Abaküs Yazılım
8. Ceza Dairesi
Esas No: 2016/10081
Karar No: 2016/11434
Karar Tarihi: 15.12.2016

Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması - Yargıtay 8. Ceza Dairesi 2016/10081 Esas 2016/11434 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Asliye Ceza Mahkemesi'nin bir davada sanığın Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçundan hükümlü olduğu ve cezasının süresi itibariyle kabulünde yasal olanak bulunmadığı için sanığın duruşma talebinin reddedildiği belirtiliyor. Dosya üzerinden yapılan incelemede ise 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının, Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 tarihli kararı gözetilerek infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür. Sanığın suçun sübut bulmadığına yönelik temyiz itirazları reddedilmiştir.
Kanun Maddeleri:
- 5237 sayılı TCK'nun 53. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nun 245/2. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nun 245/3. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nun 21/1. maddesi
- 5237 sayılı TCK'nun 44. maddesi
8. Ceza Dairesi         2016/10081 E.  ,  2016/11434 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması
    HÜKÜM : Hükümlülük

    Gereği görüşülüp düşünüldü:
    Hükmolunun cezanın süresi itibariyle kabulünde yasal olanak bulunmayan sanığın duruşma talebinin CMUK.nun 318. maddesi uyarınca reddi ile, dosya üzerinden yapılan incelemede;
    5237 sayılı TCK.nun 53. maddesindeki hak yoksunluklarının; Anayasa Mahkemesi"nin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı gözetilerek infaz aşamasında değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
    Yapılan yargılamaya, dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde gösterilen ve değerlendirilen delillere, oluşa ve mahkemenin soruşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, suçun oluşumuna ve niteliğine uygun kabul ve uygulamasına, hukuka uygun, yasal ve yeterli olarak açıklanan gerekçeye göre sanığın, suçun sübut bulmadığına   yönelik  temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddiyle hükmün ONANMASINA, 15.12.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.

    KARŞI DÜŞÜNCE

    Sanık ... hakkında mağdur ...’a yönelik sahte banka veya kredi kartı üretmek suçundan 5237 sayılı TCK.nun 245/2. maddesinden kurulan mahkumiyet hükmünün, sanığın eyleminin kül halinde 5237 sayılı TCK.nun 245/3. madde ve fıkrasında düzenlenen tek suçu oluşturması ve bu suçtan da cezalandırılması nedeniyle bozulması gerekirken onanmasına karar verilmesi yerinde değildir. Şöyle ki;
    Dosya kapsamı ve anlatımlardan, sanık ...’ın ...’a ait kredi kartının bilgilerinin kopyalanarak sahte üretilen kredi kartını kullanarak harcama yaptığı anlaşılmaktadır.
    5237 sayılı TCK.nun 21/1. madde ve fıkrası "Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir." Yine TCK.nun 44. maddesi “İşlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan dolayı cezalandırılır.” hükmünü içermektedir.
    5237 sayılı TCK.nun 245/3. madde ve fıkrasında tanımlanan suçun maddi unsuru, sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir banka veya kredi kartını kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlamaktır. Ancak bu fıkra hükmüne göre cezaya hükmedilebilmesi için fiilin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmaması gerekir. Bu maddedeki suçun oluşması için ilk şart, banka veya kredi kartının sahte olarak üretilmiş veya üzerinde sahtecilik yapılmış olmasıdır. Yani sahte kart oluşturmak veya üzerinde sahtecilik yapmak bu suçun seçimlik hareketleridir. Sahte kart oluşturmak, gerçek kart üzerinde yapılanlar dışında sahtecilik fiillerini ifade eder. Üçüncü fıkradaki suçun oluşması için ikinci şart ise, sahte olarak üretilmiş veya üzerinde sahtecilik yapılmış kartın kullanılması suretiyle yarar elde edilmiş olmasıdır. Haksız yararın fail ya da başka birisine sağlanmasının önemi yoktur. Her iki halde de suç oluşacaktır.
    245. maddenin 3. fıkrasında tanımlanan suçun manevi unsuru ise kasttır yani kasten işlenebilen bir suçtur. Üçüncü fıkra açısından kast, suça konu banka veya kredi kartının sahte oluşturulan veya üzerinde sahtecilik yapılan bir kart olduğunu bilmeyi ve bu kartı yarar sağlamak amacıyla kullanmayı istemeyi gerektirir.
    Burada geçitli suç söz konusudur. Çünkü failin sahte olarak üretilmiş bir banka veya kredi kartını kullanarak kendisi veya başkası yararına haksız yarar elde edebilmesi için öncesinde bu kartı üretmesi, satın alması ya da bir şekilde kabul etmesi gerekir. Bunlar dışında kartın elde edilmesi için kalan tek seçenek kartın bulunmasıdır ki fail bulduğu kartın sahte olduğunu bilemeyeceği için bu kez de kast unsuru gerçekleşmeyeceğinden 3. fıkrada yer alan suçtan cezalandırmak da mümkün olmayacaktır. Dolayısıyla 3. fıkradaki suçun işlenebilmesi için failin öncesinde 2. fıkrada yer alan hareketlerden birisini gerçekleştirmesi gerekecektir. Buna göre de 2. fıkrada yer alan hareketler, 3. fıkradaki suç açısından cezalandırılmayan önceki hareketler olacaktır. (Benzer görüş için; Yrd. Doç. Murat Volkan Dülger, Bilişim Suçları ve İnternet İletişim Hukuku, s. 553-554)
    Hakimi bağlayıcı olmamakla birlikte, madde hükümlerinin yorumlanmasında yol gösterici olan TCK.nun 245/2. madde ve fıkrasının madde gerekçesine baktığımızda da “Başkalarına ait banka hesaplarıyla ilişkilendirilerek sahte banka veya kredi kartlarının ticari amaçla piyasaya sürülmesi karşısında, bu fiilleri yaptırıma bağlamak amacıyla, madde metnine ikinci fıkra olarak yeni bir suç tanımı yapılmıştır.” denilmektedir. Bu madde gerekçesinde de açıkça belirtildiği üzere, üretilen sahte banka veya kredi kartlarının ticari amaçlı olarak piyasaya sürülmesi cezalandırılmak istenmiştir. Ticari amaç güdülmeksizin üretilen sahte banka veya kredi kartının kullanılması sonucu yarar elde edilmesinde sadece TCK.nun 245/3. madde ve fıkrasından cezalandırılma yoluna gidilmesi kanun koyucunun iradesine de uygun olacaktır.
    Bilindiği üzere, sahtecilik fiillerinin hedefi yine bizzat sahteciliğin kendisi değildir. Hemen her zaman sahteciliğin ötesinde bir amaca ulaşmak için sahtecilik yapılır. Bu nedenle sahte belge oluşturduktan sonra bu sahte belgeyi kullanan kişi, hem sahte belge düzenlemekten hem de sahte belge kullanmaktan dolayı cezalandırılmaz. Burada da aynı şekilde düşünmek uygun olacaktır. Dolayısıyla, sahte kart oluşturan veya kart üzerinde sahtecilik yapan kişi, daha sonra bu kartı kullanarak yarar sağlayacak olursa, sadece TCK.nun 245/3. maddesinde öngörülen suçtan dolayı cezalandırılması gerekecektir. Nitekim TCK.nun 245/3. maddesinde öngörülen cezanın 245/2. maddesinde öngörülen cezadan fazla olması da bu görüşü destekler niteliktedir.
    Somut olayda da, Ceza Genel Kurulunun 27.05.2008 gün ve 2008/11-87 E, 2008/150 K sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanığın Cıtıbank’a ait kredi kartının bilgilerinin kopyalanarak sahte üretilen kredi kartının kullanılması suretiyle kendine haksız yarar sağlaması eyleminin daha ağır cezayı gerektiren başka bir suçu oluşturmaması ile, 5237 sayılı TCK.nun 21/1. madde ve fıkrasında "Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir." şeklindeki düzenleme, madde gerekçesi, geçitli suç teorisi ve TCK.nun 44. maddesi birlikte değerlendirildiğinde, sanığın kastının açıkça sahte olarak üretilen kredi kartının kullanılması sonucu yarar sağlama olduğu ve eyleminin kül halinde 5237 sayılı TCK.nun 245/3. maddesindeki suçu oluşturduğu ve bu suçtan cezalandırıldığı gözetilmeden, TCK.nun 245/2. madde ve fıkrasından da hüküm kurulması suretiyle fazla ceza tayini gerekçesiyle bozulması yerine, yerel mahkemenin mahkumiyete ilişkin kararlarının onanması yönündeki sayın çoğunluğun kararına katılmıyoruz.15.12.2016








    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi