19. Ceza Dairesi 2021/7148 E. , 2021/5713 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi : ...
SUÇ : 6100 Sayılı Kanuna Aykırılık
HÜKÜM : Disiplin Hapsi
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı Kanun"un 398. maddesinde ihtiyati tedbir kararına muhalefetin cezası olarak düzenlenen disiplin hapsi kararına karşı açıkça bir kanun yolu öngörülmemişse de;
Anayasa"nın "D. Milletlerarası andlaşmaları uygun bulma" başlıklı 90/5. maddesi;
"...Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. (Ek cümle: 7/5/2004-5170/7 md.) Usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas alınır." hükmünü içermektedir.
Ülkemizin de taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"ne, 14. Mart 1985 tarihli ek 7 numaralı Porotokol"ün Uygun Bulunması Hakkında Kanun, 24.03.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
AİHS"ye Ek 7 Numaralı Protokol"ün "Cezai konularda iki dereceli yargılanma hakkı" başlıklı 2. maddesi;
"1. Bir mahkeme tarafından cezai bir suçtan mahkum edilen her kişi, mahkumiyet ya da ceza hükmünü daha yüksek bir mahkemeye yeniden inceletme hakkını haiz olacaktır. Bu hakkın kullanılması, kullanılabilme gerekçeleri de dahil olmak üzere, yasayla düzenlenir.
2. Bu hakkın kullanılması, yasada düzenlenmiş haliyle önem derecesi düşük suçlar bakımından ya da ilgilinin birinci derece mahkemesi olarak en yüksek mahkemede yargılandığı veya beraatini müteakip bunun temyiz edilmesi üzerine verilen mahkumiyet hallerinde istisnaya tabi tutulabilir." hükümlerini içermektedir.
Bu nedenlerle; ihtiyati tedbir kararına muhalefet suçu nedeniyle hukuk mahkemesi tarafından herhangi bir yargılama usulüne tabi olmaksızın, ertelenemeyecek, seçenek tedbire dahi çevrilemeyecek şekilde verilen ve kişisel hürriyeti bağlayıcı mahiyeti bulunan disiplin hapis cezasına karşı kanun yolu öngörülmemesinin Anayasa"nın 90. maddesi kapsamında imzalanan ve uygun görülen ek 7 numaralı protokol hükümlerine aykırı olduğu, disiplin hapsi kararına karşı itiraz yolunun açık olduğuna dair bir hüküm de bulunmadığı anlaşılmakla,
Sanık hakkında verilen disiplin hapsi cezasına karşı temyiz yoluna başvuru yolu mümkün olmadığından dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesi gerektiği yönündeki tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiştir.
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Anayasa Mahkemesi Genel Kurulunun 11.07.2018 tarihli, 2018/1 E. 2018/83 K. sayılı iptal kararında (özetle);
Disiplin hapsinin bir suç karşılığı uygulanan bir cezai yaptırım olmayıp kısmi bir düzeni korumak amacıyla yaptırım altına alınmış olan bir fiilin işlenmesinden dolayı verilen, seçenek yaptırımlara çevrilemeyen, ön ödeme uygulanamayan, tekerrüre esas olmayan, şartla salıverme veya erteleme hükümleri uygulanamayan, adli sicil kayıtlarına geçmeyen bir ceza olduğu, mahkemece verilecek ihtiyati tedbir kararına muhalefet edilmesini önlemeye yönelik olarak getirilmiş bir müeyyide olduğu,
6100 sayılı HMK"nin 398. maddesinde ihtiyati tedbir kararına muhalefet edilmesi sebebiyle verilmesi talep edilen disiplin hapsi yönünden yürütülecek yargılamanın usul ve esasları ile disiplin hapsi kararlarına karşı başvurulacak kanun yoluna ilişkin açık bir düzenlemenin kanun koyucu tarafından öngörülmediği,
İhtiyati tedbire muhalefet edenler hakkında verilecek disiplin hapsinin bir mahkeme tarafından verileceği ve kişi hürriyetini kısıtlayacağının kuşkusuz olduğu, dolayısıyla kişilerin hukuki güvenlikleri ile hak arama hürriyetlerini kısıtlayarak temel hak ve özgürlüklerini zedeleyeceği sonucuna ulaşıldığı gerekçeleriyle,
6100 sayılı Kanun"un 398. maddesinde öngörülen ve disiplin hapsini düzenleyen 1. fıkranın Anayasa"nın 2. ve 36. maddelerine aykırı olduğu kanaatiyle maddenin iptaline, iptal kararı nedeniyle doğacak hukuki boşluğun, kamu yararını ihlal edebilecek nitelikte olması nedeniyle iptal kararının 9 ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararı, 20.02.2019 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanmış ve iptal hükmü, 20.11.2019 günü yürürlüğe girmiştir.
Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında temyize konu ceza dava dosyası ve somut uyuşmazlık değerlendirildiğinde;
Sanık hakkında şikayetçi davacının, yapmış olduğu başvuruya ilişkin olarak, yerel mahkemece davalı sanığın, HMK"nin 398. maddesi uyarınca 1 ay disiplin hapsi cezasıyla cezalandırılmasına karar verildiği,
Dosyanın Yargıtay"a intikalinden sonra, temyize konu karar tarihinde yürürlükte bulunan 6100 sayılı HMK"nin "Tedbire muhalefetin cezası" başlıklı 398. maddesinin, Anayasa Mahkemesinin 11.07.2018 tarihli, 2018/1 E. 2018/83 K. sayılı iptal kararıyla iptal edildiği ve 21.11.2019 tarihinde yürürlükten kalktığı anlaşılmakla;
Mahkemece Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararı da göz önünde bulundurularak 5237 sayılı TCK"nin 2 ve 7. maddeleri gereği, sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş ve davalı (sanık) vekilinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca hükmün, tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine, 26.05.2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.