MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı esas davanın kabulüne birleşen davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı-birleşen davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı-birleşen davacı asil ... ile vekili avukat ... ve davacı-birleşen davalı asil ... ile vekili avukat ..."un gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı ..., davalı ile bir süre evli kaldıktan sonra boşandıklarını, ancak müşterek çocuklarının olması nedeniyle ilişkilerini sürdürerek birbirlerine yardım ettiklerini, kendisine ait aracın satışı için davalıya 16.9.2005 tarihli vekaletname verdiğini, aracı vekaleten satan davalının satış bedelini kendisine iade etmediğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla aracın satış bedeli olan 17.500TL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı ..., davanın reddini dilemiş, birleşen karşı davasında, davalı ...’e çeşitli tarih ve şekillerde borç para verdiğini, belgeye dayalı olarak 51.569,67TL alacaklı olduğunu ileri sürerek, toplam 51.569,67TL alacağın şimdilik 7.000TL’sinin faiziyle birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece davacı ... tarafından açılan davanın kabulüne, davacı ... tarafından açılan birleşen davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davalı-birleşen davanın davacısı ... tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin taktirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı-birleşen davanın davacısının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı ... asıl davada, kendisine ait aracı davalının vekaleten sattığını, satış bedelini kendisine ödemediğini ileri sürerek,satış bedeli olan 17.500TL’nin faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş, mahkemece,17.500TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmiştir. Davalının davacıya ait... plakalı aracı vekaleten 28.4.2006 tarihinde noterde düzenlenen kati taşıt satış sözleşmesi ile 3.şahsa sattığı uyuşmazlık konusu değildir. Satış sözleşmesinde satış bedeli olarak 17.525TL yazılmış ise de,araç satışlarında noterde düzenlenen sözleşmede gösterilen değerin aracın kasko değeri olup piyasa rayicini yansıtmadığı bilinen bir gerçektir. Mahkemece alınan 4.6.2009 tarihli bilirkişi raporunda aracın satış tarihindeki rayiç bedelinin 13.500TL olduğu belirtilmiştir. Davalı, aracı 12.500TL bedelle sattığını savunmuş ise de,bu savunmasını ispatlayamamıştır. Öyle olunca mahkemece 13.500TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
SONUÇ:Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle Davalı-birleşen davanın davacısının ikinci bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,ikinci bent gereğince kararın davalı-birleşen davanın davacısı yararına BOZULMASINA, 990,00 TL duruşma avukatlık parasının davacı(birleşen davalı)dan alınarak davalı(birleşen davacı)ya ödenmesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 21.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.