kendisine devri koşulu ile izin vereceğini belirtmesi üzerine anılan taşınmazın evlilik gerçekleştikten sonra çocuklara devredilmek üzere davalıya temlik edildiğini, ancak daha sonra davalının engellemesi ile evliliğin gerçekleşmediğini ileri sürerek, tapu iptali ile tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, taraflar arasındaki ilişkinin yazılı delile bağlanmasının beklenmeyeceği, iddiasının sabit olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar, davalı tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimiin raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp, düşünüldü.
-KARAR-
Davacı, oğlu ile kızının kaçtıklarını, yakınlarının araya girmesi üzerine davalının çocukların evlenmesine izin verdiğini ancak damadı olacak kişiye güvenmediğini bildirip çekişmeli taşınmazı üzerine aldığını, evlilik gerçekleştikten sonra çocuklarına devretmeyi taahüt ettiğini, ancak taşınmazı edindikten sonra evlenmeye karşı koyduğunu, temlik sırasında bir bedel de almadığını bildirip iptal tescil isteğinde bulunmuştur.
Davalı, davacının oğlunun düğününü yapabilmek için taşınmazı sattığını, bedel ödeyerek satın aldığını savunmuştur.
Mahkemece, ülkenin bazı yörelerinde başlık adı ile bilinen kız babasının evliliğe onay vermek için taşınmazını davalıya devrine yönelik sözleşme yapılmasının kamu düzenine aykırılık teşkil ettiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
İddianın belirtilen niteliği ve içeriği itibarı ile davada Borçlar Yasasının 18.maddeninde deyimini bulan muvazaa hukuksal nedenine dayanıldığı kuşkusuzdur.Maddi vakıaları bildirmek taraflara hukuki nitelemeyi yapmak ve uygulanması gerekli yasal düzenlemeyi tayin ve tespit etmek hakime aittir. 5.2.1947 tarih 20?6 Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça belirtildiği üzere, taraf muvazaası hukuksal nedenine dayalı iddialar ancak yazılı delil ile kanıtlanabilir.
Somut olayda davaya konu parsel sayılı taşınmazın davacıya aitken, üzerinde Halkbank lehine 40 milyar TL.ipotekle birlikte 14.12.2004 tarihinde satış suretiyle davalıya temlik edildiği kayden sabittir.
Herne kadar davacı temlikte davalının oğlu ile kızın evlenmesine onay vermesinin amaçlandığını iddia etmişse de, davacının oğlunun 1979 doğumlu davalının kızının 1978 doğumlu olup reşit oldukları, ayrıca davalının kızınında öğretmen olduğu anlaşılmaktadır. olan ve öğretmenlik yapan birinin evlenebilmek için onaya ihtiyacanın olmadığı açıktır.
Davacı, taşınmazı bu amaçla devrettiği iddiasını kanıtlar nitelikte ve İçtihadı Birleştirme Kararının öngördüğü biçimde yazılı delil ibraz etmiş değildir.
Hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde yanılgıya yazılı biçimde hüküm kurulması doğru değildir.
Davalının temyiz itirazları yerindedir.Kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerden ötürü HUMY.nun 428.maddesi uyarınca BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 16.4.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.