17. Hukuk Dairesi 2016/2704 E. , 2016/6258 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi, mahkemece temyiz harcının eksik yatırılmış olması nedeniyle davacı vekiline muhtıra tebliğ edilmesi, belirtilen sürede eksik temyiz harcı ikmal edilmediğinden ek karar ile kararın temyiz edilmemiş sayılmasına karar verilmesi; ek kararın da davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkiline kasko sigortalı araca davalıların maliki ve sürücüsü olduğu aracın tam kusurlu olarak çarpması sonucu sigortalısına 09.02.2011 tarihinde 37.060 TL hasar tazminatı ödendiğini, davalı aracın dava dışı zorunlu trafik sigortacısı tarafından müvekkiline yapılan 17.500 TL ödeme mahsup edildiğinde bakiye 19.560,00 TL tazminatın fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen rücuen tahsilini talep etmiştir.
Davalı ..., kusurun ve gerçek zararın ispatlanması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., kusurun ve gerçek zararın ispatlanması gerektiğini beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, 16.626,00 TL tazminatın 09/02/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalılar vekili tarafından temyiz edilmiş, davacı tarafça eksik temyiz harcının süresinde ikmal edilmemiş olması nedeniyle temyiz edilmemiş sayılmasına dair ek karar da davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Mahkemece, ek karar ile davacı vekilinin eksik nispi temyiz harcını süresinde ikmal etmemesi nedeniyle temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiş ise de; davacı reddedilen talebi yönünden temyiz peşin harcı olarak maktu harçla sorumlu bulunduğundan, temyiz dilekçesinde de maktu temyiz harcı yatırılmış olduğundan mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu nispi temyiz harcını yatırmak üzere davacıya kesin süre verilmesi ve kesin sürede nispi harcın yatırılmaması nedeniyle ek kararla davacı vekilinin temyiz etmemiş sayılmasına karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan ek kararın ortadan kaldırılmasına karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava, kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan kasko rücu istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK"nın 388 ve 389. maddeleri ile 6100 sayılı HMK"nın karşılık 297/1-2. maddeleri uyarınca, mahkeme kararında; hüküm sonucunun, taraflara yükletilen hak ve sorumlulukların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde ayrı ayrı ve açıkça gösterilmesi gerekir.
Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimi yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hüküm bulunması gerektiği açıktır.
Mahkemece, gerekçe kısmında; dosyanın mevcut kapsamında kusura ilişkin herhangi bir rapor olmadığı için mevcut deliller ile yargılamaya devam edilemeyeceği, trafik kazasından kaynaklı rücuen tazminat davasında kusur oranları tespit edilmeden karara varılamayacağı, davacının davasını ispat edemediği anlaşılmakla, mahkemece ispat edilemeyen davanın reddine karar verildiği belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında ve kısa kararda ""davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine, 16.626,00 TL tazminatın 09/02/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, sair hususların gerekçeli kararda hüküm altına alınmasına,"" karar verilmiştir. Hükmün gerekçesi ile kısa karar uyumlu olmayıp, taraflar yönünden şüphe ve tereddüt uyandıracak nitelikte olduğundan, bu yön yukarıda açıklanan yasa maddelerine açık bir aykırılık oluşturduğundan (10.04.1992 gün, 1991/7 Esas-1992/4 Karar sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu kararında da belirtildiği üzere) hükmün bozulması gerekmiştir.
3-Bozma neden ve şekline göre davacı vekili ve davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ek karara yönelik temyiz itirazlarının kabulü ile ek kararın ORTADAN KALDIRILMASINA,(2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin ve davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davacı vekili ve davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya ve davalılara geri verilmesine 23/05/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.